Sandra Blakeslee sözleri ve alıntılarını, Sandra Blakeslee kitap alıntılarını, Sandra Blakeslee en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Anozognozi, hakkında pek bir şey bilinmeyen sıra dışı bir sendromdur. Hasta genelde aklı başındadır, ama cansız uzvunu eylem halinde -alkışlar veya
burnuma dokunurken- gördüğünü iddia eder ve bunun tamamen saçma
olduğunun farkına varamaz. Bu ilginç rahatsızlığın sebebi ne? Tahmin edeceğiniz gibi, anozognoziyi açıklamaya yönelik düzinelerce kuram var.Bun-
ların çoğu iki ana kategoride sınıflanabilir. İlki, hastanın felcinin tatsızlığıyla
yüzleşmek istemediğini söyleyen Freudcu görüştür. İkincisi, nörolojik bakış
açısıdır; buna göre söz konusu inkar, ihmal sendromunun sonucudur. Bu
rahatsızlıktan geçen bölümde bahsetmiştik, ihmal sendromu, sol taraftaki
her şeye karşı kayıtsızlık durumudur. Her iki açıklama kategorisinde de birçok sorun var, fakat inkar hakkında yeni kuramlar oluşturmak için kullanabileceğimiz bir sürü anlayış da içermektedirler.
Duygusal benliğin patolojileri arasında temporal lob epilepsisi, Capg ras sendromu ve Klüver-Bucy sendromu sayılabilir. Birincisinde Paul Fedio ve D. Bear tarafından "aşın bağlantılılık" -temporal korteksin duyusal alanları ile amigdala arasındaki bağlantıların kuvvetlenmesi- olarak adlandırılan bir süreçten kısmen kaynaklanabilen
Victoria dönemi, iki parlak biyolog arasındaki şiddetli entelektüel tartışmaya tanıklık etti; Charles Darwin ve Alfred Russel Wallace. Darwin, elbette herkesin tanıdığı bir isim. Herkes onun organik evrimin temel itici güçlerinden biri olan doğal seçilimin keşfiyle ilişkisini bilir. Ne yazık ki Wallace, biyologlar ve bilim tarihçileri dışında,
"İmkânsız şeylere inanılmaz."
"Sanırım bu konuda yeterince çalışmamışsın," dedi Kraliçe.
"Ben senin yaşındayken günde yarım saat çalışırdım.
Niçin, bazen kahvaltıdan önce altı imkânsız şeye inanırdım."
Lewis Carroll, Aynanın İçinden
Şunu anlamak önemlidir, hastaların sadece azınlıkta kalan bir bölümü dinsellik veya hipergrafi gibi hususi özellikler gösterir, fakat bu, aradaki ilişkinin gerçekliğini azaltmaz. Teşbih yoluyla, böbrek ve göz değişikliklerinin(DM hastalık komplikasyonları), şeker hastalarının sadece azınlığında görüldüğü gerçeğini düşünün, fakat bir ilişkinin varlığını kimse inkar edemez. Trimble'ın belirttiği gibi:
"Epilepsi hastalarında görülen dindarlık ve hipergrafi gibi kişilik özellikleri ya hep ya hiç fenomeni gibi ortaya çıkar ve hastaların azınlığında görülür. Bu, örneğin sabir fikirlilik gibi, kademeli bir özellik değildir ve bu yüzden yeterli sayıda hasta değerlendirilmediği sürece anket çalışmalarında bir etken şeklinde ortaya çıkmaz."