Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Fatma Dumlu

Ebeveynler, çocukların kendi düğmelerini iliklemeleri, kendi ayakkabılarını bağlamaları ve matematik problemleriyle uğraşmaları gibi bazı temel şeylere hakim olmaya çalıştıklarında sabırsızlanıyorlar. Birçok ebeveyn , çocuğun kendi başına yapmasını beklemek için zamanı olmadığından çocuğu yerine çok fazla şey yaptığını itiraf ediyor. Sonuç olarak çocuklar; bir işi yapmak için yetkin ancak bağımlı, kendini beğenmiş ancak güvensiz, yüceltilmiş ancak beceriksiz olduklarını hissediyorlar.
Reklam
Fatma Dumlu
@okuyanuss_·Bir kitabı okumaya başladı
Çocuk Merkezli Oyun Terapisi
Çocuk Merkezli Oyun TerapisiCynthia Caparosa Sniscak
9.5/10 · 51 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kadınlar, hayatlarının kapılarını açıp onun ücra köşelerindeki katliamı incelediklerinde, çoğu zaman en önemli düş, hedef ve umutlarının azar azar öldürülmesine izin verdiklerini görürler. Orada cansız düşünceler, duygular ve arzular bulurlar; bunlar bir zamanlar hoş ve vaat edici olsa da, artık kanları çekilmiştir. Bu umut ve düşler, ister ilişki arzusuyla, isterse de bir başarı, bir ustalık, bir sanat yapıtıyla ilgili olsun insanı psişesinde böyle ürkütücü bir keşif yapıldığında emin olabiliriz ki, düșlerde de çoğu zaman hayvani damat olarak simgelenen doğal yok edici işbaşındadır ve yöntemli bir șekilde kadının en çok değer verdiği arzu, ilgi ve özlemlerini tahrip etmektedir.
Allah 'ın nuru ile nurlanan bir gönlün semasını hangi bulutlar kaplayabilir? Her an huzur-u İlahide bulunmak bahtiyarlğıa eren bir kulun ruhunu; hangi fâni emel ve arzular, hangi zavallı teveccüh ve iltifatlar ve hangi pespâye gaye ve ihtiraslar tatmin, teskin ve teselli edebilir?
Reklam
250 syf.
10/10 puan verdi
·
78 günde okudu
İşârâtü'l İ'caz
İşârâtü'l İ'cazBediüzzaman Said Nursî
9.6/10 · 1.835 okunma
Bilhassa hayat-ı insaniye tabakasına çıkan hayat, aklın nuruyla âlemleri gezmiş olur. Âlem-i cismanîde tasarruf ettiği gibi âlem-i ruhanîde gezer, âlem-i misale seyahat eder; kendisi o âlemleri ziyarete gittiği gibi o âlemler de onun ruhunun âyinesinde temessül etmekle iade-i ziyaret etmiş gibi olurlar. Hattâ insan "Âlem, Allah'ın fazlıyla benim için halk olunmuştur." diyebilir.
Sayfa 265Kitabı okudu
Kelâm sıfatı da aynen kudret sıfatı gibidir. Bir çocukla konuşup söz anlatmak, bir feylesofla konuşmaktan aşağı değildir.
Sayfa 244Kitabı okudu
Kezalik rahmet ve nimet dahi lâyık ve onları intizar edip kıymetlerini bilmeyen mevkilere isabet ederlerse zahmete ve nıkmete inkılab ederler.
Sayfa 341Kitabı okudu
Reklam
282 syf.
9/10 puan verdi
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı KütüphanesiMatt Haig
8.3/10 · 54,9bin okunma
Arkadaş! Namaz, kul ile Allah arasında yüksek bir nisbet ve ulvi bir münasebet ve nezih bir hizmettir ki her ruhu celb ve cezbetmek namazın şe'nindendir. Namazın erkânı, Fütuhat-ı Mekkiye'nin şerh ettiği gibi öyle esrarı hâvidir ki her vicdanın muhabbetini celbetmek, namazın şe'nindendir. Namaz, Hâlık-ı Zülcelal tarafından her yirmi dört saat zarfında tayin edilen vakitlerde manevî huzuruna yapılan bir davettir. Bu davetin şe'nindendir ki her kalp kemal-i şevk ve iştiyakla icabet etsin. Ve mi'racvari olan o yüksek münâcata mazhar olsun. Namaz, kalplerde azamet-i İlahiyeyi tesbit ve idame ve akılları ona tevcih ettirmekle adalet-i İlahiyenin kanununa itaat ve nizam-ı Rabbanîye imtisal ettirmek için yegâne İlahî bir vesiledir. Zaten insan medeni olduğu cihetle, şahsî ve içtimaî hayatını kurtarmak için o kanun‑u İlahîye muhtaçtır. O vesileye müraat etmeyen veya tembellikle namazı terk eden veyahut kıymetini bilmeyen; ne kadar cahil, ne derece hâsir, ne kadar zararlı olduğunu bilâhare anlar amma iş işten geçer.
اَلَّذٖينَ‎ ile ‎ مُتَّقٖينَ‎ arasındaki münasebete gelince: Bunların biri tahliye ‎ (تَخْلِيَه)‎ , diğeri tahliye ‎ (تَحْلِيَه)‎ dir. Tahliye ‎ (تَخْلِيَه)‎ tathir etmek ve temizlemektir. Tahliye ‎ (تَحْلِيَه)‎ ise tezyin etmek ve süslendirmek manasınadır. Bunlar birbiriyle arkadaş olup burada olduğu gibi daima birbirini takip ediyorlar. Onun için kalp, takva ile seyyiattan temizlenir temizlenmez hemen onun ardında iman ile tezyin edilmiş ve süslendirilmiştir. Kur'an-ı Kerîm, tahliye-i seyyiatı üç mertebesiyle zikretmiştir: Birincisi, şirki terk. İkincisi, maâsiyi terk. Üçüncüsü, mâsivaullahı terk etmektir. Tahliye ‎ (تَحْلِيَه)‎ ise hasenat ile olur. Hasenat da ya kalp ile olur veya kalıp ve beden ile olur veyahut mal ile olur. A'mal-i kalbînin şemsi, imandır. A'mal-i bedeniyenin fihristesi, namazdır. A'mal-i maliyenin kutbu, zekâttır.
Herhangi bir iklimde zuhur eden bir ıslahatçının mahiyet ve ha-kikatini, sadakat ve samimiyetini gösteren en gerçek miyar; dava-sını ilana başladığı ilk günlerle, muzaffer olduğu son günler arasın-da ferdî ve içtimaî, uzvî ve ruhî hayatında vücuda gelen değişiklik farklarıdır, derler.
425 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.