Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Swami Vivekananda

Swami VivekanandaMaya ve Yanılsama yazarı
Yazar
8.0/10
29 Kişi
103
Okunma
25
Beğeni
4.685
Görüntülenme

En Yeni Swami Vivekananda Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Swami Vivekananda sözleri ve alıntılarını, en yeni Swami Vivekananda kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Her yerde günahkarlık görmeye mahkum olduğunuz için ağlayın ama dünyaya yardım etmek istiyorsanız onu suçlamayın. Onu daha da zayıf düşürmeyin. Çünkü günah, mutsuzluk ve bütün bunlar zayıflığın sonucundan başka nedir ki?
yalnızca makineler ve maddi bilginin gelişimiyleyse hiçbir şey olmaz. Bunlar yalnızca mutsuzluğu artırmaya yarar, tıpkı ateşe atılan yağın onu kızdırmaya yaraması gibi. Ruh’un bilgisi olmaksızın maddi bilgi ateşe atılan yağ olmaktan öteye geçemez; bencil insana, başkalarına ait olanı eline geçirmek, başkalarını sömürmek için bir araç daha vermekten başka bir işe yaramaz.
Reklam
Mutluluk herkesin peşinde olduğu bir şey fakat çoğunluk onu gelip geçici olan, gerçek olmayan şeylerde arıyor. Mutluluğu duyularda bulana hiç rastladınız mı? Kimse mutluluğu duyularda veya duyulardan alınan zevkte bulamamıştır. Mutluluk ancak Ruh’tadır. O yüzden insanlık için en yararlı olan, bu mutluluğu Ruh’ta bulmaktır.
Perde gittikçe inceliyor, ışığı gittikçe daha fazla geçiriyor çünkü bu ışığın doğasında var. O bilinemez; onu öğrenmek için boşuna uğraşıyoruz. O bilinebilir bir şey olsa, olduğu şey olamazdı çünkü o ebedi öznedir.
Din, Tanrı ve bundan sonrasıyla ilgili düşünceler nedir böyle? İnsan niçin Tanrı arayışında? Her ulustan, her toplumdan insanlar niçin insanda, Tanrıda veya başka bir yerde kusursuz bir ideal arıyorlar? Çünkü bu fikir içinizde. Atmakta olan kendi kalbinizdi ama bunun farkında değildiniz; onu dışarıda başka bir şey sanıyordunuz. Sizi O’nu aramaya, O’nu anlamaya ve kavramaya sevk eden kendi içinizdeki Tanrıdır. Orada burada, tapınaklarda ve kiliselerde, yerlerde ve göklerde uzun uzun aradıktan sonra sonunda çemberi tamamlayarak başladığınız yere, kendi ruhunuza döndünüz ve gördünüz ki tüm dünyada aradığınız, uğrunda göz yaşı döktüğünüz, kiliselerde ve tapınaklarda dualar ettiğiniz, bulutlara gizlenmiş en büyük gizem diye baktığınız O aslında Kendinizsiniz; hayatınızın, bedeninizin ve ruhunuzun gerçeği. Bu sizin kendi doğanız.
Hatta madde dediğimiz şeyin hiç varolmadığını kanıtlamak bile mümkün. Varolan yalnızca gücün belli halleridir. Katılık, sertlik ve maddenin diğer hallerinin hareketin bir sonucu olduğu kanıtlanabilir. Sıvılara uygulanan burgaç hareketinin artması onlara katıların gücünü verir. Burgaç hareketine sahip bir hava kütlesi, örneğin bir hortum, katı benzeri bir hal alır ve katıları kırıp keser. Örümcek ağının bir teli çok büyük bir hızla hareket ettirilebilse demir bir zincir kadar güçlü olur ve meşe ağacını keser. Konuya böyle bakınca madde dediğimiz şeyin aslında varolmadığını kanıtlamak daha kolay oluyor.
Reklam
İnsan bir yumuşakçadan evrimleştiyse o yumuşakçanın içinde de kusursuz insan - Buda-insan, İsa-insan - vardır. Eğer öyle değilse o büyük insanlar nereden çıktılar?
Dinlerin çoğu insanların falanca peygamberin söylediklerine inanmasını istiyor diye dine güleceksek zamanelere daha çok gülmemiz gerekir. Modern zamanlarda Musa’dan, Buda’dan veya İsa’dan sözler aktaranlara gülüyorlar; ama aynı kişi bir Huxley’nin, bir Tyndall’ın veya bir Darwin’in adını verecek olsa onun sözü çiğ çiğ yutulur. “Bunu Huxley demiştir,” dediniz mi akan sular durur. Gerçekten de hurafelerden kurtulmuşuz! Öbürkü dinsel hurafe, beriki bilimsel; yalnız şu unutulmasın ki hayat veren manevi fikirler o hurafelerle gelmiştir; modern hurafelerse şehvet ve açgözlülük getirmiştir. O hurafeler Tanrıya tapmaya çağırıyordu; bu hurafeyse iğrenç saçmalıklara, üne ve güce tapmaya. Aradaki fark bu.
En yüksek felsefelerin diliyle bebeğin çıkardığı sesler arasındaki fark, derece farkından ibarettir.
Manu'nun gemisi
Eski zamanın büyük bilgesi Manu, Ganj kıyılarında dua ederken yanına ondan koruma isteyen küçük bir balık gelmiş, o da onu önündeki su kabına koymuş. “Ne istiyorsun?” diye sormuş Manu. Küçük balık kendisini büyük bir balığın kovaladığını ve ondan korunmak istediğini söylemiş. Manu balığı evine götürmüş ama sabah balık kaba sığmaz olmuş ve, “Ben artık bu kapta yaşayamıyorum,” demiş. Manu onu bir su deposuna koymuş ama ertesi gün balık depoya sığmaz olmuş ve orada yaşayamayacağını söylemiş. Manu da onu ırmağa geri götürmüş ama ertesi gün balık ırmağa sığmaz olmuş. Sonra Manu onu okyanusa götürünce balık, “Manu, ben evrenin Yaratıcısıyım, dünyayı sele boğacağım konusunda seni uyarmak için bu kılığa girdim. Bir gemi inşa et, ona her hayvandan birer çift koy ve aileni de al, sudan benim boynuzum çıkacak. Gemini ona bağla; sel dindiğinde dışarı çıkın ve dünyada çoğalın.” Dünya böylece sele boğulmuş ve Manu kendi ailesiyle birlikte her hayvandan birer çifti ve her bitkinin tohumunu kurtarmış. Tufan dindiğinde Manu gemiden çıkmış ve dünyada insanlar çoğalmış; ve hepimize “insan” (man) deniyor çünkü Manu’nun soyundan geliyoruz.
422 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.