"...Ne tuhaf, insanlar kendilerini pırıl pırıl ilk yaz akşamüstünün kollarına bırakmıyor; kıpır kıpır kanı kaynayan Halič'i, bakanı hülyalara daldırmaya hazır eski şehir siluetini, köprülerin gerisinden masum ve güzel bir genç kızın yanakları gibi kızarmaya hazırlanan gökyüzünü seyretmeyi tercih etmiyorlardı."