Zahide Tuba Kor

Siyonizm Düşünden İşgal Gerçeğine Filistin yazarı
Yazar
Çevirmen
8.7/10
15 Kişi
133
Okunma
27
Beğeni
3.650
Görüntülenme

Öne Çıkan Zahide Tuba Kor Gönderileri

Öne Çıkan Zahide Tuba Kor kitaplarını, öne çıkan Zahide Tuba Kor sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Zahide Tuba Kor yazarlarını, öne çıkan Zahide Tuba Kor yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
1948 öncesi Filistin topraklarında ekonomik dengeler büyük oranda Filistinliler lehine bir görünüm arz etmekteydi. Bu tarihte bölgede tarım-sal üretimde kullanılan özel mülkiyet oranlarına göre Filistinli Arapların sahip olduğu tarım alanı 24.670.000 dönümü bulurken, Yahudilerinki sadece 1.514.000 dönümdü. Filistinli Arapların ekonomik refahı ile Yahudilerin refahı arasındaki fark karşılaştırılamayacak kadar büyüktü.18 Endüstriyel açıdan bakıldığında da, İngiliz işgalinin ilk yıllarında yapılan bir istatistik, 1927 yılında Filistin’de 1.236 üretim tesisi bulunduğunu, bunların %75’inin Filistinlilere (925 adet), %24’ünün Yahudilere (300 adet) ait olduğunu göstermekteydi.19 Yahudi göçleri ve buna bağlı olarak uluslararası Siyonist örgütlerin ekonomik yardımları ile bu denge zaman içinde tersine döndüğü hâlde, uzun yıllar Filistin’deki ekonomik varlıklar Filistinlilere ait olarak kalmıştır. Ancak İsrail’in kurulmasından sonra Filistin topraklarının %80’indeki tesisler Yahudilerin eline geçmiştir.
Muammer Kaddafi ile Beşşar Esed otomatik olarak aynı kefeye kondu. Oysa Libya ile Suriye devletlerinin yapısı birbirinden çok farklıydı. Libya’da devlet ve ordu diye bir şey olmadığından yönetimde Kaddafi’nin ağırlığı Esed’e kıyasla çok daha azdı. Zira Kaddafi devleti sistematik olarak ortadan kaldırarak yerine sözde Devrimci Halk Komitelerini kurmuştu. Dolayısıyla rejim fazla direnemeyip dokuz ay içerisinde çöktü. Suriye’de ise rejim son kırk yıldır hep en kötü senaryo için hazırlık yapmıştı. Devletin yapısı rejimi muhafaza etmek üzere tasarlanmıştı ve aslına bakarsanız devlet ile güvenlik birimleri arasında hiçbir fark yoktu. Esed her ne pahasına olursa olsun, ne kadar sivil hayatını kaybederse kaybetsin sonuna kadar savaşmaya hazırdı.
Sayfa 34 - Fawaz Gerges- Ortadoğu Uluslararası İlişkiler Çalışmaları: Tarih, Teori ve Metodoloji Üzerine Bir Haşiye
Reklam
1948’den itibaren yaşanan Arap-İsrail savaşları, Yahudilerin arkasındaki güçlü Batı desteğinin yanı sıra Arap ülkelerinin Filistin konusundaki tutarsızlıklarını ve samimiyetsizliklerini de ortaya koymaktaydı.
" Ölülerimiz dağılmış dört bir bucağa. Bazen ölülerimizin cenazeleriyle nereye gideceğimizi bilemedik; bizi diri olarak kapılarında görmek istemeyen dünya başkentleri ölü olarak da istemediler bizi. Ve şayet gurbet yüzünden ölenler, kurşunla vurularak ölenler, özlemden ölenler ve sadece ecelle ölenler hep şehitse ve şayet şiirler doğruyu söylüyorsa, her şehit bir gülse, dünyayı bir gül bahçesine çevirdiğimizi iddia edebiliriz."
"Ortadoğu" kavramına da kısaca bakmak lazım. Bu kavram, sömürgeci güçlerin bir üretimi. Zaten Ortadoğu'nun sınırları ve yapısı da suni; 1916'da İngilizler ile Fransızlar arasındaki Sykes- Picot Anlaşması çerçevesinde bu coğrafya şekillendi. Yani Ortadoğu aslına bakarsanız bir icat.
Sayfa 37 - Fawaz Gerges- Ortadoğu Uluslararası İlişkiler Çalışmaları: Tarih, Teori ve Metodoloji Üzerine Bir Haşiye
Reklam
264 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.