Samsun'da doğdu. Bir erkek kardeşle, üç erkek kuzenle birlikte, kız çocuğunun ayrıcalıklı tutulduğu bir aile ortamında büyüdü. İlk, orta, lise eğitimini aynı kentte tamamladı. Kadın-erkek ilişkilerini birey toplum ekseninde gözlemlediği yıllarda '80 fırtınasının ardından şiirle başkaldırmayı denedi. İlk şiirleri 1985 yılında Sanat Olayı dergisinde yayınlandı. 1986'da iki roman denemesinin ardından öyküler yazmaya başladı. 1987'de ilk öyküsü 'Maide', Varlık dergisinde yayınlandı. Aynı yıl art arda iki deneme yazısının yine aynı dergide yayınlanmasından sonra 10 yıl boyunca sürecek olan çeşitli kültür, sanat, edebiyat dergilerinde öyküleri ve daha çok öykünün sorunlarını inceleyen denemeleri çıktı. 1991'de ilk öykü kitabı ‘Bir Ara Uğra, Sevgin Kalmış Bende’, 1994'te ikinci öykü kitabı, ‘Ben Sizi Çok Aradım’ yayınlandı. Üçüncü öykü kitabı ‘Aşkın Selâmı Var’, 1999'da çıktı. İlk romanı ‘Islak Kentin İnsanları’ 2000 yılında yayınlandı. 2012 yılı Eylül ayında ikinci romanı ‘Pus’ ile okurlarıyla tekrar buluştu. Üç çocuk annesi olan yazar, İstanbul’da yaşamaktadır.
Samsunlu olmanın en bariz yansımalarından birisi de içinde ‘Samsun’ geçen bir şey gördüğünde kalp atışlarının hızlanmasıdır. Bu, gurbette bir 55 plaka olabilir, televizyonda Samsun’u gösteren bir program olabilir ya da herhangi bir sanat eserinin Samsun’dan söz ediyor olması da olabilir.
Bu anlamda Zerrin Koç’un Can Yayınları etiketli ‘Islak
Kadınların ezildiği dünyayı en iyi şekillendirmiş ve önümüze sermiş dedim ben bu kitabı okuduğumda. Bir kadın, ne kadar ışıl ışıl, konuşkan vs olursa olsun zamanın ve hayatın onu ne denli yorduğunu, benliğini yavaş yavaş kaybettiğini anladım.
En başlarda sıkıldım çünkü ne anlattığını anlayamadım. Ama devam ettiğim sayfalar beni hızla sürükledi.
Her neyse, kitap güzel. Okunması çok şey kaybettirmez. :)