Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Abidin Nesimi Fatinoğlu

Yılların İçinden yazarı
Yazar
6.0/10
2 Kişi
3
Okunma
2
Beğeni
1.787
Görüntülenme

Öne Çıkan Abidin Nesimi Fatinoğlu Gönderileri

Öne Çıkan Abidin Nesimi Fatinoğlu kitaplarını, öne çıkan Abidin Nesimi Fatinoğlu sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Abidin Nesimi Fatinoğlu yazarlarını, öne çıkan Abidin Nesimi Fatinoğlu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Pek doğaldır ki vakfın yapıldığı zaman için yüksek olan bu aylık o gün için gülünç bir paraydı. Bundan ötürü mütevelli bu işyerini ucuza kiraya verip kiracılarla özel ortaklıklar kurma yoluna gidiyordu. Bu özelliği biz öğrenince matbaayı bize kiralayaca ğım ve kârına ortak olup olmayacağını sorduk. Günde 50 liradan kiralamayı ve safî kânn üçte birine ortak olmayı kabul etti. Bu suretle günde 250 - 300 lira içinde bir gazete çıkması mümkün oluyordu. Rahmetli Alâaddin bunun üzerine rahmetli Prof. Hilmi Ziya Ülken’le görüştü, ona gazetenin üçte bir kârını bırakmak üzere gazetenin başyazarlığını ve haftanın belli günlerinde de incelemeler yazmasmı önerdi. O da kabul etti. Başyazılar imzasız olacaktı.
1908’de Arnavut milisler dağa çıkmışlar, Kanun-i Esasi için harekete geçmişlerdi. Olayların derinine inememiş olanlar, bu durumu Abdülhamid’e karşı sanırlar. Oysa bu görüş yanlıştır. 1908’de dağa çıkan Arnavut milisler, Abdülhamid Il’ye karşı değillerdi. Bunlar Batı’lı emperyalistlerin Balkanlarda özel bir jandarma teşkilâtı kurma planını önlemek isteğinde idiler. Bunu da Kanun-i Esasî’nin yeniden yürürlüğe konulmasıyle sağlayacakları kanısında idiler. Bunu da Kanun-ı Esasî’nin yeniden yürürlüğe konulmasıyle sağlayacakları kanısında idiler. Bu husus, dağa çıkan Arnavut milislerin Abdülhamid e çektikleri kendisine bağlılık telgrafıyle sabittir.
Reklam
Mehmed Reşid Şahingiray çeteci değil babanız gibi İttihatçı idi.
Babam 1915’te Lice kaymakamı iken Teşkilât-ı Mahsusa’nın Şahin Giray çetesi tarafından düzenlenen bir suikastle öldürülmüştür. Babama on bir kurşun isabet etmiş. Lice-Hani yolunda vurulmuş ve oraya gömülmüştür. Kadirşinas Liceli Selim ve Mahfuz beyler tarafından babamın mezarı yapılmış, halen bu mezar Turba-i gaymagam (Kaymakam Türbesi) adiyle anılmakta ve ziyaret edilmektedir. Bu vesile ile Selim ve Mahfuz beyleri rahmetle anarım. Nur içinde yatsınlar.
Sonra İttihatçılara ihanet ederek öldürüldü orası ayrı
Girit eşrafının yardımıyla Hanya’da, Mektebi Mülkiye programına uygun bir halk üniversitesi açmıştır. Ayrıca yakın arkadaşları Ahmet Saki'nin başkanlığında, merkezi Hanya’da ve Paris’te de şubesi olan «Girit Muhibbi İnsaniyet Cemiyet-i İslâmiyesi»ni kurmuş ve onun genel sekreterliğini yapmıştır. Demeğin yöneticileri arasında Girit eşrafından Hamit Beyzade, Behçet Beliğ bey de bulunmuştur. Dernek Girit’te Türkçe ve Paris’te Fransızca aylık Girit Hailesi’ni fasiküller halinde çıkarmış, ayrıca (Girit Hıristiyanlarının Numune-i Mezalimi) adlı kitabı yayınlamıştır. Kitaptaki klişeler Viyana’da yaptırılmıştır. Derneğin bütün yayınlan babam tarafından yazılmıştır. Bu dernek daha sonra Paris şubesi yoluyla, İttihat ve Terakki’ye katılmıştır. Babamın ittihatçılığı bu şekilde olmuştur.
Muvazaanın ikinci teklifi Rauf Orbay’a yapılıyor. Rauf Orbay bunu uygun buluyor ve bir İslâmî birleşik devletler çerçevesinde bir parti programı düzenliyor. İnönü bu parti programını beğenmiyor, bunun üzerine Rauf Orbay da parti kurmaktan vazgeçiyor.
Bu anılarda sosyalist- komünist hareketlere özet halinde değindim. Bu anılarımın kitap halinde gerçekleştirilmesinde, değerlendirilmesinde tek etmen çok sevdiğim, saydığım Hüseyin Draman arkadaşımın sonsuz emekleridir. Kesin olarak söylüyorum: Bu anıların toplanması, sıralanması, meydana gelmesi onun eseridir.
Reklam
Bunu karşılık Selânik’te daha çok batının sosyalini ve masonik görüşleri geçerliydi. Fakat bunların vurucu güçleri Manastır’a göre zayıftı. Çünkü ordudaki subayların çoğu melâmî idi. Ayrıca eşkıya takibinde bulunan devletin silahlı güçleri mensupları da Arnavuttular.
Kitap provalarından bunun Hikmet Kıvılcımlı olduğunu sezinledim, kendisine kitabın yazarı olup olmadığını sordum. Olumlu cevap alınca kendimi tanıttım ve bir dergi çıkarma hazırlıklan içinde olduğumuzu bildirdim. Kendisiyle özgürlük konusunda konuşmaya başladık. Ben kendisine sosyalizmin serbestçe savunulması ortamı gelmeden sosyalistlerin komünistlerin komünizmin görüşlerini yaymalarının sosyalizmin ve komünizmin gerçekleşmesinin mümkün olmadığını bundan ötürü onların sosyalistlik-komünistlik mücadelesini bir yana bırakıp bizimle birlikte bir özgürlük mücadelesi vermelerinin gerekli olduğunu söyledim. Kıvılcımlı bu görüşü benimsemedi. Bir hürriyet ortamı gerçekleşmeden de sosyalizmin komünizmin gerçekleşmesinin mümkün olduğunu söyledi
Milliyetçilikten Marksistliğe...
Azerî Ali arkadaşım, Azerî milliyetçisi niteliğini hayatı boyunca devam ettirdi. Oysa ben, Türk irredantizminden sosyalizme geldim. Görüş açılaraımız değişti, yakın arkadaşlığımıza gölgeler düştü ve nihayet birbirimizi kaybettik ve görüşemez olduk. Bu itibarla Azerî Ali arkadaşımın bana verdiği şeref sözünü tutup tutmadığını bilmiyorum. Şayet gençlik yıllarında verdiği sözü tutmuş ve benim için bir eser yazmışsa, bu eserinde belli bir tarihten sonra objektif kalabilmesi mümkün değildir. Azerî Ali arkadaşımın, 1955’te Uşak Lisesi müdürü ve matematik öğretmeni iken öldüğünü, ancak 1960’da öğrenebildim.
Parvüs (1859-1924) bir Alman Yahudisidir. Gerçekten bir enternasyonalci sosyalist olduğu için mi, yoksa Alman çıkarlarını gerçekleştirmek için mi Türkiye ile ilgilenmiştir? Bu sorunun karşılığı henüz tam olarak verilememiştir.
363 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.