Adnan Karaismailoğlu Sözleri ve Alıntıları
Adnan Karaismailoğlu sözleri ve alıntılarını, Adnan Karaismailoğlu kitap alıntılarını, Adnan Karaismailoğlu en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Köpek değilsin, kemiğe nasıl aşıksın? Sülük gibi neden kana aşıksın?
Görüşü bulunmayan, imtihanlarda sadece rüsva olan göz nasıl bir gözdür?
Zanlar, zaman zaman yanılır; ama bu nasıl bir zandır ki yoldan kör geldi?
Ey göz! Başkalarına ağlıyorsun; bir müddet otur, kendine ağla.
Dal ağlayan bulutla yeşillenir ve canlanır, mum ağlamayla daha parlak olur!
'' O, yağmurdan daha temiz nefes ve davranışta melekten daha kavrayışlı kişi ister.
Nefesin temizlenmesi için, gökler hazinesinin emin kişisi olmak için ömürler gerekir.
Tut ki bu asa senin sağ elinde, peki eline karşılık Musa'nın elleri nerede? ''
...
Padişah o ay yüzlüyü ona bağışladı. Beraberliği arayan sevgilileri birleştirdi.
Böylece kız tamamıyla iyileşti.
Padişah bundan sonra o gence içmesi için şurup yaptırdı. Genç, kızın önünde erimekteydi.
Gencin güzelliği kalmayınca kızın canı da ona bağlılıkta kalmadı.
Çirkin, sevimsiz olunca, yüzü sararınca gönlü soğudu.
Keşke genç bütünüyle çirkin olsaydı da bu kötü olay başına gelmeseydi.
Renk yüzünden olan aşklar aşk değildir, sonuçta ar olur.
'' Aşk için ne anlatıp açıklasam, aşka sıra gelince bunlardan mahcup olurum.
Dilin anlatışı aydınlatıcı olsa da dilsiz aşk daha açıktır.
Kalem yazı yazmakta koşarken; aşka gelince kırılır. ''
Öyleyse dünyada mutlak kötü yoktur; şunu bil ki kötü alakaya göredir.
Dünyada birine ayak, diğerine bağ olmayan hiç bir zehir ve şeker yoktur.
Yılan zehri o yılan için hayattır; oysa insana nispetle ölümdür.
Su halkı için deniz, bahçedir; toprak halkı içinse ölüm ve musibettir...
İster ağır, ister acele olsun arayan bulur.
Sen sürekli olarak her iki elini isteğe uzat; zira yolda istek iyi rehberdir.
Topal, çolak, uykulu hâlde ve edepsizce de olsa ona doğru sürün ve onu iste.
Ey oğul! Bağı çöz, özgür ol. Ne zamana kadar gümüşe, altına bağlı kalacaksın.
İhtiraslıların göz testisi dolmaz. Sedef, kanaatkâr olmadıkça inciyle dolmaz.
Her şeyimi herkese anlattığım için olmuyor demek ki
Sırların gönülde gizli kalırsa o muradın çabucak hâsıl olur.
Yakınlık ne yukarı ne aşağı gitmektir. Hakk’a yakınlık varlık hapsinden kurtulmaktır.
" (...) Neyzen Teyfik'in Mevlana türbesini ziyaret ettiği anda yazdığı anlaşılan şiiri, onun fiziki ve ruhi portresi ile türbesini tasvir eder. Bu özelliğiyle, edebiyatımızdaki bilinen tek örnektir. Bektaşi olan şair, Mevlevi olur ve onu 'Hz. Ali'nin nurunun nuru' olarak nitelendirir. Akli ilimlerin Mevlana'yı anlatmaya yetmeyeceğini söyleyen şairi, onun tarihi kimliği pek ilgilendirmez:
Yaş elli beş, boy uzunca imiş biraz kanbur
Demek ayıp değil amma edebde hayli kusur
Bir inhina ki sevimli şu devr-i pir ide
Fenâyı mutlak içinde bir ölmeyen zinde
Başında bir keçeden takke amma sivri ucu
Pek öğle dikkat edilmez, şiârı göz yorucu
İne o takke'nin altından omza dek saçlar
Kıvırcık uçları, ek çok değilse de ak var "
Sayfa 114 - Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları - (Neyzen Tevfik; Yücebaş 1959:50)
