Ahmet Çorak 1965 yılında Afyon’da doğdu. Afyon Lisesi’ni ve Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitirdi. Öğrencilik yıllarında dürtü-savunma kuramı ve hipnoterapi ile ilgilendi. Algoloji Bilim Dalı’nda kronik ve malin hastaların ağrıları üzerinde hipnoterapi çalışmaları yaptı. Tıp Fakültesinden mezun olduktan sonra Azerbaycan Tıp Üniversitesi Psikiyatri Bölümünde hipnosujestif psikoterapi alanında staj yaptı (1992). Dr. Tahir Özakkaş ile birlikte Türkiye’nin psikoterapi alanında kurulan ilk dernek “Alternatif Psikoterapi ve Tıbbi Hipnoz Araştırma Merkezi Derneği’nin kuruluş çalışmalarında yer aldı (1994) ve derneğin genel sekreteri oldu. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı’nda öğrenme ve hafıza mekanizmalarını araĢtıran ve bir Alzheimer modeli öneren tezini savunarak ihtisasını tamamladı (1996). 1994-2002 yılları arasında özel kuruluşlarda dürtü-savunma modeli ve nörofelsefe üzerine halka açık dersler verdi. Bu yıllar arasında psikolog ve psikolojik danışmanlardan oluşan bir grubu dinamik psikoloji ve davranış nörolojisi alanında eğitti. Marmara Ün. DiŞ Hek. Fakültesi’nde Fizyoloji Bilim Dalı’nda 1997 yılında öğretim görevlisi, 1998 yılında öğretim üyesi olduğu aynı birimde Fizyoloji Bilim Dalı Başkanlığı görevini sürdürmektedir. 2001-2005 yılları arasında Yeditepe Üniversitesinde, 2005’den itibaren ise Psikoterapi Enstitüsünde hipnozun fizyolojisi ve davranış nörolojisi üzerine dersler verdi. Psikoterapi Enstitüsü’nde psikanalitik psikoterapi eğitimini tamamladı. Aynı programda eğitmen olarak görev aldı. Nöropsikanaliz, nörofelsefe, kendilik bozuklukları özel ilgi alanlarıdır.
Mesela borderline kişilik bir kadın tanıştığı akşam güzel bakıyor diye antisosyal bir adamın evine gidiyor. Çok iyi bir insan çok güzel bakıyor diyor. Etrafta bir sürü eroin paketi var ama sadece bu kadar değil çekmecede silah var ama tamamen kendini korumak için, 3 yıl ceza almış satıcılıktan ama hakkını yemişler. Bir de yaralaması var adamın
Senaryo yazmaya alışıktı. Oluşu desteklemesi lazımdi. Dolduruyordu heybesini... Ardından "ben çok acılar yaşadım" diye ağlamaya başlayacaktı. Kendini kangren kola pansuman yaparken bulacaktın.
“Gürültü patırtının ortasında sükûnetle dolaş;
Sessizliğin içinde huzur var. Sakın bunu unutma.
Başka türlü davranmak gerekmedikçe herkesle dost olmaya çalış.
Sana bir kötülük yapıldığında verebileceğin en iyi karşılık unutmak olsun.
Bağışla… Ama kimseye teslim olma…
İçten ol; Telaşsız… Kısa, açık seçik konuş...
Başkalarına da kulak ver… Aptal
-Ben öyle mi dedim? Sen yanlış hatirliyorsun.
"Yanlış hatırlamak, abartiyorsun, ne var bunda" bunlari duyduktan sonra şüpheye düşüp bir de üzülüp kendinizi sucluyorsaniz geçmiş olsun
Senaryo yazmaya alisikti. Oluşu desteklemesi lazimdi. Dolduruyordu heybesini... Ardindan " ben çok acılar yasadim" diye ağlamaya başlayacaktı. Kendini kangren kola pansuman yaparken bulacaktin.
Çok akıcı ve doğurucu bilgi veriyor. Konuşma dilinde zaten. Tüm merak eden ve psikoloji ile ilgilenen arkadaşlara tavsiye ederim Aslında setin tamamını tavsiye ederim.
Hayal kırıklığı yaşatmadı..
Tüm psikolojik danışman, psikolog ve psikiyatrist arkadaşlara tavsiye ederim.
Neden bütüncül terapi ve bütüncül terapi türleri ve tarihçesi üzerine keyifli öğretici bir kitap. Vaka formülasyonu ile ilgili örnekler üzerinden ayrıntılı çalışmış. Gerçek olaylar üzerinden durumu ela alan keyifli bir kitap.
A.Ella'nın bana aldığı ders notu. Piyasada sadece borderline üzerine yazılan eserler var lakin narsistik borderline kişilik bozukluğunu konu alan yapıtlar çok çok az.
Teşekkürler ella.