Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ahmet El Kasas

Ahmet El KasasDoğru Kalkınma yazarı
Yazar
9.4/10
5 Kişi
5
Okunma
0
Beğeni
425
Görüntülenme

Ahmet El Kasas Gönderileri

Ahmet El Kasas kitaplarını, Ahmet El Kasas sözleri ve alıntılarını, Ahmet El Kasas yazarlarını, Ahmet El Kasas yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Sizden önceki toplumların başına gelenler, sizin başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Onların başına çeşitli yoksulluklar ve musibetler geldi. Öylesine sarsıldılar ki; (sonunda) Resûl ve onunla beraber olan müminler: “Allah’ın yardımı ne zaman?” dediler. Dikkat edin! Şüphesiz ki Allah’ın yardımı yakındır." (2/Bakara, 214)
Sayfa 244 - Köklü değişim yayıncılıkKitabı okudu
Resulullah ﷺ şöyle buyurdu:
"Kim bizim işimizde (vahiyde) olmayan bir şeyi ortaya çıkarırsa o, merduddur."¹ Birtakım yazar çevreleri, içeriğinde sosyalizmi, demokrasiyi, milliyetçiliği, ulus devleti, vatancılığı ve hürriyetler fikrini İslâm'a izafe eden kitaplar yazarlarken, ideolojik davet taşıyıcıları sosyalizmin hakikatte İslâm dışılığını, bozukluğunu, bir küfür nizamı olduğunu ortaya koymakta, bu fikirleri seslendirenler karşısında durarak onların şahsiyetlerini insanların gözlerinde tesirsiz hale getirmektedirler. Bir yandan demokrasinin kokuşmuşluğunu, onun bir pislik olduğunu, İslâm'la kesinlikle örtüşemeyeceğini bu noktada her iki fikir arasında esastan farklılığın olduğunu vurgularken, yine milliyetçilik nazariyesinin hakiki yüzünü, onun bir seviyesizlik, alçalma ve kokuşmuşluk emaresi olduğunu açığa çıkarmaktadırlar. 1Muslim, Buhari, Ebu Davud, İbn-u Mace, Ahmed, İbn-u Hibban Aişe den
Sayfa 238 - Köklü değişim yayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Mesela, birtakım siyasiler küfür nizamı olan demokratik nizama dayalı kurulan hükümette koalisyon ortağı oluşlarını mubah kılmak istediklerinde önceki şeriatların bu husus ile alakalı kaynak addedilmesi şeklinde özetlenebilecek bir yaklaşımla Allah Azze ve Celle'nin indirdiklerinin dışındaki nizamlar ile hükmedilmesinin cevazlığına işaret eden delilleri ihtiva eden araştırmaları gündeme getirmişlerdir. Bu çerçevede Yusuf Aleyhi's Selam'ın (iftira atarak) Allah Azze ve Celle'nin indirdiklerinin dışında hükmetmiş olduğu iddiasında bulundular. Bu yaklaşımla maslahatı kaynak alarak Allah Azze ve Celle'nin indirdiklerinin dışında da olsa laik yönetimle koalisyon kurmanın Müslümanların maslahatlarına olduğunu ifade ettiler. Beraberinde Allah Azze ve Celle'nin indirmedikleri ile hükmetmeyi yasaklayıcı ve katiyet ifade eden ayetleri bir tarafa bırakıp işlevsiz hâle getirdiler.
Sayfa 235 - Köklü değişim yayıncılıkKitabı okudu
La!
"Az kalsın, sana vahyettiğimizden başkasını bize iftira edesin diye seni bile fitneye düşüreceklerdi ve o takdirde seni dost edineceklerdi. Eğer biz sana sebat vermemiş olsaydık sen onlara mutlaka az bir şey meylettin gittiydin. Ve o takdirde biz sana hayatın da ölümün de iki kat acısını tattırırdık. Sonra bize karşı kendine hiçbir yardımcı bulamazdın." (İsra 73-75) İdeolojik daveti yüklenen dava adamlarının karşılaşacakları bu tür imtihanlar karşısında tam bir uyanıklık üzere olmaları icap etmektedir. İslâm ve küfür arasında külli bir çatışma ve zıtlaşmanın var olduğunun, neticede bâtılın zail olup hakkın üstün olacağı değişmez kaidesinin sürekli bilincinde olmaları elzemdir.
Sayfa 225 - Köklü değişim yayıncılıkKitabı okudu
Vakıaya teslimiyetçi ve karanlıkçı statükocularla uzlaşmacı bir misyonu yüklenmiş insanlar, var olan yozlamış vakıa ile ayı istikamette yürüme ve dolambaçı yollara sapmayı tercih eder, insanlara ve sapık, küfür fikirlerin sahiplerine yağcılık ve yaltaklık yapmayı denerler. İşte bu sebeple onlar beklenen değişimi asla gerçekleştiremeyeceklerdir.
Sayfa 224 - Köklü değişim yayıncılıkKitabı okudu
"Hüküm ancak Allah'ındır." (Yusuf 40) "Rabbinizden size indirilene uyun, ondan başka dostlar edinmeyin." (A'raf 3) Unutulmamalıdır ki Müslümanlar İslâm şeriatına iman etmeyen herkesi kâfir olarak görüyorlardı. İslâm'ın dışındaki herhangi bir hükme küfür hükümleri olarak bakıyor ve onu benimsemenin haram olduğuna iman ediyorlardı. Bu imana sahip olan ve buna göre yaşayan şahsın İslâm dışı bir hükmü özellikle de Maliki, Hanbeli, Şafii ve Hanefi gibi büyük fıkıh mezheplerinin geliştirdiği İslâm fıkhının son derece mükemmel bir şekilde tanzim edildiği ilk dönemde, fetihler devrinde benimsemesi mümkün değildir. Müslümanlar, ehlini küfür yönetiminden kurtarmak için beldeleri fethediyorlardı. Peki, kökünü kazıyıp yerine İslâm kanunlarını yürürlüğe koyacakları küfür kanunlarını nasıl benimseyebilirler? Hakikat şu ki İslâm fikhı; Kitap, Sünnet ve bu ikisinin işaret ettiği delillerden istinbat edilmiş hükümlerdir. Bir hüküm şer'i kaynağa, delile dayanmadığında İslâm hükümlerinden sayılmadığı gibi, İslâm fıkhından da addedilemez.
Sayfa 203 - Köklü değişim yayıncılıkKitabı okudu
Reklam
İsra suresi 73-75 Kurtubi tefsiri
"Az kalsın sana vahyettiklerimizden başkasını Bize iftira edesin diye seni bile fitneye düşüreceklerdi ve o takdirde seni dost edineceklerdi. Eğer Biz sana sebat vermemiş olsaydık sen onlara mutlaka az bir miktar meylettin gittiydin ve o takdirde Biz sana mutlaka hayatın da ölümün de iki kat acısını tattırırdık. Sonra bize karşı kendine hiçbir yardımcı bulamazdın!" Kurtubi, bu ayetin tefsirinde şunları söylemektedir: "Bu Kurayş'ın ileri gelenlerinin Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e söyledikleri: Şu düşük ve mevali takımını bizden defet ki seninle oturalım ve seni dinleyelim, sözleridir. Rasulullah da içinden geçirmiş olmalıydı ki bundan nehy olundu. Katade ise dedi ki: Bize anlatıldı ki Kurayş bir gece sabaha kadar Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve sellem ile baş başa kaldılar ve ona yakınlaştılar, övgü yağdırdılar, yücelttiler ve dediler ki: Şu insanların hiçbirinin getirmediği bir şeyi getiriyorsun, sen bizim efendimizsin. Bu diyalog sürerken Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem az daha onlara bazı isteklerinde yakınlaşıyordu ki Allah onu bundan korudu ve bu ayeti indirdi... Bu ayet indiğinde Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve sellem: Ey Allah'ım, göz açıp kapayıncaya kadar dahi beni nefsimle baş başa bırakma, diye dua etti... İbni Abbas da dedi ki: Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem masumdu. Ancak bu, ümmetinin, Allah'ın Şeriatı ve ahkâmından herhangi birinde müşriklere meyletmemeleri için bir nasstır."
Sayfa 189 - Köklü değişim yayıncılıkKitabı okudu
PDF rica ediyorum
Sağlıklı Kalkınmanın Esasları
Sağlıklı Kalkınmanın Esasları
Sağlıklı kalkınmanın esasları Ahmed El Kasas Pdf rica ediyorum
Her ne kadar toplum, İslâmî fikre sahip ise de taşıdığı fikrinin büyük bir bölümünün İslâmî olmadığı, birçoğunun özellikle Batı hadaratına ait dinin hayattan ayrılması fikri; laiklik, genel hürriyetler, demokrasi fikri gibi fikirler olduğu karşımıza çıkmaktadır. Duygular noktasında ümmet birçok İslâmî duyguyu korumasına rağmen toplumda hâlâ ulus devlet anlayışı, milliyetçilik, vatancılık, kabilecilik gibi düşük duygular yerini tam olarak terk etmemiştir. Nizamlar noktasında ise Müslümanların beldelerinde uygulanır vaziyette olan nizamların şuradan buradan toplama beşerî kanunlar, küfür nizamları olduğunda şüphe yoktur.
Sayfa 171 - Köklü değişim yayıncılıkKitabı okudu
Kapitalizmin fikirleri ile İslâmî fikirlerin sentezi çabasının var olduğu günümüzde, Müslümanların yaşadığı birçok beldede olduğu gibi toplumun ne belirli bir rengi ne de belirli bir şahsiyeti olacaktır. Dahası bu toplum, var olan bu statükoyu koruduğu sürece asla ama asla ömründe kalkınma ile hiç mi hiç tanışmayacaktır.
Sayfa 170 - Köklü değişim yayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Şüphesiz İslâm {لا اله الا الله محمد رسول الله} "Lâ ilâhe İllallâh, Muhammedur Rasûlullah" şehadeti üzerine bina edilmiştir.
Sayfa 141 - Köklü değişim yayıncılıkKitabı okudu
İslam nizamında Allah Azze ve Celle'nin indirdikleri ile hükmeden ve Allah Azze ve Celle'ye itaat ettiği sürece de tüm Müslümanlara ona itaatinin vacip olduğu bir tek otorite vardır. Yüce Rabbimiz Subhanehû ve Teâlâ şöyle buyurdu: "Ey iman edenler! Allah'a itaat edin. Rasulullah'a ve sizden olan yöneticilere de itaat edin. Bir şey hakkında çekişip anlaşmazlığa düştünüz mü, şayet Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız onu hemen Allah'a ve Rasulü'ne arz edin. Bu daha hayırlı, hem netice itibarıyla daha güzeldir." (Nisa 59)
Sayfa 140 - Köklü değişim yayıncılıkKitabı okudu
Tedeyyün içgüdüsü, insan fıtratının cevheridir.
Yaratılışının, fıtratındaki özelliklerin tabii neticesi olarak insanın acziyetini, onun işlerini idare edecek bir yaratıcının şahitliğine duyduğu ihtiyacı ifade etmektedir.İşte insanın, cevherî yönünün göz ardı edilip, yaratıcısı Allah Azze ve Celle ile bu bağlamda alâkasının kurulmasından ziyade bu ihtiyacının maddi, Allah Azze ve Celle'nin indirdiği nizamdan uzak bir yaklaşımla sağlanma yönüne gidilmesi netice olarak insanın bunalıma girmesi, kuruntulu, sorunlu bir hayat sürdürmesini doğuracaktır. Her ne kadar saadet arayışında olsa bile ona hiçbir zaman ulaşamayacaktır. Tıpkı serap peşinde koşan ama her defasında eli boş dönenin vaziyeti gibi. Şimdi yüce Rabbimiz Subhanehû ve Teâlâ'nın ayeti üzerine bir düşünelim. "Kufredenlere gelince onların amelleri engin bir çöldeki serap gibidir. Susayan, onu su zanneder. Nihayet ona vardığı bir vakit, bir şey bulmaz da yanında Allah'ı bulur. O da onun tamamıyla hesabını görüverir. Allah çok çabuk hesap görendir. Yahut derin bir denizdeki karanlıklar gibidir: O denizi bir dalga bürür, üstünden bir dalga daha, üstünden bir bulut. Bunlar birbiri üstüne öyle yığılmış karanlıklardır ki kendi elini çıkarsa hemen hemen onu dahi göremez! Her kime de Allah nur vermemişse artık onun için nur yoktur." (Nur 39-40)
Sayfa 119 - Köklü değişim yayıncılıkKitabı okudu
"Şüphesiz tüm açıklığı ile kullarına bu hidayeti ulaştıran yüce Allah Azze ve Celle, kendi yolunun ve kanunlarının dışındaki tüm kanunları; Kur'ani istilah ile tağut olarak tanımlamış ve medeni hukukun ve de beşerî kaynaklı nizamların Müslümanlar tarafından naklini, alınmasını yasaklamış, haram kılmıştır. Tüm noksanlıklardan münezzeh olan Allah Subhanehu ve Teâlâ şöyle buyurmaktadır:اَلَمْ تَرَ اِلَى الَّذ۪ينَ يَزْعُمُونَ اَنَّهُمْ اٰمَنُوا بِمَٓا اُنْزِلَ اِلَيْكَ وَمَٓا اُنْزِلَ مِنْ قَبْلِكَ يُر۪يدُونَ اَنْ يَتَحَاكَمُٓوا اِلَى الطَّاغُوتِ وَقَدْ اُمِرُٓوا اَنْ يَكْفُرُوا بِه۪ۜ وَيُر۪يدُ الشَّيْطَانُ اَنْ يُضِلَّهُمْ ضَلَالًا بَع۪يدًا Sana indirilene (Kur’ân) ve senden önce indirilen (Kitaplara) iman ettiğini zannedenleri görmedin mi? İnkâr etmekle emrolundukları hâlde tağuta muhakeme olmak istiyorlar. Şeytan onları (hakka geri dönüşü zor) uzak bir saptırmayla saptırmak ister. (4/Nîsa, 60) [Allah’ın (cc) şeriatını bir kenara bırakıp; beşerî kanunlara, örf ve âdetlere, töre ve yöresel inançlara, ezcümle İslam şeriatına göre sorunları çözmeyen bir merciye başvuranlar, inandıklarını söyleseler de onların imanı gerçek olmayıp zandan ibarettir.]
Sayfa 111 - Köklü değişim yayıncılıkKitabı okudu
Bugün Müslümanların geçmişte olduğu gibi izzetli, kuvvetli olabilmeleri ve de kalkınabilmeleri için İslâm akidesini, yeniden fikir ve hadarat hareketini bina edecekleri fikrî bir kaide olarak algılayıp İslâm akidesine itimat etmeleri ve bu itimadı yeniden tazelemelerinden başka yolları yoktur.
Sayfa 99 - Köklü değişim yayıncılıkKitabı okudu
65 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.