Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ahmet Emin Yalman

Ahmet Emin YalmanNaziliğin İçyüzü yazarı
Yazar
Çevirmen
8.3/10
28 Kişi
104
Okunma
9
Beğeni
2.278
Görüntülenme

Ahmet Emin Yalman Gönderileri

Ahmet Emin Yalman kitaplarını, Ahmet Emin Yalman sözleri ve alıntılarını, Ahmet Emin Yalman yazarlarını, Ahmet Emin Yalman yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Geniş toprakların yegâne efendisi olan 2.Abdülhamid'in aklında tek bir şey vardı: Mutlak hükümranlığını ve istibdadı herhangi bir kısıtlama veya engelle karşılaşmadan sürdürebilmek. Bu uğurda yoluna çıkanları birer birer eziyordu.
392 syf.
9/10 puan verdi
"Servet arıyorsan Hindistan'a git. Öğrenmek ve bilgi sahibi olmak istiyorsan Avrupa'ya git. Saray ihtişamı görmek istiyorsan Osmanlı İmparatorluğuna gel." Demiş yazar...Bir sonraki kitap 2. Dünya savaşında Türkiye isimli bir kitap.Kitap çok ilginç olaylar anlatıyor. Ama gerektiği gibi değerlendirilmediğini düşünüyorum. Döneme duyulan nefret yüzünden çok taraflı anlatılmış. Savaşta olabilecek herşey göz ardı edilerek... Nedense 1.Dünya savaşı için pek araştırmamız yok.Nadir kitaplardan birisi dönemi yaşayan yazar savaş sonrası kaleme almış... Savaşın getirdiği yıkım,ekonomik çöküntü,kayıplar,vs...bundan nemalanan bir kesim zengin...Ama hiçkimse bu isimleri zikretmez..mağdur kim? Savaş öncesi her ülke seferberlik ilan eder.Birçok iş alanında çalışan erkek olduğu için erkek nüfusta meydana gelen azalma üretimin düşmesine neden olur.dünyadaki diğer ülkeler bunun önüne kadınları istihdam ederek geçmiş..Biz bunu balkan savaşları ile acı bir şekilde tecrübe ettik.sosyolojik boyutta dağılan aileler,perişan kimsesiz çocuklar,vs.. bugün bir savaş olsa(Allah göstermesin) aynı hikayeler tekrar yaşanır.20 milyonluk istanbulu bugün doyurmak çok daha zor olurdu...Askerden kaçanlar için alınan tedbirler,fırsatçılar için alınan tedbirler,vs... ve daha nicesi yetersiz olabilir ama bunun sebebi ahlak yoksunu toplumun suçudur..
Birinci Dünya Savaşı’nda Türkiye
Birinci Dünya Savaşı’nda TürkiyeAhmet Emin Yalman · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201829 okunma
Reklam
120 syf.
·
Puan vermedi
·
23 saatte okudu
Avrupa'daki Yahudilere karşı Nazi Almanyası rejimi ile müttefikleri ve işbirlikçileri(1) tarafından devlet desteğiyle sistematik olarak gerçekleştirilen zulüm ve katliamdır Kıtap bıze Hitler kimdir? Nazı zulmünü ve o süreçte yasanılanı arı Güçlü Araştırmacı yazar
Ahmet Emin Yalman
Ahmet Emin Yalman
kaleminden okuyup ögreniyo, olucaz.. "Yakınçağ dünya tarihinin tartışmasız en büyük felaketi olan İkinci Dünya Savaşı’na giden yol nasıl açıldı? Bu felaketin baş müsebbibi olan Hitler kimdi, nasıl bir insandı? Nerede, ne zaman ve nasıl yetişmiş, nasıl siyasete girmiş ve yükselmişti? Goethe’nin, Schiller’in, Beethoven’in, Nietzsche’nin milleti, nasıl olmuş da kendi bünyesinden Nazizm gibi bir canavarı çıkarabilmişti? Bu felakete yol açan kültürel etkenler, Al­man milletinin bazı özellikleri ve Almanların büyük adam bildiği bazı kişilerin kü­çük hesapları nelerdi? Almanya’da Nazizm’in yükselmesinin başlıca etkenlerinden olan “arkadan vurulma” efsanesinin kökeni neydi? Almanya’nın savaştan önceki son senelerde elde ettiği kazanımlara bakılınca haksızlığa uğradığı söylenebilir miydi..?
Naziliğin İçyüzü
Naziliğin İçyüzü
"Hitler’in saldırgan dış politikası, Avrupa’da II. Dünya Savaşı’nın patlak vermesinin ana nedeni olarak kabul edilir..
Adolf Hitler
Adolf Hitler
. Onun Yahudi karşıtı politikaları ve ırkçı ideolojisi, aşağı ırk mensubu olarak gördüğü en az 5,5 milyon insanın ölümüne neden oldu. Büyük acı, bu kim olursa olsun böyle bir sonu hakketmiyor.. Tarihi sevenler bır bakın derim
Naziliğin İçyüzü
Naziliğin İçyüzüAhmet Emin Yalman · Yapı Kredi Yayınları · 201939 okunma
Mareşalin bir vasiyetname ile kendisine siyasi vâris yaptığı von Papen, Berlin’deki evinde mahpus bulunuyordu. Kendi hususi kalem müdürü von Bose’nin, çalışma arkadaşlarından olan Jung ile von Decken’in öldürüldük-lerini biliyordu. Evini saran muhafızlar, onun da aynı akıbete uğrayacağını saklamıyorlar, yalnız Hitler’in avdetini beklediklerini söylüyorlardı. Papen, henüz nasyonal sosyalist olmayan bir Almanya’yı idare etmişti. Bu sebeple kendisi eski ve yeni rejim arasında bir köprü idi.
Sayfa 117 - YKY yayınları haziran 2019Kitabı okudu
"Milletlerin ihtiyacı, mevcut bir kötülüğün örtbas edilmesi ve ortalığın uyuşturulması değil, açığa vurulması, teşhis ve tedavi edilmesidir...
Sayfa 52 - YKY yayınları haziran 2019Kitabı okudu
1933 Ağustosu’nun 28’inci akşamındayız. Avrupa’nın İçyüzü*, Asya’nın İçyüzü adlı iki eseriyle dünya ölçüsünde bir şöhret kazanmış olan John Guent-her Londra radyosundan dünyaya hitap ediyor. Bu derin görüşlü Amerikalı muharrir harbin kokusunu almıştır. Haftalardır Avrupa’yı baştanbaşa dola-şıyor, her köşeden intiba ve heyecan topluyor, intibalarını da tazesi tazesine radyodan dünyaya duyuruyor.
Sayfa 15 - YKY yayınları haziran 2019Kitabı okudu
Reklam
Şu var ki Köy Enstitüleri'nin yarattığı yeniliklere düşman olanlar, bu halleri sebep göstermiyor, sadece Enstitüler'in komünizm yatağı olduğunu söylüyorlar, İsmail Hakkı Tonguç'dan "Tonguç Baba" diye bahsederek, bir komünist kundakçısı olduğunu ima etmeye çalışıyorlardı. Bir aralık halka ve köye yaklaşmak, bir ıslahat yolu tutmak ister gibi görünen demokratlar, İktidara gelince, her şeyin değişeceğini umdum, fakat öğretim işlerine en yakın olması lazım gelen Prof. Fuat Köprülü'nün "Tonguç Baba" sözünü düşmanca bir tavırla ağzından düşürmediğini ve tıpkı Tevfik İleri gibi Köy Enstitüleri hareketine kin ve nefret beslediğini hayret ve elemle gördüm. Büyük eğitimci İsmail Hakkı, yılları dolduran hizmetleri hiçe sayılarak, mevkiinden atıldı. Bir ortaokula resim öğretmeni diye gönderildi, sonra oradan da atıldı ve komünist diye aleyhine boyuna dil uzatıldı. "Suçum varsa beni adaletin huzuruna yollayın, hesabım görülsün" diye defalarla yaptığı müracaatlar hiçe sayıldı. Kendisini gözden düşürülmek İstendiği günlerde sık sık aradım, karşılaştığı çileyi olgun idealistlere yakışır bir şekilde taşıyordu. Şuna eminim ki Tonguç'un değerinin anlaşılacağı gün gelecektir.
Sayfa 203Kitabı okudu
ilk açılan köy öğretmen okulu/ köy enstitüsü..
İzmir civarında, Kızılçullu'da Amerika Erkek Kolejine alt binalar satın alınmak suretiyle 1937'de vücuda getirilmiştir. Burasının diğer enstitülerden bir farkı vardır ki bu da eskiden mevcut binalardan istifade etmesidir. Diğer bütün enstitülerde binalar yeni baştan ve bizzat oralarda okuyacak öğrenci tarafından yapılmıştır. Bununla beraber İzmir'de de mevcutla İktifa edilmemiş, öğrenci tarafından yeni binalar yapılarak enstitü, gün geçtikçe gelişmiştir. Bundan başka Amerikalılar zamanında kanalizasyon bulunmadığı ve tesisat çukura dayandığı halde şimdi bir kilometrelik kanalizasyon açılarak pislik mecralara akıtılmıştır.
Sayfa 143Kitabı okudu
İlk kurulan enstitü, İzmir'de Kızılçullu enstitüsüdür ki 1937 senesinde vücuda getirilmiştir. 1937'de ikinci olarak Eskişehir'de Çifteler Enstitüsü, 1938'de, harbin arifesinde Kırklareli'nde Kepirtepe Enstitüsü vücuda gelmiştir. 1940 senesinde bütün dünya yıldırım harbinin sarsıcı tesirleri karşısında felce uğramış bulunurken, Türkiye'de on Köy Enstitüsü vücuda getirilmiştir. 1941'de Hasanoğlan Enstitüsü yapılmış, 1942'de iki ve 1943'de bir enstitü vücuda gelmiştir. Böylece sayı on sekize çıkmıştır. Gaye sayıyı yirmi dörde çıkarmaktır. On dokuzuncu enstitü, şimdilik yüz mevcutla bu sene Ergani'de açılıyor. Bundan sonra Hatay ve Van Enstitüleri gelecek, doğu vilayetlerinde, Bingöl dahil olmak üzere, diğer üç yerde enstitü kurulacaktır.. On sekiz enstitünün bu seneki kadrosu 16.400 öğrenciye göredir. Bunlar arasında Sağlık Bakanlığı hesabına köy sağlık memuru diye yetişen altı yüz genç vardır.
Sayfa 142Kitabı okudu
Köy Enstitüleri tecrübesi, bize şunu da öğretmiştir ki bu memlekette hükümetle halk arasındaki en verimli münasebet şekli, tatlı söz, eşitlik ve İşbirliğidir. Gurura, azamete, şiddete, idare edenle edilen arasında mesafe bulundurmaya, vasiliğe dayanan otorite nev'i; bu memlekette sökmez ve iyi netice vermez, Türk'ün izzetinefsi, şeref duygusu hassastır, kalbi temizdir, iyi muameleden, tatlı sözden, karşılıklı güvenden anlar. Bu memleketteki bütün münasebetleri bu kanaate göre ayarlamak, memurlarla halk arasındaki çok zararlı uçurumu ortadan kaldırmak lâzımdır.
Sayfa 122Kitabı okudu
Reklam
Bayan Emine, ölüm hakkında ideallerini şöylece anlattı: - Şimdi beni, bundan sonra bekleyen saadet ölümdür. Yaşım tamam olmuştur. Toprağa girip rahmetliye kavuşacağım. Allahtan dileğim şudur: ''Bahar zamanında öleyim. Çok geçmeden, güneşli, güzel bir günde gözümü kapayayım, iş zamanı olmasın, benim cenazeme gelmek için kimse işinden kalmasın, rahatsız olmasın..."
Sayfa 114Kitabı okudu
Bir aralık acıktığımızı hatırladık. Beraberimizde getirdiğimiz kumanya; kaşar peyniri, helva ve ekmekten ibaret... Köyde buna bir yoğurt ilave ettik. Hep beraber yemeklerin en lezizini yedik. Fikri alaka ve hazlar yüksek olunca, maddi zevklere olan ihtiyaç derhal azalıyor, insan, o zaman yemeği hususi bir haz diye değil ancak gıda ihtiyacı bakımından arıyor.
Sayfa 113Kitabı okudu
Bir arada yaşıyan insanlar arasında müşterek şekilde yenilen karavana yemeği, tek başına yenilen baklava, börekten elbette daha leziz oluyor!
Şahsi menfaatleri hoş görüyorum. Rahat yaşamak, eğlenmek meşru emellerdir. Fakat bütün şahsî menfaatler, topyekün milletin menfatıyla daima çerçevelenmiş durmalıdır.
Sonra düşündüm ki insanca yaşamak, milletçe yaşamakla mümkündür. Bütün bir milleti; tıpkı bir fert gibi vazifelerini düşünecek, ideallerini duyacak bir hale getirmek lazımdır. Bu gayeyi gerçekleştirmeye çalışmak en büyük borçtur.
90 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.