"Eğer bir yerde kitaplar yakılıyorsa, orada eninde sonunda insanları da yakacaklar" sözünü kanıtlarcasına, köy enstitülerindeki kitapları sakıncalı diye yakanlar, 40 yıl sonra Madımak'ta insanları yakacaktı. Hatta köy enstitülerine "gayri milli" ve "fuhuş yuvası" diyen zihniyet, yıllar sonra andımızı kaldıracak, milletin adına Türk demekten imtina edecek ve yine bu milletin çocuklarını, tarikat yurtlarında istismarın kollarına atacaktı.
Araştıran ve sorgulayan bireyler yetiştirdiği için ağaların ve din tüccarlarının korkulu rüyası olan köy enstitüleri kapatilmasaydı, acaba ilkokul mezunu bir meczubu Mehdi zannedenlerin darbe yaptığı bir ülke olur muyduk?
Köy enstitüleri ile ilgili yaram nah şurada sızılar durur. Öğleden önce keman çalıp öğleden sonra koyun otlatmaya giden Cahit, sabah piyano başında Mozart, Beethoven senfonileri estirip ikindide haşhaş toplayan Zehra, mandolin ile Türk marşı çalan elleri pamuk toplamaktan nasır tutmuş Cemal, çarığı yırtık pantolonu yamalı diyojen, Platon ve Democritos tartışan Ali.... Ve daha niceleri... Köy enstitülerini kapatmak bu ülkeye verilen en büyük zarardır, yıkımdır ve kapatanlar kapanmasına vesile olanlar ise haindir.. Daha ne denir bilemiyorum.
... Bu çocukların birer Atatürk olması birer temenniye değer bir şeydir. Amma Atatürk olmak güç bir şeydir. Biz onları Atatürk 'ün parçaları olmak üzere yetiştiriyoruz...
💕
Gerçekten Türk tarihindeki önemli bir aydınlanma çağının hazin bir şekilde sona ermesi bugün bile takip eden insanlar için inanması çok güç gelmektedir. İnşallah bilimin, fennin ve teknolojinin eğitim hayatımızda daha fazla ve önemli olacağı günlerde buluşmak nasip olur diyerek temennilerimi bildirirken kitabı okumak isteyenlerin içerisinde bulunan köy enstitüsü mezunu gerçek kişilerle yazıldığı dönemde ki zorluklara rağmen yapılmış röportaj ve görüşmelerden ve gösterilen gayretten memnun kalacaklarını söyleyebilirim.
Dünyanın birçok ülkesinin imrenerek baktığı o müthiş köy enstitülerinin bir hiç uğruna yok edilişi eğitimci olarak beni gerçekten çok üzdü.
Çağının çok üzerinde eğitim veren bu kurumları toprak uğruna, oy uğruna itibarsızlaştırıp yok eden sorumluların bu ülkeye ve eğitime çok büyük kötülükleri olmuştur.
Hasan Ali Yücel, İsmail Hakkı Tonguç gibi çok değerleri eğitimcilerin emeklerini, orada okutulan dersleri, eğitimi ve köy enstitülerini merak eden herkesin kesinlikle okuması gereken bir kitap.
Nutuk'tan sonra Türk Tarihi adına beni en çok etkileyen kitap oldu . İmkansız gibi görünen bir proje. Dünyada emsali yok. Yüzlerce yıldır derebeylik rezilliğinin altında ezilmiş Anadolu insanı. Hiçbir modernizmin olmadığı , yollarının olmadığı , hatta yiyecek ekmeğin bile olmadığı köylerimiz ve köylülerimiz. ''Milletin efendisi'' olması gereken