Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ahmet Şat

Ahmet ŞatDin İnsandan Ne İster? yazarı
Yazar
9.3/10
4 Kişi
10
Okunma
0
Beğeni
609
Görüntülenme

Ahmet Şat Sözleri ve Alıntıları

Ahmet Şat sözleri ve alıntılarını, Ahmet Şat kitap alıntılarını, Ahmet Şat en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Utanmak güzeldir. Utanmayan insan edepsizliği bir yaşam olarak gören insandır. Edep, İslam ahlakı ile yani vahyin kendisi ile kuşanmaktır; semadan gelenin kalbimize, oradan da hayatımıza dökülmesidir. Ve kalbimize düşen tüm ayetler fıtrati muzdan ne kadar uzaklaştığımızı bize gösterdikçe, Ademin çıplaklığı gibi bir utanç dalgası tüm vücudumuzu saracaktır. O zaman saklanmak için büründüğümüz örtünün bizi saklayıp korumadığını göreceğiz. Tüm bunları yani vahyin semadan sokağa inişini gördüğümüzde, işte o zaman Allah'ın ayetlerini okumuş olacağız. İşte o zaman Kur'an nazil oldu diyebileceğiz.
Eğer Mushaf sayfalarını okuyan dudaklarımız onu kalbimize taşımıyorsa oradan da zamanımıza ve mekânımıza/toprağımıza düşürmüyorsa ve bizleri şehrin sokaklarında gezdirmiyorsa nasıl olurda Kur'an okuduğumuzu iddia edebiliriz ki?
Reklam
Her insanın hakikat arayışı, bir dinin kapısında son bulur. İnsan içinde yaşadığı kaosu dindirmek için dinin kapısından içeri girdiğinde aslında tüm beklentisi, yaşadığı sıkıntılardan kurtulmaktır. Ruhi arayışın insanı getirdiği son nokta burasıdır. Çünkü arayan insan bu kapının içinde huzur, dışında azap olduğunu anlayıp bilmiş ve itminana ermiştir.
Şirkin ve zulmün bu dine tevhit kapısından girmesi kadar acı ve trajik bir durum olabilir mi acaba?
"İmansız salih amel" uhrevi akıbetten insanı kurtarmayacağı gibi "salih amelden yoksun imanın" da insanı kurtarmayacağı aşikardır.
Din insandan ne ister? İşte bu sorunun cevabı gereği gibi verildiği an, nüzul süreci tamamlanmış, vahiy önce kalbimize oradan da sokağımıza inmiş olacaktır.
Reklam
Ve yeryüzüne barış ancak, ruhları huzura kavuşmuş iyi insanların iktidarında gelecektir.
Peygamber, nüzul sürecinde vahyin ilk indiği yerdir. Oradan da tüm insanlığa dalga dalga ulaşır. Hz. Peygambere inen her emir/vahiy, önce kalbine oradan da yaşadığı toprağa temas eder. Onun için ayetlerin bir kısmı Mekkidir diğer bir kısmı Medenidir. Yani bir ayet Mekkidir derken Mekke'nin sokağına/ toprağına/ kültürüne/ insanına/ zamanına tanıklık etmiştir demek istiyoruz. Tıpkı Medine sokaklarına düşen ayetler gibi...
Dinin insandan istedikleri yerine getirilmeden, Allah da insanın dinden beklentisini karşılamaz.
Dinin insandan talepleri yanında insanın da mensubu olduğu dinden bir beklentisi vardır. Bu beklentinin karşılanması ise ancak dinin insandan olan taleplerinin yerine getirilmesi ile mümkün olabilmektedir. Bu iki konu arasındaki ilişki aynı zamanda insan ile din arasındaki ilişkinin hikâyesidir de...
Reklam
Insan bir inanca sahip olmakla anlam kazanır. Ve bu inancın ona kazandırdığı ruh ile yaşar. Hayatını inancının gerektirdiği gibi yaşamak onun başlıca amacıdır. Bunun için her türlü fedakârlıkta bulunur. Çünkü onu gerçek olarak kurtuluşa erdirecek olan şeyin kendi inancı olduğuna inanır. Ve bunun için yoğun bir uğraşı içine girer.
Akıl hakikati/İslam'ı bilmekle mükelleftir. İslamla tanıştıktan sonra görevi biter ve sadece itaatle sorumludur.
Dostoyevski: "Eğer Tanrı olmasaydı her şey mubah olurdu." Çünkü dünyevi yaşamda Allah'ı denklemin dışına çıkarırsak/ yok sayarsak, o zaman insanı mutlak olarak iyi olanı yapma konusunda bağlayıcı hiçbir güç kalmaz. Hesap verme endişesi olmadan insanın nefsine sınır koyması beklenemez.
İnsanın dini için ne yaptığından ziyade dinin kendisinden aslında neler istediğinin farkında olmak daha önemli bir farkındalıktır.
Habil haklı da olsa katil olacağına mazlum olarak maktul olmayı tercih etmiştir.
79 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.