İlk devinim, geriye döndüğümüzde, Blanchot'yu uç'ta bir konumda görmek, bir uç yazar olarak görmek. Bu uç, belki bir ufuk, örneğin Batı kültürünün ufku. Bu kültürün edebiyatının vardığı bir son nokta! Öyleyse tıpkı Artaud gibi, Kafka gibi, daha niceleri gibi. Bu uç insanlardan biri uzun bir devinimi son noktasına getiren. Ufuk, diyoruz: hem bir son, hem bir gelecek.