Ahmet Tuncer Sümer

Erikler Çiçek Açınca yazarı
Yazar
9.6/10
14 Kişi
56
Okunma
6
Beğeni
2.271
Görüntülenme

En Eski Ahmet Tuncer Sümer Gönderileri

En Eski Ahmet Tuncer Sümer kitaplarını, en eski Ahmet Tuncer Sümer sözleri ve alıntılarını, en eski Ahmet Tuncer Sümer yazarlarını, en eski Ahmet Tuncer Sümer yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
208 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Kitabın adı:Erikler Çiçek Açınca(Nurhak'ı Hatırlamak Ahmet Tuncer Sümer'in Kitabı) Yazarın adı: Enis Rıza &Ebru Şereflikoçhisar Okuyanın adı:Sıdıka Topal Sayfa sayısı:208 Sordular..... ne zaman yolculuk?dedi.... erikler Çiçek açınca Hüseyin İnan hep böyle dermiş. Ahmet Tuncer Sümer o yiğitlerin arkadaşı can yoldaşı yol arkadaşı Yoldaşı idi. Oda insanlık sevgi için mücadele etmiş . Resmen sürülmüş aç kalmış susuz kalmış dondurucu soğuklarda kalmış işkence görmüş yinede yılmamış. Dağları ovaları aşmış yayan yapıldak yürüyerek aşmış. Çobanlar azıklarını paylaşırmış yer yola devam edermiş. O güzel insanlardan hayatta kalan ve yaşamını İstanbul-Balıkesir arasında sürdüren Ahmet Tuncer Sümer sağlıklı uzun ölülerin olsun ve o güzel insanları hep yaz ....
Erikler Çiçek Açınca
Erikler Çiçek AçıncaAhmet Tuncer Sümer · Ayrıntı Yayınları · 201434 okunma
Dede'ye saygıyla...
Hüseyin İnan'a hep sorarlardı "Ne zaman dağa çıkıyorsunuz?" diye. O da her seferinde "Erikler çiçek açınca" diye cevaplardı.
Reklam
Depozitolu şarap şişesi
Parasız günler . .. Cebimizdeki harçlıkları paylaşarak ve arkadaş dayanışmalarıyla yaşıyorduk. Bir ara kuruşumuz kalmadı. Ev, öğrenci evi olduğu için yaz kış giden gelen çok. Herhalde bol bol şarap tüketilmiş olacak ki evin her yerinde, mutfağında, banyo- sunda şarap şişesi dolu. "Bunları satalım harçlık olur" dedi Hü- seyin. Olur mu, olur ... Gittik bakkala "Bizde bir sürü şarap şişesi var, getirelim alır mısın?" ''Alırım'' dedi. Torba torba, kucak kucak taşıdık. Ne kadara sattık tabii hatırlamıyorum ama bir hafta on gün bizi idare etti o para.
Ankara turu
Bir zaman geçti, Dede ''Al motoru, gidiyoruz!" dedi. ODTÜ yurtlarından çıktık, Balgat kavşağından Gölbaşı yönüne döndük. Kepekli Boğazı'na doğru çıkarken motosiklet sağa sola savrulmaya başladı. Aldırmadım hızlanarak devam ettim. Gölbaşı'na doğru inerken yine savrulduk ama bir aksilik olmadı. Döndük. Yurt kantininde çaylarımızı içerken Dede ''Artık Anadolu'ya çıkabiliriz" dedi. Meğer arkamda motoru sallayan oymuş "Tuncer motora hakim mi" diye beni deniyormuş.
Ercan'ın cebinde de İngilizce bir kitap var, Karl Marx. Kitabı çekip cebinden aldı, "Kim lan bu Kral Markıs?" Ercan da kibar çocuk, dedi ki "O Marx'ı eleştiren bir kitap': "Nerede o Kral Markıs ulan, kral nereden çıktı, bu ne kitabı?" "O, kral değil Karl" dedi Ercan. "Karl, kral anlamam ben". . . Karl'dı, kraldı sille tokat yine giriştiler "Ulan memlekette krallik mı var da sen bunu okuyorsun, niye gavurca lan bu kitap?" Ercan yine aynı kibarlıkla "Ben ODTÜ öğrencisiyim, İngilizce okuyoruz" dedi. "Ne otüsü, motüsü lan, doğru konuş benimle' : Onu bıraktılar. Hamit'e döndüler.
Sinan Cemgil
Bize sinerji veriyordu. Başından beri Hüseyin'le birlikteydi. Sahip olduğu her şeyi feda etmeyi göze aldı inançları için.
Reklam
106 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.