Ali Bardakoğlu, Türk ilahiyatçı ve 16. Diyanet İşleri Başkanı. İlk öğrenimini Tosya'da tamamladı. 1970 yılında İstanbul İmam Hatip Lisesi'ni bitirdi. 1974'de İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü'nden, 1975 yılında da İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Doğum tarihi: 1952, Tosya
Kitaplar: Religion and Society: New Perspectives from Turkey, Religion und Gesellschaft: neue Perspektiven aus der Türkei
Eğitim: İstanbul Üniversitesi, Atatürk Üniversitesi
Ister Islâm dininin temel ilke ve amaçlarını (makasid) esas alalım ister Batılı toplumların gelişmişlik ölçütlerini kullanalım, günümüzde Islâm dünyasının ciddi sorunlarla karşı karşıya kaldığını ve bunlarla baş etmede ümit veren bir tablo ortaya koyamadığını üzülerek görüyoruz. Bu durumun biz müslümanlar için fevkalade can yakıcı olmasının yani sıra, yakın ve uzak çevremizde hiç de razı olmayacağımız bir islâm algısının giderek yerleşmeye başlaması da gelecek adına hepimizi endişeye sürüklemektedir. Elbette islâm dünyası olarak birçok artı değerimiz var; bunlarla iftihar etmekteyiz. Bir taraftan sahip olduklarimizin kıymetini bilmemiz gerekirken, diğer taraftan yüz yüze kaldığımız sorunları derinlemesine tanımamız, tahlil etmemiz ve bunlarla kendi yapıp ettiklerimizin payını araştırmamız da gerekiyor. Hatta toplumumuz aydın ve yöneticilerine düşen , asıl ikinci yönde yoğunlaşıp soğukkanlı bir şekilde çözüm arayışına girmek olmalıdır.
Günümüzde dini gruplar ve kişilerin din korumacılığı yaparak birbirini dışladığını, din konusunda farklı düşünen ve yazanları adım adım izleyip, satır satır okuyup sapkın ilan edebilmek için ipuçları aradığını, kendi ölçülerine aykırı buldukları görüş sahiplerini tekfir edebildiğini, hatta ahiret hayatı hakkında da hüküm verip sırat köprüsünden aşağı atmaya ve cennetten kovmaya çalıştığını çoğu zaman bir trajedi, bazen de bir komedi olarak izliyoruz
Günümüzde toplumlarında zinanın, birçok cinsel suç ve sapıklığın yaygın bir hâl almasının, aileyi ve toplumun ortak mânevî ve ahlâkî değerlerini sarsıcı bir boyuta ulaşmasının temelinde eğitimin, aile içi ve beşerî ilişkilerin dinî ve ahlâkî zeminden koparılarak bireyci, özgürlükçü, bencil ve yararcı bir zeminde geliştirilmeye çalışılması, suçları tespit ve cezalandırmada, kadın-erkek ilişkilerinin bireysel özgürlük ve haklarının sınırlarını belirlemede bazı temel kriterlerin yitirilmiş olması yatmaktadır.
Islâm dini , insanlara bir şehir veya köy hayat tarzı, toplumdaki meslek ve iş dağılımı, çevre ve imar düzeni, ekonomik hayat standardı önermediği gibi siyasi bir model de dayatmaz. Buna, ınsanlar akıl ve imkanları, bilgi ve kültürleri çerçevesinde kendileri karar vereceklerdir. Çünkü bunlar değişken ve rasyonel bir alana aittir. Insanlar ihtiyaçlarına göre, kendi bilgi ve kültürlerine göre kendi yönetim tarzlarını bulacaklardır. Ama burada önemli olan hakkaniyetin, hakkın ve hukukun sağlanmasıdır. Siz onu sagliyorsaniz, hangi vasıtasıyla bunu sağladığınız önemli değildir.
Ali Bardakoğlu 'nun bu konuşmasını sonuna kadar dinlemenizi tavsiye ediyorum. Din ve ahlak ilişkisini çok güzel anlatmış. Biraz uzun ama üşenmeden dinlerseniz ciddi istifade edeceğinize inanıyorum.
youtu.be/RXQ_j3FVbAk
İslam dini dünyada yaşansın diye gönderildi, ahirette değil. Yani dünyayı terk et, hiçbir şey yapma, ahirette kazanırsın mesajını vermiyor. Müslümanlar dünya-ahiret dengesini yitirdiler.
*Biz Müslümanlığı sadece inanma ve namaz, oruç, hac gibi belli ritüelleri yerine getirme olarak algıladığımız sürece bu mahçup edici durum devam edecektir.
Ali Bardakoğlu
*Benimde en çok gündeme getirdiğim konu (Islam dini sadece namaz oruç değil, sokaktaki bir hayvana su vermek, bir ağaç dikmekdir gerçek ibadet. Müslüman doğayı duzenlemeli yapmıyorsa imanını sorgulamadir. )
İster İslam dininin temel ilke ve amaçlarını (makasıd) esas alalım ister Batılı toplumların gelişmişlik ölçütlerini kullanalım, günümüzde İslam dünyasının ciddi sorunlarla karşı karşıya kaldığını ve bunlarla baş etmede ümit veren bir tablo ortaya koyamadığını üzülerek görüyoruz. Bu durumun biz müslümanlar için fevkalade can yakıcı olmasının yanı sıra, yakın ve uzak çevremizde hiç de razı olmayacağımız bir İslam algısının giderek yerleşmeye başlaması da gelecek adına hepimizi endişeye sürüklemektedir. Elbette İslam dünyası olarak birçok artı değerimiz var; bunlarla iftihar etmekteyiz. Bir taraftan sahip olduklarımızın kıymetini bilmemiz gerekirken, diğer taraftan yüz yüze kaldığımız sorunları derinlemesine tanımamız, tahlil etmemiz ve bunlarda kendi yapıp ettiklerimizin payını araştırmamız da gerekiyor. Hatta toplumumuz aydın ve yöneticilerine düşen, asıl ikinci yönde yoğunlaşıp soğukkanlı bir şekilde çözüm arayışına girmek olmalıdır. Çok yönlü ve karmaşık sorunların çözümü de elbette çok yönlü ve girifttir; çözüm basite indirgenerek ve tek bir yöne ağırlık verilerek bulunamaz. Bu gerçeği göz ardı etmeksizin, son yüzyıl Mısırlı İslam alimlerinin sıkça tekrarladığı ve tartıştığı "الاسلام محجوب بالمسلمين"İslam Dini Müslümanların yüzünden mahcup durumdadır" sözünü bizim bugün tekrar tartışmaya açmamız, hatta içinden geçtiğimiz olumsuz gidişatın bazı çevrelerce sebebi olarak gösterilen İslam ve Kur'an'ın esasen bu gelişmelerin asıl mağduru olduğunu fark ettirmemiz son derece yararlı olacaktır.
Ali Bardakoğlu Islâm ışığında Muslumanligimizla Yüzleşme kitabında Islam dini ile ilgili temel kavramları belgeler ışığında okuyucuya aktarmaya çalışmıştır.
Kitap İnceleme Yazısı
Kitap Adı : İslam’ı doğru anlıyor muyuz?
Yazarı Adı: Prof. Dr. Ali Bardakoğlu (1952-…)
Yayınevi : Kuramer
Baskısı : 2. Baskı/ Aralık 2019 / 371 Sayfa
Barkodu :9786059437349
Hani bir şeyi okuyup/dinleyip/gözleyip tatmin olur, ikna olur ve doyar da insan, duygularını tam anlamıyla dillendiremez. Bu eser de işte o
Kitap Hakkında: Eski diyanet işleri Başkanı Ali Bardakoğlu’nun “İslam ışığında Müslümanlığımızla yüzleşme” kitabından sonra kaleme aldığı “ İslam’ı doğru anlıyor muyuz” eseri özellikle din eğitimcileri için özeleştiri mahiyetinde ciddi ve kapsamlı bir çalışma. “İslam’ı nasıl öğretiyoruz ve bunun sonuçları nelerdir ? sorusunu “Dini ilimlerin ortaya