Yok yok bu kitapta diyebilir miyiz? Deriz arkadaşlar. Deneme- öykü tarzında yazılan kitapta bir de 33 soruluk röportaj bulunuyor. Öykülerde “Ne gerek vardı şimdi bu saçma detaya.” Diyeceğiniz hiçbir şey yok. İmzamı atarım buna. İddaalı kitapları severim ve bu kitap da yeni ama iddaalı. Öykülerde olaylara bakışınızı değiştirecekler küçük nüanslar varken röportaj da yazarımıza bakışınızı değiştiriyor.
Büyük dünyamızın evrende bir toz zerresi olduğunu, kocamaaaaaan dertlerimizin aslında birer hiçlik olduğunu inceden inceden iişlemiş yazar. En beğendiğim öykü olan Kafedeki Kız hakkında konuşmak isterim ki; bence zamanında söylenmeyen her şeyin ileride pişmanlıktan başka bir şey getirmeyeceği çok güzel anlatılmış. Her bir öyküde de farklı konular öne çıkmış ben her birinden keyif aldım ve iyi ki yazarımızın kalemiyle tanıştım.
Hepsinin yedikleri içtikleri aynı olsa da söylemleri ve davranışları farklıydı. Bazen bu durumun toplum mozaiğinin bir parçası olduğunu düşünüyordu. Ak olmadan karanın hükmü olabilir miydi?
Dostlukları otuz seneyi devirmişti. Öyle ki bazen tek kelime etmeden bir bakışla birbirlerinin ne düşündüklerini ne hissettiklerini rahatlıkla anlarlardı.
Bu kısa roman onun için burada bitmişti. Sevdiğine seni seviyorum diyemeden, sen benim canımsın diyemeden sözler yerine kavuşmadan gönülden toprağa düşmüştü.
#dokuzartıbir /128/
@ali__kiper
@servetyayinevi
@nevsehirkitapkulubu
Hayatın anlamını bilen kişilerden dost meclisini seç ki hayatta dost olamayacağım dediğin insanlar, senin meclisine giremesin.
Sevgili kitap arkadaşlarım bugün sizlere severek okuduğum öykü kitabı ile geldim.
Yazar ile tanışma kitabım oldu.
Kalemi güçlü,akıcı ; anlatımı ,
Kitabımızın adı “Dokuz+Bir” Yazarımız @ali__kiper annesine ve babasına ithaf etmiş kitabını ne kadar gurur verici değil mi?
Dokuz+Bir adından da belli olduğu gibi dokuz hikayeden oluşturmakta. Her hikayenin sonunda sizlerinde kendinizi bulabileceği altını çözebileceğiniz sözler yer alıyor.
Benim en beğendiğim düğün ve cenaze hikayesi oldu ve tabiki de yazarımızla 33 soru bölümüne kesinlikle bayıldım. Yazarımızın cevapları beni cesaretlendirdi benimde en büyük hayalim kitap yazmak. Bunu gerçekleştireceğim inşallah en kısa zamanda
Gelelim en sevdiğim hikayenin sonunda beni karşılayan söze resmen bayıldığım bir söz hemen sizinle paylaşmak istiyorum:
Tıpkı dört mevsim gibidir insan
Gülerken yaza
Sevinirken ilkbahara
Soğurken kışa
Hayalleri yıkılırken sonbahara benzer.
Yani kısacası arkadaşlar kesinlikle okuyun okutturun okuduğunuzda altını çizeceğiniz çok güzel yerler var bazı hikayelerde kendinizi bulacaksınız eminim.
Öykü-Deneme tarzındaki, ‘Dokuz+Bir’ içerisinde bir tane röportaj da barındırıyor. 1.Öykü:Kafedeki kız
2.Öykü:Üç kafadar
3.Öykü:Bir Yaz Tatili
4.Öykü:Çerçeve
5.Öykü:Yaşamsal Döngü
6.Öykü:Kuzey Rüzgarı
7.Öykü:Agop’un Yeri
8.Öykü:Tadilat
Selam Öyküler ile çıktığım yolları çok severim. Çünkü her öykü farklı bir insana, farklı bir hayata kısa süreliğine olsa da dokunmaktır. Bazen çok içimizden bazen de çok uç noktalardan olabilir bu hayatlar . Kalemi ile ilk kez tanıdığım @ali__kiper in #dokuzartıbir kitabında birbirinden değerli dokuz öykü okudum. Bu öykülerin her biri etkilese de beni en çok "Kafedeki Kız " ve "Çerçeve"isimli öyküler etkiledi .
Kitapta öyküler haricinde alıntılar, aforizmalar ve yazarı daha iyi tanımamızı sağlayan bir röportaj da yer alıyor. Kısa ve dolu dolu bir kitap
Bu güzel kitabın geliri de sokak hayvanlarına mama desteği olacaktır. Okuyun/ okutun
" Hayatı sorgulamak yerine, onu yaşayıp tadını yeterince alabildiğimiz gün, mutluluğu bulmuşuzdur."
" Mutlu olmak için kendini zorlama, bil ki elindekiler sana yetecektir."
"Yaza bak kışı, kışa bakıp yazı düşünme, unutma ki her mevsim kendi zamanında güzeldir."