"Ama sanki mumyalanmıştı hepsi, tıpkı giriş holündeki duvar saati gibi, onlar için de zaman durmuştu, zamanın, zamansallığın dışına düşmüşlerdi. Aynı anda yaşıyor ve yaşamıyorlardı. Daha doğrusunu söylemek gerekirse, salt varlardı, oradaydılar, duruyorlardı. Tek eksik olan onlara anlamsal varoluşlarını sağlayabilecek kullanıcılardı. Vardılar, çünkü oradaydılar, ancak yoktular, çünkü kullanılmıyorlardı. "