Alice Zeniter bir Fransız roman yazarı, çevirmen, senarist, oyun yazarı ve yönetmendir. Üçüncü romanı Juste avant l'Oubli için bir Prix Renaudot genç yetişkin ödülü ve dördüncü romanı L'Art de Perdre için bir Prix Goncourt genç yetişkin ödülünü kazandı. Zeniter, ilk romanı Deux’i 16 yaşındayken unde zéro’da yayınladı.
Çevrenizdeki her şey iyice bakın. Her bir daldan, her bir toprak parçasından hatıralar oluşturun kendinize, çünkü bunları muhafaza Edip edemeyeceğimizi bilmiyoruz.Her şeyi size bırakmak istiyordum fakat artık başımıza ne geleceğini bilmiyorum. Belki de yarın hepimiz öleceğiz. Belki de bu ağaçlar, ben daha neler olduğunu bile anlayamadan yanıp kül olacak. Alın yazımız bize yabancı, mutluluk ise ya tesadüfen geliyor ya da nasıl niçinini bilmeden elimizden kaçıp gidiyor, asla bilemeyeceğiz sisin kaynağını bulmaya çalışmak bile bundan kolay.
Fransa tarihi daima Fransız ordusuyla yan yana yürümüştür. Beraberce ilerlerler. Tarih Don Kişot ve onun beslediği yücelik hayalleridir; ordu ise onun yanında tırıs giden, pis işlerini yapan Sancho Panza.
1962 yılında Cezayir’den Fransa’ya göç eden bir ailenin yaklaşık yetmiş yıllık bir zamana yayılan, üç kuşak hikayesini anlatan muazzam bir roman Kaybetme Sanatı. Günümüz Fransa’sında ailenin üçüncü kuşağının köklerinin izine düşme sinyallerini veren kısa bir girişin ardından, 1940’lı yıllarda Cezayir’in bir Berberi köyündeki büyükbabanın
#okudumbitti
Kaybetme sanatı üç neslin hikayesini anlatan bildungsroman çeşidinde bir eserdir.(oluşum romanı)
Naima'nın dedesi ve ailesi savaştan kaçmak zorunda kalıp farklı ülkede yaşamaya çalışmışlardır
. Naima nereye ait olduğunu bulmaya çalışıp sonunda yaptığı bir seyahatle kimliğine kavuşuyor.
Çok ama çok beğendiğim bir eser oldu. Zaten dönem ve oluşum romanlarını çok seviyorum. Karakterlerin önümüzde gelişmesi, büyümesi hayatlarına şahitlik ederken onlara eşlik etmek muazzam keyif veriyor. Böyle romanları seviyorsanız mutlaka seversiniz.
10/10
Kaybetme Sanatı, Cezayir’in sömürge olduğu zamanlardan günümüze uzanan üç kuşaklık bir aile hikayesi. Kadere inanan, İkinci Dünya Savaşı’na da katılmış Dede Ali, Cezayir’in bağımsızlık sürecinde yaşananları çocuk yaşta gören, ailesiyle Fransa’ya göç eden oğul Hamid ve Cezayirli mülteci bir baba ile Fransız bir annenin kızı olan torun Naima ile yaşananlar birçok açıdan aktarılıyor. Naima gibi Alice Zeniter de Cezayirli göçmen bir baba ile Fransız bir annenin kızı.
Cezayir’in bağımsızlığında örgütlere yardım etmedikleri için hain görülen ve ülkeyi terk etmek zorunda kalan Cezayirliler, onların Fransa’da yaşadıkları, iki ülkeye de ait olamama, ataerkil kültürün değişimi, Fransa’da gittikçe güçlenen ırkçılık ve günümüzde Cezayir’de yaşam hakkında hem bilgilendirici hem de merakla okunacak akıcı bir hikaye. Tavsiye ederim, Cezayir’de yaşananlar ve sonrası pek konuşulmuyor, iyi ki kitaplar var.