Alimcan Şeref Bey sözleri ve alıntılarını, Alimcan Şeref Bey kitap alıntılarını, Alimcan Şeref Bey en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yazı ve alfabe ne kadar zor olursa, dil ne kadar işlek, zen- gin ve engin olursa, gelenekler ne kadar köklü ve eski olursa kültür o kadar kuvvetli, aydınlar o kadar yüksek, ilim-irfan ve eğitim o kadar müessir, millet ve devlet o kadar kuvvetli olur. Bilenle bilmeyen o kadar açık ve seçik ayırt edilir.
Gerisi lâf ü güzaftır.
Not: Latin harfleriyle yazmayan milletler ve devletler:
Bir milyarlık Çin, bir milyarlık Hindistan, bütün Arap âlemi, İran, Afganistan, Rusya, Ermenistan, Gürcistan, İsrail, Habeşistan, Yunanistan, Kore, Japonya vs.)
Milli-İslami alfabenin zor olması hiçbir sakınca teşkil etmez. Aksine bir güç ve kuvvet kaynağıdır bu zorluk;
Japonya'ya bakınız. Onlar, okuryazar olmak için en az üç bin ideogram, kültürlü olmak için de on binin üzerinde kargacık burgacık şekil ezberlemek zorundadırlar.
Geri mi kalmışlardır? Tam tersine, bu alfabe onları sabırlı, azimli, enerjik, güçlükleri yenen en ileri derecede zihin ve zekâ talimleriyle pişmiş bir topluluk haline getirmiştir.
Japonya, eğer kendi öz yazısını değiştirip de Latin harflerini kabul etmiş olsaydı, bugünkü üstün ve başarılı duruma asla gelemezdi.
Müslümanların ve Türklerin bin yıllık kültür vasıtası İslâm-Kur'an alfabesidir. Bütün kültür hazinelerimiz bu harf- lerle yazılıp kayda alınmıştır. Binaenaleyh asıl dönülecek alfabe budur.
Komünistler ve Ruslar, sömürmek istedikleri Müslü- manları ve Türkleri kendi öz benliklerinden uzaklaştırmak, yabancılaştırmak için bir kültür emperyalizmi siyaseti takip ederek onların aslî alfabelerini değiştirmiştir, önce latin sonra da rus alfabesini kullandırtmışlardır.
Sovyetler Birliği'nin çöküşünden sonra bağımsızlıklarını kazanan Türk ülkelerine, dış telkinlerle Latin yazısı devrimini ihraç eden Türkiye, aradan iki sene bile geçmeden, ekmiş olduğu Latincilik ve lâdincilik rüzgârının fırtınalarını biçmeye başlamıştır.
Milli-İslami yazımızın yasaklanması yüzünden arşivlerimizi, kütüphanelerimiz:
dolduran milyonlarca kitap, risale, vesika anlaşılmaz hale gelmiş. İstanbul Üniversite'sinin kapısındaki büyük Türkçe kitabeyi profesörler bile okuyamaz hale düşmüştür.
Yazı insana ötelerden, yüceliklerden verilmiş bir mevhibedir.
Yazı akıl gibi, iman gibi, güzellik gibi, aşk gibi ulvî bir şeydir.
Onu basit bir araç olarak görmek, kolay olsun, ucuz olsun, okuryazar çoğalıversin konusu yapmak hataların hatasıdır.