Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Alper İplikçi

Alper İplikçiTarih Felsefesi yazarı
Yazar
0.0/10
0 Kişi
5
Okunma
0
Beğeni
872
Görüntülenme

En Yeni Alper İplikçi Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Alper İplikçi sözleri ve alıntılarını, en yeni Alper İplikçi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir tohumdan çiçek nasıl çıkarsa, şimdiki zaman geçmişten o şekilde gelir.
Foucault, Nietzsche gibi bütün modernist tarihin iddialarını son tahlilde geçersiz görür ve naif ampiristlerin “zaman ötesi ve özsel” olduğuna inandıkları tarihsel hakikatleri tespit etme çaba ve arzularını elinin tersiyle iter. Ampirizmden kesin bir kopuş olarak ifade edilebilecek olan bu yaklaşım açısından; nesnellik iddiasının kendisinin tarihsel ve kültürel bir kurmaca olduğu göz önüne alınırsa, herhangi bir şeyi nesnel olarak bilmenin mümkün olmadığı da görülecektir.
Sayfa 150Kitabı okudu
Reklam
Popper açısından tarihe bir hedef koymak ve onu yasalar çerçevesinde işleyen bir süreç olarak değerlendirmek sadece bir yanılgıdır. Tarihe bu türden yüklemeler yalnızca tarihi “bir şeyin tarihi olmaklığa” indirgemekte, genel içerisinden seçilen özel olgulara bir açıklama getiren fonksiyonuna düşürmektedir.
Sayfa 134 - 135Kitabı okudu
Collingwood, F. Bacon’ın doğa bilimleri hakkında yaptığı çıkarımının gerçek tarihsel yönteme uygulanacağını söyler ve Bacon’ın ‘bir doğa bilimcinin doğayı sorguya çekmesi gerekir’ düşüncesini bilimsel tarih açısından da ‘soru’nun gerekliliği, kime ait olacağı ve yanıta etkisi bağlamında önemser. Çünkü ona göre soru, tarihçiye ait olmalı, yanıtlar ise sorularla işkence masasına oturtulan yetkelerden alınmalıdır.
Sayfa 120Kitabı okudu
İnsan sadece tabiatın değil, aynı zamanda tarihin de bir elemanıdır ve doğanın lehine olacak biçimde tarih, metafiziğin ihmaline maruz kalmıştır.
Sayfa 111 - Oswald SpenglerKitabı okudu
Hegel açısından dünya tarihi, Tin’in, kendini göstererek açtığı, kendinde olduğu halin (başlangıçtaki halinin) bilgisine ulaşabilmek için kendini işlediği alandır. Buna göre dünya tarihinin amacı da Tin’in kendi öz bilgisini elde etmesiyle bu bilgiyi nesnel hale getirip, kendini nesnel bir biçimde gerçekleştirmesine yöneliktir. Tarihsel süreç, başlangıçta içerikten yoksun olan özgür Tin’in içerik kazanarak tekrar özgürlüğüne dönüş çabasından başka bir şey değildir.
Reklam
Herder, tarih felsefesi yaklaşımlarında tarihsel alanda ilerlemeye yönelik bir yasanın olduğunu reddederek tüm tarihi kapsayan bir ortak idenin, varsa bile bilinemeyeceğini vurgulamıştır. Ona göre insan toplulukları kendi bulundukları dönemin şartları çerçevesinde ve kendi özgünlükleriyle incelenmelidir.
Eğer ki insanlar kendilerine ahlaki bir hedef koyup buna göre yaşamlarını sürdürürlerse ve tarihin arka planda böyle bir yasaya göre işlediği kabulüne göre eylemde bulunurlarsa, ilerleme ve özgürleşme konusunda insanlık olarak ciddi atılımlar gerçekleştirilebilir. Dolayısıyla Kant’ın tarih felsefesinde “olanı betimlemek”ten ziyade “olması gerekeni” vurgulama söz konusudur.
Ona (İbn Haldun) göre, sosyal hayatın, kendine has kuralları ve kendinden ayrılamayan özellikleri vardır. O, sosyoloji ilmini, “İlm-i Tabiat-ı umran” (bilimlerin kaynağı) olarak tanımlar. Bu ilmin, siyaset, ahlak, hitabet ve başka bilimlere benzemeyip kendi başına ve ayrı ilkeleri olan bir ilim olduğunu belirtir. Tarihçilerin de bunu bilmesi ve tarih yazmak için sosyal hayatın inceliklerini kavraması gerektiğini şart koşmuştur.
Augustinus’a göre Cennet’ten düşüşten dolayı insanlar, doğal olarak sosyal değildir. İnsanlar daha çok bencildirler ve düzene, itaate ve toplumsal iş birliğine zorlanmak için devlete ihtiyaç duyarlar. Devlet olmazsa anarşi ortaya çıkar.
14 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.