Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ania Loomba

Ania LoombaKolonyalizm - Postkolonyalizm yazarı
Yazar
8.8/10
4 Kişi
13
Okunma
1
Beğeni
987
Görüntülenme

Ania Loomba Sözleri ve Alıntıları

Ania Loomba sözleri ve alıntılarını, Ania Loomba kitap alıntılarını, Ania Loomba en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kapitalizm ilerledikçe para ve metalar gitgide insani değerleri yerinden eder, onların yerini alır, hatalı bir şekilde ·insani değermiş gibi kabul edilir. Böylece para ve metalar fetişleştirilir
Sayfa 45
Afrikalı erkeklerin şizofreni tanısıyla tedavi edilmeye ve akıl hastanelerine kapatılmaya başlandığı tarihte, "Afrikalı kadınların... delirebilmek için gerekli özbilinç düzeyine henüz ulaşamadıkları söyleniyor ve psikoloji, psikopatoloji üzerine kaleme alınmış kolonyal literatürde Afrikalı kadınlar, koloni dönemi öncesinin mutlu 'ilkel' halini temsil ediyordu." Böylece, delilik bile (burada "karmaşık" bir zihnin niteliği olarak görülür) insanların modernliğe doğru yükselmelerinin bir belirtisi haline gelir; bu bakımdan Afrikalı kadınların, Avrupalıları yavaş yavaş izleyen Afrikalı erkeklerin gerisinde kaldığı düşünülür.
Sayfa 85 - D. KOLONYALİZM VE BİLGİKitabı okudu
Reklam
kocası tarafından dövülen bir kadın (Marx ve Engels böyle bir örnek vermese de), yalnız yaşayan kadınların evli kadınlardan daha fazla tehlike ve şiddete maruz kaldıklarına, daha yalnız ve mutsuz olduklarına inanabilir ve bu inanç da kendi durumuna isyan etmesini engeller, hatta kadınların evlenmek zorunda olduklarını bildiren çeşitli düşünceler uydurmasına yol açar. Başka bir örnek de beyaz bir işçinin, işsiz kalışını hatalı olarak siyah göçmenlerin kabahati olarak görmesidir. Sonuç olarak ideolojinin işlevi, emekçi (ve öbür ezilen) sınıfların kendi "gerçek" hayatlarını ve sömürülmekte olduklarını kendilerinden gizlemektir
Sayfa 44
Kadınların ezilmesi şimdiye kadar basitçe bir kültür meselesi olarak görülmüş ve aile içerisinde cereyan ettiği düşünülmüştü -kadınların emek güçlerinin sömürülmesi, sınıfa dayalı bölünmeyi öbür toplumsal bölünme biçimleriyle bütünleştiremeyen toplumsal cinsiyet-körü bir ekonomik analiz tarafından gizlenmişti. Öte yandan, aile, kültür ya da cinsellik konusunda ya da kadınların tam olarak nasıl marjinalleştirildikleri konusunda ciddi bir analiz yoktu. Bunun sonucu olarak, kadınların ezilmesi Marksizm içerisinde olduğu kadar, daha kapsamlı düşünsel kürede de yeterince analiz edilmemiş halde kaldı. Kadınların ezilmesinin kapitalizmin (ya da öbür ekonomik sistemlerin) işleyişleriyle nasıl bağlantılı olduğunu araştıran hayati önemi haiz soru, feministler kadınların ezilmesinin ekonomik ve ideolojik boyutları arasında karşılıklı bir bağıntı kuruncaya kadar yanıtsız kaldı.
Sayfa 43 - Ayrıntı Yayınları
Black Skin, White Masks (Kara Deri, Beyaz Maskeler), kolonileştirilmiş halkları yalnızca emekleri başkaları tarafından temellük edilen insanlar olarak değil, "kendi yerel kültürel özgünlüklerinin katledilmesi ve gömülmesiyle ruhlarında bir aşağılık kompleksi yaratılmış olan insanlar" olarak tanımlar
Oysa, ideolojiler ve sınıflar arasında olduğu ileri sürülen hiçbir basit tekabüliyet peşinen ve sorgulanmaksızın kabul edilemez. Sınıflar toplumsal cinsiyet, ırk ve başka nitelikte bölünmeler yüzün­den parçalanmış olan heterojen gruplardır. Aynı sınıf içerisindeki farklı insanlar üretim süreciyle ya da gerçekliğin öbür boyutlarıyla aynı biçimde ilişki kurmaz. Dolayısıyla ideolojileri de aynı olamaz. Sözün gelişi, işçi sınıfının yeknesak bir ideolojisi olamaz çünkü bu sınıf ırk çizgileri uyarınca bölünmüştür. Üstelik, Rus e­leştirmen Volosinov'un belirttiği gibi, "farklı sınıflar bir ve aynı dili kullanır. Bunun bir sonucu olarak, birbirinden farklı yönelime sahip vurgular her ideolojik göstergede çakışır. Gösterge sınıf mücadelesinin alanı haline gelir”
Sayfa 46
Reklam
Bunun nedeni, herhangi bir toplumda en fazla dolaşıma giren ya da geçerlilik kazanan ideolojilerin başat toplumsal sınıfiann çıkarlarını yansıtması ve yeniden üretmesidir. Böylece, sözün gelişi, yorucu emeğinin meyveleri gündelik olarak efendisi tarafından temellük edilen bir fabrika işçisi, buna rağmen yorucu çalışmanın erdemlerine ya da cennette ödüllendirileceğine inanmaya devam eder. Bu inançlar işçileri hem çalışmayı sürdürmeleri için ikna eder hem de kendilerinin sömürülmekte ol­ duğu hakikati karşısında gözlerini kör eder; böylelikle işçilerin e­ fendilerinin ya da kapitalist sistemin çıkarlannı yansıtır. Benzer şekilde, kocası tarafından dövülen bir kadın (Marx ve Engels böyle bir örnek vermese de), yalnız yaşayan kadınların evli kadınlardan daha fazla tehlike ve şiddete maruz kaldıklanna, daha yalnız ve mutsuz olduklarına inanabilir ve bu inanç da kendi durumuna is­ yan etmesini engeller, hatta kadıniann evlenmek zorunda ol­ duklannı bildiren çeşitli düşünceler uydurmasına yol açar. Başka bir örnek de beyaz bir işçinin, işsiz kalışını hatalı olarak siyah göçmenlerin kababati olarak görmesidir. Sonuç olarak ideolojinin işlevi, emekçi (ve öbür ezilen) sınıfiann kendi "gerçek" hayatlarını ve sömürülmekte olduklarını kendilerinden gizlemektir.
Sayfa 44
Kapitalizm ilerledikçe para ve metalar gitgide insani değerleri yerinden eder, onların yerini alır, hatalı bir şekilde insani değermiş gibi kabul edilir. Böylece para ve metalar fetişleştirilir (fetişler, bizim insani niteliklerle donattığımız nesnelerdir). Bu görüş u­yarınca, gerçekliği algılayamama sorunu değildir ideoloji; çünkü gerçekliğin (kapitalizmin) kendisi ideolojiktir, hatalı bir görünüşler alanında kendi özsel görünümlerini gizler.
Sayfa 45
Hindistan'da bir toplumsal devrime neden olan İngiltere'nin en aşağılık çıkarlarla hareket ettiği ve halka karşı zor kullanırken aptalca davrandığı doğrudur. Ama asıl sorun bu değil. Asıl sorun şu: İnsanlık, Asya'nın toplumsal durumunda köklü bir devrim olmaksızın mukadderatım gerçekleştirebilir mi? Bu soruya olumsuz yanıt veriyorsak eğer, o halde İngiltere'nin, işlediği suçlar ne olursa olsun, söz konusu devrimin gerçekleşmesi açısından tarihin bilinçsiz bir aracı olduğu söylenebilir"
Sayfa 39
Avustralya, Yeni Zelanda ya da Kanada'da beyaz yerleşimciler ile orijinal sakinler arasındaki "melezlik" başka yerlerdekine göre daha az göze batar. Ama birinci gruptakiler de kendilerinin Britanya'dan (ya da Fransa'dan) yabancılaştırılmış olduklarını hissettiklerinden, postkolonyal özneler olarak görülmeyi isterler.
Sayfa 30
Reklam
Bilimsel dil tam da kendisini değerden bağımsız, yansız ve evrensel olarak sunduğu için buyurgan ve güçlüydü. Bu nedenle, bilimsel dille ortaya atılan iddialara itiraz etmek fevkalede zordu. Avrupalı bilim insanlarının kendi ırksal ve politik kimlikleri, onların ırk farklılıkları konusundaki bilimsel teorileri radikal ölçüde sorgulamalarını bir dereceye kadar önlemişti; öte yandan, bu teorilerin aşağı bir konuma yerleştirdiği insanların bilim eğitiminden nasiplenme fırsatı pek olmadığından, ortaya koydukları itirazlar, bilimsel olmadıkları gerekçesiyle kulak arkası ediliyordu.
Sayfa 85 - 86 D. KOLONYALİZM VE BİLGİKitabı okudu
Irk ve toplumsal cinsiyet konusundaki başat bilimsel ideolojiler tarihsel olarak birbirlerine destek olmuşlardır. On dokuzuncu yüzyılın ortasında yeni anthropemetri bilimi, Beyaz kadınların Afrikalılara beyaz erkeklerden daha yakın olduğunu ilan etmiş ve diiş olduğu varsayılan özellikler "aşağı ırklar"ın betimlenmesinde kullanılmıştı. Buna göre, Afrikalı kadınlar ırksal hiyerarşi merdivenindeki en aşağı basamağı işgal ediyorlardı.
Sayfa 85 - D. KOLONYALİZM VE BİLGİKitabı okudu