Arthur Koestler

Gün Ortasında Karanlık yazarı
Yazar
8.3/10
247 Kişi
944
Okunma
92
Beğeni
10,9bin
Görüntülenme

Arthur Koestler Gönderileri

Arthur Koestler kitaplarını, Arthur Koestler sözleri ve alıntılarını, Arthur Koestler yazarlarını, Arthur Koestler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hazarların Yahudi dinini kabul etmekteki amacının Siyasal olduğuna hiç kuşku yoktur. İslam dinini kabul etmek, halifenin ruhsal tası arasına karışmak demekti. Hristiyanlıkta ise, Roma Kilisesi’nin kölesi durumuna gelme tehlikesi vardı. Oysa Yehova‘nın dini de saygın bir dindi, öteki iki dinin kitaplarında saygıyla alınıyordu ve o iki dinden olan olanlar bu dine saygı gösteriyordu. Bu inancı kabul etmek hazarları hem putperest barbarlar düzeyinden kurtarıp yüceltiyor, hem de halifenin ve imparatorluğun baskısına karşı koruyordu. Ama yine de Hazar’ların başkanı, Yahudi inancının bütün katıldığını kabul etmiş değildi. Bir yandan halkının inançlarını sürdürmesine, eski putlara tapmasına izin vermekten de kaçınmadı.
Hazar imparatorluğu gerek Hristiyan gerek Müslüman ideolojik doktrinlerine karşı üçüncü güç görünümündeydi. Bu imparatorluk, her iki büyük boy ölçübileceğini ortaya koymuş bir topluluktu, dost düşman olarak. Ama kendi bağımsızlığını sürdürebilmenin tek yolu, ne hristiyanlığı ne de Müslümanlığı kabul etmeyerek yaşamını sürdürmekti. Çünkü bu inançlardan hangisini kabul etse, ya doğu Roma imparatorluğu’nun ya da Bağdat halifesinin nüfusu altına girecek demekti. Hazar krallığı kendi askeri gücüne dayanarak, sırtını topraklarındaki ve daha gerideki feodal kabilelere yaslayarak üçüncü güç durumunda kalmaya kararlıydı. Yani steplerin bağımsız ve tarafsız ulusların önderi olmayı sürdürecekti.
Reklam
Artamonova göre Hazar’lar da, öteki Türk kabileleri de TURKUT hanedanın soyundan gelenler, yani yıkılan batı Türk İmparatorluğu’nun yönetici ailesi tarafından yönetilmektedirler. Zeki Velidiye göre, hanedan sülalesi ya da Soylular dendiği zaman, Çin kaynaklarından da geçen Asena adlı bir soy, bir çeşit Çöl aristokrasisi anlaşılmaktadır. Türklerde Moğollarda asena soyundan geldiklerini öne sürmektedirler.
Hazarların gerek Yahudi olmadan önce, gerek olduktan sonra, bir kimseye dinsel bir zorlama ya da bu nedenlerden dolayı bir işkence uyguladıklarına ilişkin hiçbir belirti yoktur. Bu bakım, doğu roma imparatorluğundan da, İslam imparatorluğundan da daha hoşgörülü ve daha aydın oldukları öne sürülebilir. Ama deri yandan, bu insanlar geçmişte kabile yaşamlarından kalma bazı barbarca uygulamalardan da sıyrılmış değildirler. İbni Fadlan’ın, kral mezarını kazananların nasıl öldürüldüğünü anlatışını biliyoruz. Aynı zamanda Kaan’ın yönetim süresi 40 yıldır. Eğer bu süreyi bir gün bile aşarsa adamları, mantı körleşti, sezgileri bulanıklaştı gerekçesiyle onu öldürüyorlardı.
İbn Fadlan eserinde homoseksüelliğin Arap ülkelerinde pek olağan olduğunu; lakin bunun Türkler arasında çok büyük bir günah sayıldığını anlatıyor.
Hazarlar 730 yılında Arap orduları arda bir de büyük ve kesin bir yenilgiye uğratmışlardır. Böylelikle müslümanların batıda pireler ve doğuda Kafkaslar üzerinden yaptıkları saldırılar sona ermiş bulunmaktadır. Hazarlar Volga kıyılarını, Tuna‘yı ve doğu Roma İmparatorluğu’nu kurtarmışlardır. Doğudaki temsilcisi olan Bizans Arap Arapların eline geçecek ve tarihi nakışı değişecekti. Bizans’ın Araplara Karşı koyabilmesi, ancak güçlü hazar ordularının onları Kafkaslardan içeri sokmaması sayesinde gerçekleşebilmiştir. Hazarların dünya tarihine en büyük katkısı, Arapların kuzey yönündeki saldırılarına karşı Kafkaslar geçilmez bir engel haline getirmeleridir. Bu aynı zamanda, İslam dininin bütün dünyaya yayılma ülküsüne dayalı genişleme politikasının (Cihad’ın) da sonuydu.
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.