Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Aslı Zengin

Aslı Zenginİktidarın Mahremiyeti yazarı
Yazar
Çevirmen
7.7/10
27 Kişi
109
Okunma
6
Beğeni
1.955
Görüntülenme

Hakkında

Samsun Anadolu Lisesinin ardından eğitimine Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümünde devam etti. 2004-7 yılları arasında aynı üniversitenin Sosyoloji Bölümünde yüksek lisans eğitimini tamamladı. Yıllar içerisinde hem bağımsız hem de Amargi Kadın Akademisi’ne bağlı olarak çeşitli feminist çalışmalarda bulundu. Halen Toronto Üniversitesi Antropoloji ve Kadın ve Toplumsal Cinsiyet Araştırmaları ortak doktora programında çalışmalarına devam etmektedir. İlgi alanları arasında beden, toplumsal cinsiyet, cinsiyet, devlet şiddeti ve adalet çalışmaları yer almaktadır.
Unvan:
Sosyolog
Doğum:
Samsun,Havza, 1981

Okurlar

6 okur beğendi.
109 okur okudu.
4 okur okuyor.
92 okur okuyacak.
2 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Namusa Yaslanan Şiddet
Türkiye'nin toplumsal bağlamı içerisinde bir kadının "namuslu" etiketini hak edebilmesi için kendisinden beklenenler genelde evlilik ve aile jargonu içerisinde dillendirilir: ya bir adamın karısı, ya da bir anne olmak. Evli olmayan kadınların namusu ise bakirelikleriyle ölçülür. Diğer bir deyişle, namuslu kadınlar cinsel güçlerini gösteremezler veya sergileyemezler; aksine cinselliklerini ne kadar sıkı kontrol altına alırlarsa o kadar namuslu sayılırlar. Bunlara ilaveten, toplum nazarındaki namuslu kadın, kendini çocukları ve eşi, yani ailesi için feda etmekte sınır tanımayan, varlığını ailesinin refahına adayan kadındır. Namuslu kadınlar toplum içerisindeki rollerini sadece çekirdek aile içerisindeki rollerine atıflayamazlar. İşin bir de çekirdek aileyi aşıp millete kadar uzanan boyutu vardır ki o da bu kadınların sadece kendi çocuklarına analık etmekle kalmayıp aynı zamanda milletin geleceğine, dolayısıyla millete de analık etmekle yükümlü olmalarıdır. Bütün bu rollerin ışığında düşündüğümüzde önümüze "yakışık alır” kadın kimliğine dair ayan beyan bir resim çıkıyor: "düzgün", yani namuslu, kadınlığın yolu aileden geçiyor ve kendisine varoluş amacı olarak biçilen kaftan ise ailesinin fiziksel ve manevi sağlığını ve varlığını her daim korumak için kendini paralamak oluyor.
Reklam
Yasal Düzenlemelerin Yol Açtığı Şiddet Biçimleri
Türk Ceza Kanunu 1990 yılında yapılan değişikliğe kadar fahişeye yapılan tecavüzlerde ceza indirimi uyguluyordu. 1926 yılından beri yürürlükte olan TCK'nın 438. maddesine göre tecavüz edilen bir fahişe olduğu takdirde üçte iki oranında ceza indirimi söz konusuydu. Feministlerin yürüttüğü mücadele, bu maddenin Meclis'e taşınmasına ve iptal edilmesine neden oldu. Feministlerin mücadelesi, 1986 yılında Antalya'da bir erkekle nikfilısız yaşayan bir kadının dört kişi tarafından tecavüze uğraması ve dava sırasında kadının tecavüz eden kişiler tarafından fahişe olduğunun iddia edilmesi sonucu yine bu kişilerin ceza indirimine başvurmalarıyla başladı. Mahkemenin yargıcı da Anayasa Mahkemesi'ne başvurarak 438. maddenin Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı olduğunu söyledi ve maddenin iptalini istedi. O yıllarda on bir erkek üyeden oluşan Anayasa Mahkemesi dört evet oyuna karşı yedi hayır oyuyla iptali onaylamadı. Gerekçesinin özü şuydu; '"İffetli kadınla iffetsiz kadına tecavüz aynı şey değildir.”
Türkiye'de namusa ilişkin genel algıyı oluşturan toplumsal kurallar ve normlar kadın bedenini kadının kendine ait bir bedenden öte, erkeğin, ailenin ya da toplumun mülkiyetiymiş gibi kodluyor. Sonuç olarak kadının cinselliğinin kamusal görünürlüğü toplumun genel düzenine dair bir tehdit oluşturuyor. Bu durum kadınları namus, edep ve bekaret üzerinden kategorilere ayırabiliyor. Kadınlar bedenlerini egemen olan namus kodları çerçevesinde düzenledikleri ve kontrol ettikleri sürece, kadınların cinsellikleri aileyi kurucu bir unsur olarak kabulleniliyor; tüm toplumca övgüye layık görülebiliyor. Dolayısıyla kadın cinselliğinin mahremiyetini bireye ait değerlerden dışlayarak doğum ve toplumun devamıyla ilişkilendiren erkek egemen bir görüş birliğinden söz etmek mümkün. Hayat kadınları ise bu aile-kadın cinselliği arasında sürekli surette kurulması arzulanan mahrem/yakınlık ilişkisini bozarak ve kadınlardan yerleşmeleri beklenen uygun mahrem alanlara yerleşmeyerek egemen ideal kadın kategorisini altüst ediyorlar. Aile bağlarının kadın bedeni üzerinde kurduğu sahiplik ilişkisini yıkarak herkese ait olabilen bedenler olarak algılanabiliyorlar.
Türkiye'de namusa ilişkin genel algıyı oluşturan toplum­sal kurallar ve normlar kadın bedenini kadının kendine ait bir be­denden öte, erkeğin, ailenin ya da toplumun mülkiyetiymiş gibi kod­luyor.
Sayfa 32
"Türkiye'de namusa ilişkin genel algıyı oluşturan toplumsal kurallar ve normlar kadın bedenini kadının kendine ait bir bedenden öte, erkeğin, ailenin ya da toplumun mülkiyetiymiş gibi kodluyor."
Metis YayınlarıKitabı okudu
Henüz kayıt yok
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
144 syf.
10/10 puan verdi
·
22 saatte okudu
Tokat gibi gerçekler... Tarih boyunca kadın bedeni sistematik olarak gerek toplumsal normlarla gerekse de devlet nezdinde sömürülmüştür. Öncelikle belirtmek isterim ki, Türkiye'de fuhuş alanında bir çalışma yapmak hem ampirik bilgi hem de üretilen çalışmalar açısından zorlu bir iş. Bunun nedeni sadece bu alanın belirli tehlikeler ve sıkıntılar içermesi değil, aynı zamanda fuhuş konusunun sistemli bir şekilde sessizleştirilmiş bir alan olmasından kaynaklanıyor. Bu araştırma Mart 2005 ile Aralık 2006 zaman aralığında Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Yüksek Lisans Programı için gerçekleştirilen etnografık çalışmanın ürünü. İktidar ve yapılarının işlerine geldiğinde "mahrem" perdesinin arkasında saklandığı, işlerine gelmediğinde de sistemin açıklarından faydalanarak çarkı kendine göre nasıl çevirdiğini gözler önüne seriyor. İnsan bedeni daha doğrusu kadın bedeni üzerinde nasıl rantlar sağlandığını, istilaya açık bir alan gibi gördüğünü gerçek tanıklarla yani seks işçileri ile yaptığı görüşmelerle önümüze sürüyor yazar. Kitabın belirli bir kısmı beş tane hayat kadını ile yapılan görüşmelerle elde edilen verilerden oluşuyor, güvenlik ve gizlilik açısından isimleri değiştirilmiş. Yazar bu akademik araştırma süresince gerek toplumsal gerekse de devlet tarafından onlarca engele takılmış, malum "mahremiyet" meselesi. Okumanızı tavsiye ederim...
İktidarın Mahremiyeti
İktidarın MahremiyetiAslı Zengin · Metis Yayınları · 201187 okunma
144 syf.
6/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Kadına ve trans bireylere karşı uygulanan şiddeti farklı bir pencereden anlatıyor yazar kitapta. İstanbul'da kayıtlı ve kayıtdışı seks işçiliği nasıl yapılıyor? Devletin denetimi bu alanda nasıl? Devletin işlettiği genelevlerin kuralları, kayıtdışı yapılmasının tercih nedenleri, uygulanan yaptırımlar, cezalar, "vesika" kavramı... Bir kez vesikalandığında kişinin hayat boyu o damgadan kurtulamaması. Yatak odasının son derece politik bir mahrem alanı olması ve devletin toplumun cinselliğini kontrol etme çabası. Genel olarak İstanbul'da çalışan seks işçilerinin yaşamları ile ilgili yeni bilgiler öğrendim ve yazarın anlatmaya çalıştığı iktidarın kıyıları kavramını çok iyi anladığımı düşünüyorum. Kitabın bir sosyoloji tezi olduğu okunurken çok belli, tez tadında okunuyor zaten. Yer yer tekrarlar içeriyor, amatör bir dili ve anlatımı var. Yazarın seks işçileri ile röportajlara yer vermiş olması ve gerçek hikayeler paylaşması ilgimi zaman zaman artırdı ve en çok da oralardan bir şeyler öğrendim ama sıkıldığım zamanlar da oldu. Ben kadına şiddet ile ilgileniyorum o nedenle "bu bilgilerden bana ne" demedim. Fakat ısrarla okuyun diyemeyeceğim de bir kitap.
İktidarın Mahremiyeti
İktidarın MahremiyetiAslı Zengin · Metis Yayınları · 201187 okunma
144 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Aslında bildiğimiz şeylerin direk yüzümüze vurulduğu bir kitap. İktidarın işine geldiğinde nasıl "mahrem" kisvesine büründüğü işine geldiğinde de sistemin açıklarından faydalanarak çarkı kendine göre nasıl çevirdiğini gördüğümüz bir kitap olmuş. Özellikle seks işçiliğinin hala işiçilik mi olup olmadığı tartışılan şu günlerde kadın yada erkek bedenleri üzerinden nasıl bir rant yaşandığı, insanların sağlıklarının ne kadar önemsediği ortaya dökülmüş. Hem de o kadat kısıtlı bilgiye rağmen.
İktidarın Mahremiyeti
İktidarın MahremiyetiAslı Zengin · Metis Yayınları · 201187 okunma