Özür Beyanı
Endüstri Devrimi adına yük atlarından özür diliyorum.
Tekniğin hizmetine sunularak aşağılanan akıldan; kara, yeşil, kızıl ve boz ırmaklardan özür diliyorum.
Önümde akıp giden şu asfalta yapışmış kedi yavrularından, bakırcılar çarşısından, göçmen kuşlardan,
“şiir okumak ve nefes almak için aynı fiili kullanan Haida yerlilerinden” Çingenelerden, delilerden, meşe palamudundan, lüfer ve kılıçbalığından,
koşarak doğuran antiloplardan
özür diliyorum.
İncitilmiş zihinden, alçaltılmış bedenden ve küçük düşürülmüş ruhtan...
Jeff Bezos adına bağımsız kitapçılardan ve sahaflardan,
Steve Jobs adına Tibet’teki dua çarklarından,
gazeteler adına dünyadan özür diliyorum.
"artık bu çay ocaklarından başka bir yere yağmur yağmıyor, türkü duyulmuyor, biliyor musun kimsenin yağmuru kimseyi ıslatmıyor. deli gönül, mızrap, tezene, hakikat sırrı, aşağıdan gelen telli turna yok, dibine çay dökülmüş gül bahçesi yok. herkes kendine akıyor, herkes çok sakin, herkes çok güçlü çok efendi çok uygar, yarasız yiğit mi olur ali
neden herkes aynı rüyayı görüyor
her şeyin böyle normal olması normal mi sence?"
"Herkesi sevmek zorunda değilsin, hem herkesi seversen dürüst olanları incitmiş olursun. Herkes tarafından sevilmeyi istemek marazi bir taleptir. Öyle olursa da seni gerçekten sevenlere haksızlık edersin. Ayrıca israftan kaçınman gerekecek. Sevgiyi, Mayıs göklerini, ikindi sularını, demli çayın buğusunu, dostlukları, çınar gölgelerini israf etme sakın."
Bana biraz şiir kat çokça aşk azcık sabır
Ki bileyim anlamak bir yalnızlığa varmaktır
Anlayanlar hep ıssız anlamayansa bedbaht
Bana sabır bana aşk bana biraz şiir kat
`Muhit, Şubat 2020
Kitap okuyacaksın da ne olacak, diyenlere bir cevabınız olmalı. Gençken kitapların içinde kaybolmayanlar sonra başkasının rüyasında kayboluyorlar. Böylece iki kere ziyana giriyorlar. Hem başkasının rüyasında fazlalalık oldukları için hemde kendi rüyalarını yetim bıraktıkları için.
🌱
"...oysa üstüne bir gül devrilsin isterdin sen selam verdiğin herkesin. İçinde yürüdüğün koruların serinliğini, baktığın derelerin şırıltısını, kokladığın güllerin heyecanını koymak isterdin o selamın içine. Muhatabın alsın o selamı, bir zarf gibi açsın, esenliğin içindeki serinliği hissetsin, barışın içindeki sarılışı, içinden çıkan serçeleri salsın sabahın avlusuna. Daraltmasın kelimeleri; darıltmasın."
"Bir gizli yaramız vardır bizi kitaplara götüren. Bir kırgınlığımız, kalp ağrımız. Ama kitapların rahlesinden bakınca bu gizli yaranın tam da bizi insan yapan şey olduğunu anlarız. Kurtulmak istediğimiz yara, üzerine titrediğimiz yaradır artık. İnsanlığımızın garantisidir. Bizden zarar gelmeyeceğinin.
Bundan böyle susanlara, az konuşanlara, bezgince ufka bakanlara karşı saygımız vardır. Çünkü onların da muhakkak içlerinde ağrıyan bir yerleri olmalıdır.
Yoksa niye böyle güzel sussunlar ki? Elbet bir hikayeleri vardır."
Saymakla bitmez sessizliğin kelimeleri Zarafet de bir silâhtır yerine göre Tüm dövüş sanatlarında olduğu gibi Yerine göre daha çok incitir güçlülerin merhameti
Rüzgârdı senin şeyhin ve sana durmadan "kendini bil" diyordu. Kendine, kendi seçtiğin kelimelerle bir ben inşa edemezsen neyi bilecektin ki? Peki, kendini bulmadan bilinecek olan neydi? Aramaya çıkmazsan nasıl bulacaktın ki?
Yenilmek güzeldir, demiştim eskiden
Sevdirir insana kaderi
Şefkatle dokunabilmek için kendine
İnsan düşmeyi de öğrenmeli
Aşktır unutma düşüşlerin en güzeli