Oyuncuların seyirciyle hiçbir şekilde kontak kurmayıp rollerini devam ettirmeleri, oyunun gerçekçi ve heyecanlı başlangıcına tanıklık ettiğimizi fark ettiriyor birden. Gafil avlandık. Böyle hızlı ve bu kadar etkili bir girişi muhtemelen kimse beklemiyordu...
Bir şey daha var.
Kenan sekiz oyuncudan bahsetmişti.
Şehmuz, Tolga, Jale, Banu, Komiser, Hasan ve kendisi Kenan. Peki sekizinci oyuncu kimdi?
Yoksa katil sekizinci oyuncu mudur?
Komiser ayağa kalkıyor yüzü seyirciye dönük bir elini havada sallayarak salonda çınlayan sesiyle haykırıyor.
- Herkes katildir. Bir katil olmadığı. Bize bir katil lazım.!
İnce bir kitap hemen okuyayım biter diye düşünmüştüm ama öyle olmadı. Yani çabuk bitti ama bir süre kafamda yer edinecek.
Kitabı okurken kendimi tiyatro izleyen biri gibi hissettim. Oyuncuların duygusu, konuşmaları yani kısaca tüm duygular size geçiyordu. Sonda verilen mesaj ve kapanışta insanın kendini sorgulaması ayreten başarılıydı.
Üzüldüğüm nokta bu kitabın değer görmemesi... İnşallah keşfedilip hak ettiği değeri görür..
Gerçeğimin farkında zannediyorum kendimi, bir de bir tiyatro oyununa geldiğimi... Şimdi çok üşüyorum... Çırılçıplak, savunmasız kalmış gibiyim.
Tanrı'nın Musa'ya kendini gösterdiği yerdeyim.
Oysa uyarmıştı Tanrı: "Dayanamazsın...!"
Okurun Tek Gösterimlik Tiyatro seyircisi olduğu, #kitap Bize Bir Katil Lazım #okudumbitti
Şehrin kalabalığında yalnız, tek düze yaşamından sıkılmış, iç sesini okura yansıtan bir insanın dinleyicisi olup peşine düştüm. Bir afiş dikkatini cezbediyor, ister istemez benimde. Bu bir tek gösterimlik tiyatro gösterisi afişi. Bilet alıp giriyoruz
Gerilim severler çok seri bir şekilde toplanın çünkü bize bir katil lazım!
Geçen sene okumuş olduğum Gölün Dibindeki Ev kitabı beni gerilimden de korkudan da soğutmuş,yaka silktirmişti. Fakat bu kitap öyle bir akıcılığa ve zekici bir kurguya sahipti ki bitirdiğimde evdekilere gidip tek tek anlattım. Hoş annem o kapaklar senin gece rüyana girmiyor