Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Atilla Oral

Atilla OralAtatürk'ün Sansürlenen Mektubu yazarı
Yazar
8.4/10
25 Kişi
88
Okunma
12
Beğeni
3.185
Görüntülenme

Atilla Oral Sözleri ve Alıntıları

Atilla Oral sözleri ve alıntılarını, Atilla Oral kitap alıntılarını, Atilla Oral en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
. Mustafa Kemal Paşa’nın Tevhid-i Efkâr gazetesinde yayınlanan İngiltere’yi ihtar ettiği “Başkumandanın İngiltere’ye bir ihtarı” başlıklı konuşma: ...İngiltere karşısında tehditlerle, yolundan şaşacak adamlar var zannediyor. İngiltere kendi etrafını saran tehlikeleri düşünse daha iyi eder. Herkes için açtığı çukura kendisinin düşmesi çok mümkündür. İngiltere bizi mahvetmek arzusundan vazgeçsin çünkü kendi mahvolacaktır. İngiltere ve bütün Avrupa anlamalıdır ki Türk’ü korkutmakla aldatmak istemekle bir iş görülemez. Bizimle sulh etmek istiyorlarsa namusluca ve mertçe karşımıza geçip müzakerelere girmelidirler.” .
Sayfa 258Kitabı okudu
. Mustafa Kemal Paşa Vahdettin’in firarını nasıl yorumladı? Mustafa Kemal Paşa anlatıyor: “Soydan geçme yönteminin sonucu olarak büyük bir makam, tantanalı bir unvan kazanabilmiş bir alçağın, onuru çok yüksek, soylu bir milleti nasıl utanılacak bir duruma düşürebileceği, o zaman, daha doğru anlaşılır. ...Biz, Türkler, bütün tarihimiz boyunca özgürlük ve bağımsızlığa bayrak olmuş bir milletiz. Değersiz hayatlarını iki buçuk gün daha, alçakça sürükleyebilmek için, her türlü horlanmayı sakıncasız bulan halifeler oyununu da sahneden kaldırabildiğimizi gösterdik. Böylece devletlerin, milletlerin, birbirileriyle olan ilişkilerinde kişilerin, özellikle kendi devlet ve milletin zararına da olsa, kişisel durumlarından ve canlarından başka bir şey düşünemeyecek aşağılık kişilerin önemi olamayacağı yolundaki bilinen gerçeği bir daha doğruladık."* *Atatürk, Mustafa Kemal, Nutuk .
Sayfa 277Kitabı okudu
Reklam
. Vahdettin Fatih’in, Kanuninin tırnağı olamayacak biriydi. Ne yazık ki milletin en zor zamanında Osmanlı tahtına tünemişti. Türk düşmanı Rahip Frew bile, 1920 yılı Ağustos ayında Müslüman sığınmacıları ziyaret ederek 1.000 lira bağış yaptı. İngiliz casusunun yaptığı bağış Vahdettin’in verdiği paranın tam iki katıydı. İngiliz işbirlikçisi Ali Kemal Türk sığınmacılar için on para vermedi. Oysa parası yok değildi. Bu tarihten birkaç ay sonra Cercle d’Orinet’te sadece bir akşam ziyafeti için tam 1.400 lirayı keyif için harcadı. Gazeteler bu harcamayı “Vur patlasın” başlığıyla haber yaptı. .
Sayfa 234Kitabı okudu
Doktor Esat Paşa, Prof. Dr. (1864-1936)
. İstanbul’da işgale karşı direnen yurtsever Türk aydını. Rastladığım her İngiliz'e soruyordum: “ — Medeniyet bu mudur?..” “ — Yes!..” diyorlardı. .
Sayfa 124Kitabı okudu
. İngilizler ülkemizden çekildi ve onlarla dostluk kurduk. Ancak unutulmamalı ki Mareşal Wilson’ın istediği gibi İngiliz ordusu kendiliğinden çekilmedi. Karşılarında “Ya istiklâl, Ya ölüm!” diye iman etmiş Türk milleti vardı. İngilizler Türk ordusunun baskısıyla ülkemizi zorunlu olarak tahliye etti. Bu zorunlu tahliyenin altını Kahraman Mehmetçik süngüsüyle imzaladı. .
Sayfa 212Kitabı okudu
. Mustafa Kemal, güç kazanmak ve Müttefik Kuvvetlerin yetkisini azaltmak düşüncesiyle, Refet Paşa ile birlikte İstanbul’a çok zorlu adamlarını göndermişti. Bunca yıldan sonra, gerek Fransız, gerek İtalyanların bütünüyle Türklerin yanında olduklarını, 1918 Ateşkesi’nden sonra Müttefiklere emanet edilen cephane ve silahların Fransız ve İtalyanlarca Türklere bırakıldığını ve bu silahların Mustafa Kemal’in oluşturduğu ordunun çekirdeğini oluşturduğunu söylemenin artık bir sakıncası yok. .
Reklam
. Sevr Antlaşması için, Sevr Porselen Fabrikası’nda özel olarak üretilen mürekkep hokkası 10 Ağustos 1920 tarihinde Osmanlı Devleti’nin temsilcileri tarafından imzalanan antlaşma sırasında kullanıldı. Ancak Kuva-yı Milliye Sevr hokkasından çıkan mürekkebin kurumasına izin vermedi. Anadolu’da yükselen milli hareket muzaffer oldu. Mehmetçik Sevr paçavrasını yırtıp attı. Sevr’in hokkasını da, hokkabazını da tarihe gömdü. .
Sayfa 184Kitabı okudu
. Türk halkının geleneğinde “at, avrat, silâh” deyişinin çok özel bir önemi vardır. Türk erkeği çok değer verdiği bu üç varlığı başkalarıyla paylaşmaz. Türk erkeğinin en duyarlı olduğu konudur kadın. Erkeğin şerefi ve namusudur. Allah’ın bağışladığı en değerli emanetidir. Çocuklarının anasıdır. Sevgi ve saygıyla, bir ömür birlikte, yaşamını paylaştığı can yoldaşıdır. Türkler anasını, karısını, kızını bir yabancıya emanet etmez. Vatanını işgal eden can düşmanına emanet etmek!.. Bu hiç olacak iş değildir. Ucunda işkence de olsa ölüm de olsa, namuslu ve şerefli hiçbir Türk erkeği böyle bir şey yapmaz. .
Sayfa 300Kitabı okudu
Milli Marşlar Yasaktı, Özellikle İzmir Marşı Yasak!
. [Damat Ferit] Sadareti zamanında Maarif Nazırı olan Rumbeyoğlu Fahrettin’e verdirdiği bir emirde, mekteplerimizde milli şarkıların söylenmesini bile yasaklamıştı! “İzmir’in dağlarında çiçekler açar” diye başlayan marş; “Yaşa, Mustafa Kemal Paşa, Yaşa” cümlesiyle bitiyordu. İstanbul’da bu marşı söylemek çok sakıncalıydı. Uluorta her yerde söylenmiyordu. Buna rağmen İzmir Marşı ve marşın sonundaki cümle herkesçe biliniyordu. .
Sayfa 167Kitabı okudu
. İngilizler hainlikleri nispetinde korkak olduklarından kuvveti ve müdafaa ihtimali en az olan bir karakolumuzu seçmişlerdi. Sabaha karşı bütün İstanbul uyurken bir İngiliz müfrezesi Şehzadebaşı’nın bir tarafına sıkışmış olan bu küçük karakolu bastı. İngiliz neferleri, büyük bir kısmı silâhsız erlerden oluşan mızıka erlerinin yarısını alçakça yataklarında süngülediler. Ve süngüleyemediklerini yataklarından çırılçıplak kaldırıp sokağa çıkararak orada alçakça kurşuna dizdiler. ...Ey Türk ve Müslüman bu cinayeti unutma! Kardeşlerini yataklarında alçakça boğazlayan İngilizlere karşı kalbinde silinmez bir kin ve düşmanlık, sönmez bir intikam ateşi yansın! Ey Türk ve Müslüman bu cinayeti unutmak ve affetmenin de bir cinayet olduğunu unutma!* *“İngilizlerin hiçbir Türk’ün ebediyen unutmayacağı menfur alçaklığı!“ Bkz: Tevhid-i Efkâr gazetesi, 5 Ekim 1923 s.1 .
Reklam
Vahdettin kitaplarındaki tarihçi hilekârlıkları?...
Vahdettin haksızlığa uğramış, zavallı bir mağdur olarak gösteriliyor. Vahdettin için yayımlanan kitaplar toplumda her zaman ilgi gördü. Vah vah yazık olmuş diyenler, ağlayanlar sızlayanlar oldu. Milletimiz elbetteki çok merhametlidir. O yüzden dünyada en fazla dilenci ülkemizde bulunur. Vahdettin konusunda merhamet dilenciliğinin prim yapması bu nedenle olsa gerek. Bu tür kitapları dikkatle ve sabırla inceliyorum. İnceledikçe hayretim büsbütün artıyor. Ne ararsan var. Yalan, yanlış, uydurma, hilekârlık, ne ararsan mevcut. Ancak Milletimizin böyle hilekârlıklarla aldatılması imkansızdır. Kurtuluş Savaşı’nı bu milletin evlâtları yaptı. Saltanatı ve Hilâfeti kaldıran ve Cumhuriyet’i kuran bu milletin evlâtlarıdır. Bütün bunları yapmaya gücü yeten milletimiz elbetteki, yapılan tarih hilekârlıklarının da farkındadır. Harington’ın anıları da tarihçi hilekârlıklarından payını almış. General Harington’ın hatıratında yer alan sözler Şahbaba adlı kitapta açıkça tahrif edilmiş. Harington’ın orijinal sözleri, lâf kalabalığına ve boğuntuya getirerek bozulmuş. Harington’ın hatıratında olmayan sözler eklenerek tarih yazılmış. Harington’ın hatıratında: “Teknemde giderken yolda, acaba bana sigara kutusunu bir anı olarak verir mi diye umutlanmıştım, ancak beş karısını bana emanet etmesi beni şaşkınlığa uğrattı!” diyor. Bu cümlede bir çeviri yanlışı yok. Hediye olarak sigara kutusu almak için umutlanan Harington’a, Sultan Vahdettin beş karısını birden emanet etmiş. Harington hiç beklemediği bu olay karşısında da büyük şaşkınlığa uğramış. .
Sayfa 297Kitabı okudu
İngilizlere son darbeyi Fenerbahçe vurdu.. Fenerbahçe - 5 İngiliz takımı - 1
. İşgal orduları beş yıl sonra nihayet İstanbul’u terk edecekti. İstanbul’dan ayrılacakları tarih 2 Ekim Salı günüydü. İngilizler giderken Türklere unutamayacakları bir yenilgi yaşatmayı planladı. İstanbul’da geçirecekleri son Pazar günü olan 30 Eylül tarihinde Taksim Stadyumunda bir spor müsabakası düzenlendi. İngiltere - Fenerbahçe futbol maçı pazar günkü müsabakanın en önemli karşılaşmasıydı. İngilizler bu maçı büyük bir farkla kazanıp Fenerbahçe’yi ezerek yenmek ve İstanbul’dan mağrur bir biçimde ayrılmak istiyordu. Kendilerine büyük yenilgiler tattıran Fenerbahçe futbol takımından böylece intikam alacaklardı. .
Sayfa 478Kitabı okudu
Mazinde Bir Tarih Yatar, Yaşa Fenerbahçe!
. İşgal yıllarında Harington’ın bizzat organize ettiği çok sayıda futbol maçı yapıldı. İngiliz takımları ile Fenerbahçe arasında büyük çekişmeler yaşandı. Bu maçlar sıradan bir spor etkinliği değildir. Fenerbahçe bu karşılaşmalara isyankar bir ruhla çıkıyor ve rakibine deli gibi saldırıyordu. Bu işin içinde inanılmaz bir başkaldırış vardı. Kadıköy’de bir avuç Türk genci, koskoca İngiliz İşgal Ordusuna meydan okuyor, büyük bir imanla rakibini yenmeye çalışıyordu. Bu olay Kuva-yı Milliye isyanının spora yansımasıdır. General Harington, Fenerbahçe Kulübü’nün Mustafa Kemal ve Kuva-yı Milliye ile olan ilişkisini çok iyi biliyordu. Fenerbahçe ile o yüzden uğraşıp durdu. İşgal süresince Fenerbahçe’yi hedef olarak gördü ve ezmeye çalıştı. Araştırmamda Fenerbahçe’ye özel yer vermemin amacı bu işin içinde Kuva-yı Milliye ruhunu göstermektir. .
Sayfa 450Kitabı okudu
. İngilizlerin Malta zindanlarına attığı yurtsever Türk aydını Ziya Gökalp, Vahdeddin’in aleyhinde bir şiir yazdı. “İstida” başlığı ile şiiri Gazi Paşa Hazretleri’ne ithaf etti. Rastlantı eseri, şiirin gazetede yayınlandığı 17 Kasım günü: Kara Sultan, İngilizlerin himayesinde İstanbul’dan kaçtı. İstida (Dilekçe) Gazi Paşa Hazretleri’ne: Bu yurt mahrum düzenlikten, ümrandan.. Köylülerin nasibi yok irfandan; Ey kurtaran bizi zalim Yunandan! Kurtar bizi daha birçok düşmandan!. ... Sürümüzde bir kurt çoban kalmasın; Tepemizde gizli düşman kalmasın; Düşmanların dostu hakan kalmasın: Kurtar bizi bu yaldızlı yılandan! Abdühamit gerçi Kızıl Sultandı, Buna nispet yine o bir insandı.. Çok masumlar Fetvasına aldandı: Kurtar bizi artık Kara Sultandan! Ziya Gökalp İleri gazetesi, 17 Kasım 1922, s.2 .
Sayfa 293Kitabı okudu
. İleri gazetesinde yayımlanan makaleden: “Canı tırnağına alarak, Anadolu’da melun bir düşmanla üç sene boğazlaşan Türkler aleyhinde fetva yazmış adamın saltanatını bir tarafa bırakın, fakat İslamlıkla ve halifelikle ne ilişkisi olabilirdi? Vahdettin ağabeyine jurnal yazmak suretiyle hıyanet etmişti. Şimdi de casusluk ederek çıkıyor ve kendisini yabancı koruması altına atarken “Müslümanların Halifesi” imzasını kullanmaya utanmıyor. Anadolu’da bir kahraman Binbaşı* bir günde zaptedeceğine söz verdiği tepeyi, biraz geç ele geçirdiği için intihar etmişti. İstanbul’daki Vahdettin ise memleketinin düşman tarafından işgal edilmeyeceğine emin olduğu için canından korkarak kaçıyor.” . * Reşat Çiğiltepe .
Sayfa 311Kitabı okudu
87 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.