Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ayten Koç Aydın

Ayten Koç AydınBilim Tarihine Giriş yazarı
Yazar
8.1/10
9 Kişi
55
Okunma
0
Beğeni
1.303
Görüntülenme

Öne Çıkan Ayten Koç Aydın Gönderileri

Öne Çıkan Ayten Koç Aydın kitaplarını, öne çıkan Ayten Koç Aydın sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Ayten Koç Aydın yazarlarını, öne çıkan Ayten Koç Aydın yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Edip Ahmet Yükneki'ye göre, bizi mutluluğa ulaştıran şey bilgidir; öyleyse yalnızca bilgili insanlarla dost olunmalı, bilgisiz insanlardansa uzak durulmalıdır. İnsan, bilgisi sayesinde öldükten sonra da yaşamaya devam eder; oysa bilgisiz insan, yaşarken ölmüş gibidir; ne tanınır ne de ismi bilinir. Bilgiden ancak bilgili insan anlar; ancak o tadabilir. Bilgi, malı olmayanlar için bitmeyen bir hazine ve soyu olmayanlar için tükenmeyen bir soydur. Yaratan Tanrı bile, ancak bilgi ile bilinir. Bilgisizlikten hayır gören var mıdır? Öyleyse yaşarken bıkmadan ve usanmadan bilginin peşinden koşmak gerekir.
Sayfa 171
Platon, üzdün
"Hekimler, yurttaşlar arasında bedenleri ve ruhları iyi olanlara bakmalı, böyle olmayanları ise ölüme terketmelidir."
Sayfa 57
Reklam
Platon
Gezegenlerin düzgün dolanımları bir Tanrı'nın var olduğunu ilham eder. Nasıl bir saatin mekanizması ve düzenli işleyişi, onun bir yapıcısı ve bir ustası olduğunu ama bu yaratıcının saatin içinde değil dışında bulunduğunu düşündürürse, gezegenlerin dolanımları da tıpkı bunun gibi, gezegenlerin birer tanrı olmadıklarını, ancak bu düzenli dolanımlarının ardında akıllı ve becerikli bir ustanın, yani bir Tanrı'nın bulunduğunu sezdirir.
Sayfa 56
Platon
Gezegenlerin düzgün dolanımları bir tanrı'nın var olduğunu ilham eder. Nasıl bir saatin mekanizması ve düzenli işleyişi, onun bir yapıcısı ve bir ustası olduğunu ama bu yaratıcının saatin içinde değil dışında bulunduğunu düşündürürse gezegenlerin dolanımlarının da tıpkı bunun gibi gezegenlerin bir tanrı olmadıklarını ancak bu düzenli dolanımlarının ardında akıllı ve becerikli bir ustanın,yani bir tanrı'nın bulunduğunu sezdirir.
Sayfa 56
Platon
Değişim içinde bulunan görüntülerin bilgisini bir yana bırakarak, hiçbir zaman değişmeyen ideaların bilgisine ulaşmak gerekir; felsefenin amacı bu olmalıdır; gerçek bir filozof, bu aldatıcı görünümlerin ardına saklanmış olan mutlak bilgiyi, yani ideaların bilgisini yakalayabilen kişidir.
Sayfa 53
Pythagorasçılar
Bütün gök cisimlerinin, yani gezegenlerle yıldızların küresel olduklarına ve dairesel yörüngeler üzerinde hareket ettiklerine inanıyorlardı. Evren ikiye ayrılmıştı: Ay-üstü evren ölümsüz varlıkların, tanrı, tanrıçaların ve ruhların; Ay-altı evren ise cansız maddelerin ve ölümsüzlerin bulunduğu bölgeydi.
Sayfa 27
Reklam
Empedokles
Her şeyin temelinde toprak, su, hava ve ateş olmak üzere dört ögenin veya dört kökün bulunduğuna ve bunları birbirlerine yakınlaştıran veya uzaklaştıran güçlerin sevgi ve nefret olduğuna inanır. Bu dört öge, değişmez ve ölümsüzdür; farklı oranlarda birleşerek, evrendeki farklı varlıkların oluşmasını sağlar. Bunlar aynı zamanda insanlardaki eti, kanı ve diğer unsurları da oluşturur ve onların mizacını belirler; mesela bir insanda hava ögesi baskınsa, havasal bir mizaca (havai), ateş baskınsa, ateşsel bir mizaca sahip olur; bu son mizaçtakiler, çabuk sinirlenen, saldırgan tiplerdir.
Sayfa 33
Pythagorasçılar
Gök cisimlerinin, müzikteki aralıklarla göre sıralandıklarını, dolanımları sırasında, her birinin harmonik sesler çıkardıklarını ve bu seslerin evrenin kendine özgü müziğini oluşturduğunu söylüyorlardı; ama ölümlülerin kulaklarının bu müziği işitmeleri olanaksızdı.
Sayfa 27
Diğer taraftan, Roma İmparatorluk'u, bir çöküş süreci içine girmiş ve Kuzey'den gelen kavimlerin saldırılan sonucunda siyasi gücünü yitirmeye başlamıştı. Yöneticiler; devleti kurtarmak için, bir süre sonra Hıristiyanlarla anlaşmak mecburiyetinde kaldılar ve İmparator Konstantin, 312 yılında Hıristiyanlık'ı Roma'nın resmi dini olarak kabul etti. 326'da, imparatorluk'un başkentini, Roma'dan Byzantion'a taşıdı ve sonradan Konstantinopolis (İstanbul) adıyla tanınan bu şehirde yeni bir medeniyet merkezinin temellerini attı (Demir 2018; 104).
Hipokrates
Kutsal denilen hastalığın tartışmasını yapacağım. Benim düşünceme göre, tanrısal veya kutsal hastalık yoktur. Hastalıkların nedenleri doğaldır. Tanrısal sanılması, insanın deneyimsiz oluşundan ve özel karakteri nedeniyle şaşırmasından ileri gelir. Eğer insanlar, ona ilişkin bilgilerin eksikliği nedeniyle kutsal kaynağa inanmayı sürdürürlerse, onu anlama olanağından yoksun kalırlar. Kabul edecekleri iyileştirici, sihirden arınmış, yalın bir yöntemle bu hastalığın kutsallığı yalanlanabilir.
Sayfa 47 - Kutsal olarak nitelendirilen hastalık: epilepsi
129 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.