1990 yılında Gümüşhane’de doğdu. İlk, orta ve lise egitimini Gümüşhane’deki yatılı okullarda tamamladı. Amasya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe Öğretmenliği bölümünü bitirdi. 2012 yılından beri Gümüşhane ve Trabzon’un çeşitli yerlerinde Türkçe öğretmeni olarak görev yapmaktadır. Hikayeleri Karabatak dergisinde yayınlandı.
Ama onlar beni daha şu kapıdan çıkmadan unuturlar. Hatta yanımdayken bile yüzüme saniyelik bakarlar. Bir şey isteyecekseler bana dikkat kesilirler. Nefret ettikleri bile olur.
Uzun bir süredir öykü ağırlıklı okumalar yapmaktayım. Daha önce paylaşmış olduğum bir alıntıda yer aldığı gibi (#69389465), ben de herkesin bir öyküsü, şiiri, şarkısı olması gerektiğini düşünüyorum. Bu nedenle okumuş olduğum 164 tane öykü kitabının içinden bana dokunan öyküleri bir ileti altında paylaşmak istedim.
Bu
İçerisine 18 Öykü sığdırılmış, neredeyse öykülerin tamamında kendimi bulduğum, beni saran bir çırpıda okuduğum bir eser oldu. Öyle ki eşiğe gelip kaldım da, deli karakterleri ile konuştum ve neye benzediklerini konu dağılmadan öğrendim de, fötr şapkayı takıp dolaştım da, çim adam büyütüp bagajda ses yapan sehpaya sinirlendim de, kaybolan delileri arayıp tarlada ağaç kesip arazide mantar topladım da, karabasan da bastı, cenazemiz de oldu, Hasan'ı da mimledik Vahap Dede'ye çok kızdık ama sonunda salonu mutfağa kattırdık :))
Bana mı öyle geldi bilmiyorum ama çoğu öykünün sonu tam sonlanmamış ve okurun hayal gücüne bırakılmış. Bu benim ekstra hoşuma gitti...
Okuru sıkmadan okurla kucaklaşan bu güzel öykü kitabını okunmanızı gönül rahatlığıyla tavsiye ediyorum.
Kaleminize sağlık
Öykü kitabı ve içindeki karakterler o kadar bizden ki. İlk sayfadan son sayfaya muazzam bir keyifle okudum. Su gibi akıyor. Yazarın gözlemleri öyle altı dolu ki. Gerçeklik hakim. Sanki bir komşumuzu, akrabamızı, ruhumuzundan bir parçayı detaylandırmış gibi paragraflarda. Beklentim bu noktada değildi açıkçası. Fevkalade olmuş.
Bahtiyar Gül eğitimci bir kalem belli ediyor kendini. Bir kaç kısımda çok dikkatimi çekti. Çocukların dünyasına oldukça hakim. Karakterlerden Mustafa'yı, Fötr şapkalı amcayı, Ekrem'i ve duvar ustası Vahap amcayı çok sevdim. Tereddütsüz alınıp okunur.
İçerisine 18 Öykü sığdırılmış, neredeyse öykülerin tamamında kendimi bulduğum, beni saran bir çırpıda okuduğum bir eser oldu. Öyle ki eşiğe gelip kaldım da, deli karakterleri ile konuştum ve neye benzediklerini konu dağılmadan öğrendim de, fötr şapkayı takıp dolaştım da, çim adam büyütüp bagajda ses yapan sehpaya sinirlendim de, kaybolan delileri arayıp tarlada ağaç kesip arazide mantar topladım da, karabasan da bastı, cenazemiz de oldu, Hasan'ı da mimledik Vahap Dede'ye çok kızdık ama sonunda salonu mutfağa kattırdık :))
Bana mı öyle geldi bilmiyorum ama çoğu öykünün sonu tam sonlanmamış ve okurun hayal gücüne bırakılmış. Bu benim ekstra hoşuma gitti...
Okuru sıkmadan okurla kucaklaşan bu güzel öykü kitabını okunmanızı gönül rahatlığıyla tavsiye ediyorum.
Kaleminize sağlık
Kitabı bitirdikten sonra paylaştığımda "Ölüm temalı fotoğraflar okudum" demiştim... Ölüm kavramının tüm öykülerde ben buradayım demesi ve betimlemelerin kuvvetli oluşu etkili olmuştu bu söylemimde.
Yazarın iyi bir gözlemci olduğunu bu kitap ile anlayabiliriz. Kimi yerde öykünün bir parçasıymışçasına okuma süreci yaşıyoruz. Zaten öykülerin kahramanlarının yanında olayları da o kadar bizden ki adeta içimizden, yaşamımızdan atlayıp dahil olmuşlar kitaba.
İçsel konuşmaların bize yansıttığı kırgınlık duygusuna kulak verirsek aslında bir eleştiri yansıması olduğunu fark edebiliriz.
Öykülerin kimisi birinci kimisi üçüncü ağızdan anlatılmış. "L Mutfak" isimli öyküde ise anlatıcının Vahap Bey'den bahsetmesi üzerine Vahap Bey'in anlatılanlara açıklama yapması veya itiraz etmesi bize öykülerde sevdiğimiz iki taraflı anlatım tarzını veriyor.
Kitapta yazarın -kasıtlı olarak seçmediyse- tek tip temada ilerleyerek kendimi tekrarladığını düşünüyorum. Elbette seçilen tema çok yönlü zengin bir tema ancak araya bir iki öykü serpiştirilebilirdi diye düşünmedim değil.
Son olarak editöryal anlamda sık sık hatalarla karşılaştım bu ikinci baskıda düzeltilecektir.
Genel olarak karamsar bir havanın hâkim olduğu ancak üzerine düşünülecek derin öykülerin yer aldığı bir kitap. Yazarın emeğine sağlık diyor kitapla kalmanızı diliyorum efenim.
#öykü