"Bak buranın altı denizmiş eskiden, dökmüşler betonu, yol olmuş. Ama en dipte deniz var mı, var! Yani ben yazsam da yazmasam da, adın kalbimde yazıyor mu, yazıyor! Anladın?"
Değiştiremeyeceğin konularda kendini üzmek, kontrolün elinde olmadığı alanlarda bir şeyleri değiştirmeye çabalamak seni yormaktan, hayata karşı çaresiz hissettirmekten başka bir işe yaramaz.
Ancak elinden gelen konularda çaba sarf etmek, senin kendin için yapman gerekendir.
"Her gün bir yerden göçmek ne iyi.
Her gün bir yere konmak ne güzel.
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş.
Dünle beraber gitti, cancağızım,
Ne kadar söz varsa düne ait.
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım."
Bu sesi bir yerden çıkardım çıkaracağım ama nereden bilemeyip , tanımadığıma kanaat getiriyorum. Kim bilir düğün ve cenazelerde " akraba " diye tanıtılmasa birbirimizin yüzünü bile hatırlamayacağımız kaçıncı yabancı... Boş veriyorum.
Şehirler, yüzyıllardır milyarlarca insanı sorgusuz sualsiz kabul eder, bağırlarına basarlar da insanlar şehirleri sorgusuz sualsiz kabullenemez pek. İnsan illaki bir hikayesi olsun şehirde; bir hayali; bir yolu olsun diye bekler. Hikâyesiz kaldığında Gönül bağı kuramaz çünkü hiçbir şeyle. Hikayelerin ise kötü sonla ve mutlu sonla bitenleri vardır tabii. Hele kötü sonla bitenlerden birine yol olmuşsa canım şehirler; hiç şansları kalmaz. İstedikleri kadar uğraşsınlar temize çıkaramazlar adlarını.