Kitabı sitede okuyan ilk okur olmanın haklı gururunu taşıyarak yazıyorum bu incelemeyi. Kitap son zamanlarda okuduğum en iyi kitaptı. Okurken su gibi akması bir yana ilginçliği ile de çok özeldi.
Kitaptaki herkes cidden ölüyor, postmodern bir eleştiri. Aynı zamanda kitap postmodernizme de bir eleştiri barındırıyor.
Kitaptaki karakterler durumun farkındalar ve yazarla pazarlık çabaları, yazarı yönlendirme ve yazardan istek içinde bulunmaları da güzel detaydı.
Kitap ayrıca ilk sayfasında beni kazandı diyebilirim. Proust'a dair bir söylemi çok hoşuma gitmişti. Kitap feminizm, veganlık vb güncel konuların ikiyüzlü yönlerini alaycı bir üslupla da eleştirmiş. Bu da çok beğendiğim bir detaydı.
Ayrıca kitabı şu an okuyan, bana öneren
Emre Yaman'ya teşekkürler diyorum. İyi ki önermiş.
Bana ilk önerildiğinde kitabı o kadar övdüler ki heralde gülmekten öleceğim o yüzden hemen gidip alayım dedim. Keşke yapmasaydım demeyeceğim çünkü en azından kitap tavsiyesi almamam gereken biri olduğunu öğrendim en azından.
Kitabın konusu çok basit.
Baş kahramanı ölüm olan ve popüler olan klasik yazarların kitaplarındaki karakterlerin ölmemesi için yapılan saçmalıkları anlatan bir kitap. İlgi çeksin diye bütün popüler dizi, kitap, karakter, oyuncu , ünlü... ne varsa kullanmış. Popüler kültüre göndermeler var. Ama sorun şurada ki absürtlüğü kullan onda problem yok ama bu bir amaca hizmet etmeli; komik olabilir, trajikomik olabilir...vs. ama yazar sadece saçmalamak için saçmalamış.
Komik değil.
Bide tüm bunların üzerine kitaba reklam yerleştirmiş. Yani anlayacağınız sadece çok satsın diye yazılmış buna rağmen ödül almış(Avrupa Birliği edebiyat ödülü bundan sonra benim için tamamen aptalca şeylere verilen bir ödül).
Saçma sapan bu "şey"e para vermeyin. Herşeyin satın alınmadan önce birkaç kere düşünüldüğü bir zaman diliminde yaşıyoruz.
Kitap özeti: Berbat.
Beka Adamashvili tam çağımızın yazarı.
Zeki, muzip, flâneur!
Kitap bir "metinlerarasılık" örneği. Edebiyat dünyasından birçok ismi satır aralarında buyur ediyor. Yazı tekniği de başka yazarları çağrıştırsa da kendine has bir metin ortaya koymayı başarıyor.
Bu tarz deneysel metinlerde hikayenin nerede başlayıp nasıl devam edeceği, nerede nasıl biteceği ciddi sorun oluyor. Maalesef sırf kurgudaki başarısızlıklar yüzünden umut vaat eden kötü metinler okuyoruz. Neyse ki "Bu Romanda Herkes Ölüyor" onlardan biri değil. Yazar, metni çok iyi kontrol ediyor. Konudan konuya atlar görünse de okuyucuyu dinç tutup noktaları birleştiriyor. Bu zor bir şey, hakkını teslim etmek lazım.
Bir çırpıda okunabilecek oldukça eğlenceli bu kitap, Gürcü edebiyatının parlak yazarıyla tanışmak isteyen herkese tavsiye edilir.