8.6/10
80 Kişi
397
Okunma
61
Beğeni
5,5bin
Görüntülenme

Besim Dellaloğlu Gönderileri

Besim Dellaloğlu kitaplarını, Besim Dellaloğlu sözleri ve alıntılarını, Besim Dellaloğlu yazarlarını, Besim Dellaloğlu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bina yapmak, yol yapmak, baraj yapmak aslında çok daha kolay çünkü bunlar parayla ve projeyle olur. Ama sanat, edebiyat, kültür sadece parayla ve projeyle olmaz. Bunlar için kurumsallaşma, kamusallık, ortam gereklidir. Ama sonuçta esas işi yurttaşlar yapacaktır. İşte zor olan o yurttaşı üretebilmektir.
"Curriculum Vitae", yani "CV" ilk kez İtalya'da ortaya çıkmıştır.
Reklam
Hümanizm, özellikle İtalya'da on dördüncü ve on beşinci yüzyıllarda ortaya çıkmıştır. Edward Said'in de aktardığı gibi, George Makdisi'nin çalışmaları, hümanist pratiğin aslında İtalya'da ortaya çıkmasından en az iki yüzyıl önce Sicilya, Tunus, Bağdat ve Sevilla'daki Müslüman medreseleri ve üniversitelerinde başladığını en çıplak haliyle ortaya koymaktadır.
Columbia Üniversitesi'nde ilk kez 1937'de konan Humanities (Beşeri Çalışmalar) başlıklı yıllık bir ders, üniversite müfredatının belkemiğini oluşturur ve tüm Columbia Üniversitesi öğrencileri bu dersi almak zorundadır. Üniversiteye gelen birinci ve ikinci sınıf öğrencilerinin haftada dört saatlik bu zorunlu dersi alması gerektiği fikri, Columbia Üniversitesi'nin statüsünü belirleyen en önemli tercihtir. Bu derste öğrenciler Homeros, Heredot, Aechylus, Euripides, Platon ve Aristoteles, Kitab-ı Mukaddes, Virgilius, Dante, Augustinus, Shakespeare, Cervantes ve Dostoyevski gibi Harold Bloom'un Batı Kanonu dediği metinlerin çok büyük bir bölümünü okumakla mükelleftirler. Tekrar etmek pahasına bu mükellefiyetin Columbia Üniversitesi'nin bütün öğrencileri için geçerli olmasıdır. İnsanı dehşete düşürmeye yetecek yoğunluktaki bu dersin önemi, öğrencilerin zamanlarının büyük kısmını yalnızca bu zor yazarları ve kitapları hatmetmeye değil, bunun yanında bir de genelde onları okumanın önemini dünyaya karşı savunmaya ayırmalarını gerektirmesidir.
Üniversite ve akademi Türkçede genellikle eşanlamlı kavramlar olarak kullanılır. Oysa tarihsel deneyime baktığımızda tam tersine, bunlar birbirlerine rakip kurumlardır. Rönesans'ın hemen öncesinde özellikle İtalya'da tekrar kurulan Platonik Akademiler üniversiter skolastiğe karşı hümanizmin merkezleri olacaktır. Bütün diğer farklarına rağmen dil konusunda temel bir tercih farkını içeriyorlardı. Üniversiter dil Latinceyken, akademik dil Yunancaydı.
Üniversiteler ulus-devlet öncesi kurumlardır. Bugün Avrupa'da kurumsallaşmış ünlü üniversitelerin çoğu, şu an içinde bulundukları ulus-devlet yapılarından çok daha eskidir. Üniversite özerkliğini bu açıdan da değerlendirmek gerekir. Avrupa üniversitelerinin çoğunu devlet kurmamıştır. Devlet tarafından kurulmamış olmak bir üniversitenin mutlaka "özel" olmasını gerektirmez. Üniversiteler Batı'da ulus-devlet öncesi modern kamusallığın en önemli kurumlarından biridir.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.