Birant Esinoğlu

Dinlerin Gizemi yazarı
Yazar
7.9/10
11 Kişi
32
Okunma
2
Beğeni
970
Görüntülenme

En Yeni Birant Esinoğlu Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Birant Esinoğlu sözleri ve alıntılarını, en yeni Birant Esinoğlu kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsan nerede biter Tanrı nerede başlar.
Örneklerin de gösterdiği gibi Tanrılar soyut bir varlık olduklarında bile insandan ayrılamayacak özelliklere sahiptiler. Yabanıllık döneminde ve barbarlığın aşağı aşamasında insanlar arasındaki eşitlik öyle katıksız öyle saftır ki insanlarla Tanrılar aynı sıradan özellikleri taşırlar. Örneğin "Tanrılar ölümlüdür, korkusuz değil, zaman zaman korkaktırlar, her zaman güçlü değildirler bazen istediklerini yapamazlar, her zaman tinselde değildirler, çünkü insanlarla evlenirler, çocuk doğururlar. Tanrı hep saygın olamamıştır, koruyucuda. Çünkü birçok mitolojide kötü oldukları ve saygı gösterilmediği halde tapınılan tanrılar vardır. Tanrıların yeri her zaman gökkubbede olmayıp, bu nedenle gökselde değildirler vb." Yani özetle insan nerede biter, Tanrı nerede başlar kestirilemez durumdadır.
Tanrı'yı Neden Yaşatmadı İnsanlar?
Tanrıların yerde yaşayıp, ölümlü olduklarına ilişkin bir başka örnek; "Bir Kuzey Amerikalı Kızıldereli Albay Dodge'un sorularına verdiği yanıtta, dünyanın büyük ruh tarafından yaratıldığını söyledi. Hangi büyük ruhtan, iyisindenmi yoksa kötüsündenmi sözettiği sorulduğundaysa "yoo onlardan hiçbirisi" diye yanıt verdi. "Dünyayı yaratmış olan büyük ruh çoktan ölmüş. Bu kadar uzun yaşayamadı belkide. "(Altın Dal sf. 211)
Reklam
Görüleceği üzere Tanrı-Krallık zor işti. Daha sonra incelediğimiz her şeye kadir, hükmeden, hatta zulmeden, sahip tanrı ve kral olmaktan çok, yaşayan bireylerden ve komünden biriydiler. Avcılık, balıkçılık, alet yontma gibi işler yapmakla görevli insanlara, nasıl ki bu görevleri bir ayrıcalık yaratmak için yetmiyorsa "Tanrılık ve Krallık" ta öylece bir üstünlük ve ayrıcalık bahşetmiyordu. Tanrı ve krallar başlangıçta adları ne kadar "Tanrı" ve "Kral" olsalarda insanlarla eşit ilişkiler içinde ve onların arasında ve onlardan biri olarak "yerde" yaşıyorlardı.
"Bazı yerlerde öyle görünüyor ki halk kralın (tanrı-kral-bn) bedence ve akılca bir yıldan fazla sağlam kalacağına güvenmiyordu; bundan dolayı da bir yıllık saltanatın sonunda kral öldürüyor, yerine bir yıllık krallığı sonunda öldürmek üzere yeni bir kral atanıyordu. "(A.g.e. 221)
Garip Bir Krallık Süreci Pagan Örneği
"Eski bir gezgine göre Quilacare eyaletinde bir pagan dua evi vardı, burada çok önem verdikleri bir put vardır, her on iki yılda bir (bu aynı zamanda tanrı-kralın görev süresi-bn) onun onuruna büyük bir şölen verirler, bütün Paganlar bir bayrama katılır gibi katılır bu şölene. Bu tapınağın birçok toprağı ve bir hayli geliri vardır; büyük iştir bu. Bu eyaletin bir kralı vardır; jübileden jübileye on iki yol hüküm sürer. Yaşam tarzı şöyledir: On iki yıl tamamlandığında şölen günü sayısız insan toplanır oraya, Brahmanlara yiyecek vermek için bol para harcanır. Kral ağaçtan bir iskele yaptırır, üzerine ipek kumaşlar yayar; o gün büyük törenler müzik eşliğinde bir gölde yıkanmaya gider, bundan sonra putun yanına gider ve ona yalvarır, iskelenin üzerine çıkar, orada bütün halkın önünde çok keskin bıçaklar alır eline ve önce burnunu, sonra kulaklarını, dudaklarını ve bütün organlarını kesmeye başlar, yapabildiğince fazla et kesmeye çalışır vücudundan; ve bunları aceleyle etrafa saçar, o kadar kan akarki vücudundan bayılmaya yüz tutar, en sonunda da gırtlağını keser. Bu kurban töreni puta adanmıştır; on iki yıl hüküm sürmek ve put aşkına kurban olmak isteyen kişi orada bulunmak ve bunları seyretmek zorundadır; bulunduğu yerden onu alıp, kral olarak iskeleye çıkarırlar."
Yanılmışız İlk Yeryüzü Tanrıları Sıkıntılı Dönemler Yaşamış
Ancak bu Tanrılar, tanrı-krallar ne bildiğimiz 'Tanrıydılar" ne de bildiğimiz "Kraldılar". Onlara sadece komünal ilişkiler içinde "Tanrılık" ve "Krallık" (Şeflik vb.) görevi verilmişti o kadar. Bu sıfatları onlara bir üstünlük bahşetmek şöyle dursun, düpedüz bir eza ve ölüm getiriyordu. Babadan oğula geçmez, bazen gönüllü çoğu kez de zorla verilirdi.
Reklam
187 öğeden 131 ile 140 arasındakiler gösteriliyor.