Bu kitap, ilk defa 1996 yılında ODTÜ Felsefe Bölüm Başkanı Ahmet İnam Hoca'nın danışmanlığında bir yüksek lisans tezi olarak yayınlanmış. O günden bu güne kadar da defalarca kez yayınlanmasına devam ederek Nietzsche okurlarına doyurucu bilgiler vermiş bir eser.
Bana da geçen sene fakülteden çok sevdiğim bir hocam hediye etmişti, sağ olsun.
Nietzsche, nihilizmi şöyle tanımlıyor diyor Birol Hoca, nihilizm; "en yüce değerlerin değerlerini kaybetmesi" olarak tanımlıyor.(s.30)
"Yorgunuz çünkü biz temel muharrikimizi kaybettik. Beyhûde!"(s.31)
"Tanrı ölmüştür. O nereye gitmiştir. Ben onu da söylemeliyim. Onu biz öldürdük; siz ve ben! Biz hepimiz onun canileriyiz, ama bunu nasıl oldu da yaptık? Biz denizi nasıl oldu da içip bitirebildik? Biz nereye hareket ediyoruz? Bir sonsuz hiçliğin içinde yolumuzu yitirmiyor muyuz? Tanrı ölmüştür, Tanrı ölü kalacak! Bütün canilerin canisi olan biz kendimizi nasıl avutacağız?"(s.43-44)
"Yani "Tanrı öldü" diyen Nietzsche, aslında anlam yitimine uğrayan sahte ilâhlığı öldürmekte; ama son mutluluğu olan Tanrı'sını ise bir mistik edasıyla bütün hücrelerinde hissetmektedir. Nietzsche'nin hayatıyla birlikte yazdığı yaşam felsefesi, Nietzsche severlere ve nihilden ötesini tasavvur edenlere yeni bir dünya sunmaktadır.
Yeni bir Dünya için, hiç şüphesiz ki Nurettin Topçu'nun şu haykırışına kulak vermek gerek:"Bizim Allah'ımız, isyanın Allah'ıdır."(s.138)