8 Kasım 1847 yılında İrlanda'nın Dublin şehrinde doğan Stoker, nedeni bilinmeyen bir hastalık nedeniyle bir süre ayağa kalkamaz. Daha sonra iyileşir ve sıradan bir çocukluk dönemi geçirir.
Eğitimini tamamladıktan sonra memurluk yapmaya başlar ve aynı zamanda Drakula (Dracula) isimli eseri yazmaya başlar. Takip eden yıllarda tiyatro eleştirilerine dair birçok yazı yazan Bram Stoker, yazdığı Drakula kitabını Londra'da basma şansını yakalar. Bu roman ile elde ettiği ün sonunda geri kalan hayatını bir edebiyatçı ve yazar olarak sürdürür.
Yaşadığı toplum tarafından karakteri ile de beğeni kazanan İrlandalı yazar 1912 yılında, 64 yaşındayken yaşamını yitirmiştir.
Sinema-edebiyat ilişkilerindeki başarılı yapımları, tavsiye film listesi haline getirmek için öncelikle
Edebiyat Atlası ‘ndan bir alıntıyı daha önce paylaşmıştım.(#46533729)
Romanlardan sinemaya aktarılan filmlerde eserin aslına ne kadar sadık kalındığı yoruma açık olmakla birlikte
Günümüzde Shakespeare eserlerinden sonra en çok filme, tiyatroya, diziye veya başka bir kitaba uyarlanan eser olma rekorunu elinde bulunduran Dracula’dır. Neden böyle olduğu, neden bütün insanların ilgisini çektiğini bu yazımızda anlamaya ve sizleri de bu eseri okumaya teşvik etmeye çalışacağım.
Vampir kelimesini duymayan kalmadı değil mi?
spoiler içerir
... bu yerde o kadar tuhaf bir şey var ki, huzursuz hissetmekten kendimi alamıyorum. Güvenle burayı terk etmeyi diliyorum ya da hiç gelmemiş olmayı.
Şato gerçek bir hapishane, bense bir tutsağım.
Fatih Sultan Mehmet döneminde esirleri kazığa oturtarak öldürdüğü için "Kazıklı Voyvoda" diye anılan Eflak Prensi III. Vlad
“Seçkin bir okur kitlesinin” edebiyat anlayışına göre “popüler kültür” olarak fişlenip burun kıvrılan, karanlık alana dahil “fantastik, gotik, polisiye, bilim kurgu” türündeki eserleri, diğer edebi eserlerden daha az değerli gibi kestirmeci bir tavırla dışlamak, çağının toplumsal duruş ve ruhunu da bir nevi, yok saymaktır. (Elbette, türün kendi