Bülent Genç (Halil İbrahim Genç)

Doğuşlar yazarı
Yazar
7.3/10
42 Kişi
95
Okunma
9
Beğeni
4.833
Görüntülenme

Bülent Genç (Halil İbrahim Genç) Sözleri ve Alıntıları

Bülent Genç (Halil İbrahim Genç) sözleri ve alıntılarını, Bülent Genç (Halil İbrahim Genç) kitap alıntılarını, Bülent Genç (Halil İbrahim Genç) en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
feraset ve bahşedilen ilim
Allah‟ın esrar-ı gaybisinde her şeyin ilmini bilen alim olarak, bilgisini istediği kadar ve istediği biçimde nurani tecelli ile kulunun kalbinde vuku ettirmesi sonucunda, kulun edindiği hikmet bilgisine ilm-i ledûn denir. İnsan mevcudiyeti ile “kaniatı yarattım sığmadım, mümin kulumun kalbine sığdım” kelamında bulunan Hakk‟ınküre-i arzda tecelli ettiği varlık katıdır. Hakk katı olan insan, Hakk‟ın kendisinde nurani tecellisi sonucu hikmete ulaşır. Hikmet sahibi mümin, hikmette feraset sahibi olan irfan ehlidir.
örtünmek , gizlenmek !
En büyük iki hile-i rabbani ise kulluk ve imandır. Hakk kuluna kulluk perdesinde örtünür, Hakk kuluna kulluk perdesi üzerinden görünür. İman kulun ahadiyete örtündüğü lakin ahadiyete ermesine vesile olan hile-i rabbanidir. Hakk‟ın ahadiyetine varan için iman seyri bitmiştir. Lakin ahadiyete eren kul, marifetulaha ermesinin sonucunda kulluk perdesinde halka yönlendirilirse eğer iman ile eminlikte bekâbillah seyirlerinde bulunur. Cenab‟ı Hakk, hadis-i kudside “Kulum şahsıma varana kadar hileme aldanmasın” buyurmaktadır. İmtihanlar, Hakk‟ın kuluna sebep ve vesile dairesindeki gerçekleşen her türlü olay ve olgu üzerinden (dertler dahildir, pirin kendisi dahildir) örtünerek, örtündüğü olay ve olgular üzerinden kulunun imanını denediği ve deneme sonucunda örtündüğü olay ve olgular üzerinden bilinmeyi ve müşahede edilmeyi murad ettiği, müşahedeye tecrübe denemeleri mahiyetinde hile-i rabbanilerdir.
Reklam
Yunus Suresi
Kudretimle, yaptıklarınızın karşılığıyla görünürüm sizlere. Kâfirlere gafletten uyanmaları için müminlere de rahmet ve ihsanıma sevinçle ulaşmaları için musibetleri imtihana sebep kılarım. Öyle ise iman ve takvayla velilerim olarak dönün bana. Varlığımda varlığıma erenlerim olarak seyrimde temaşa edin Beni. Bende hata ve kusur zuhur etmez. Bende vuku bulanlardan yana imanda tenzihle huzura erin, takvayla da selam kazanın, hamd ederek de her işte hakkıyla Beni bilerek ve temaşa ederek zevke erin. Tecellimden yana tasalanmayın. İşlerimde noksansız olarak idare ettiğim kâinat kitabımdaki işleri bir düzende hikmetle yaptığımı görmez misiniz? Her işim nedenine bağlı olarak noksansız ve bir tertip üzeridir. Bu sebepten dolayı size indirdiğimi inkâr etmelerinden dolayı üzülmeyin. İman etmeleri içinde gayretkeş olmayın. Sadece hak sözüm üzeri onları söz ve amellerinizle uyarın, ola ki iman edecek olanlardandırlar. İmansızlıkları sebebiyle size bir sorumluluk da yoktur. Onlar aklını kullanmayan, bilinç evini nefslerine ve nefslerinin uydurduklarına tapınıldığı mabet yapmıştırlar. Bu da onları gerçeğe kör, gerçek olanın sözüne ise sağır yapan anlayışsızlar yapar. Canları ve menfaatlerine dokunanlar üzerinden uyandırılmaları gerçek olan vaadimdir. Herkes yaptığının karşılığıyla gaflet uykusundan uyandırılır.
Dil ile de yaşanılan gerçekliğe/ hakikate ayna tutar iken yaşanılanın idrakini edinmekle bilinçlenmiş oluruz. Bu durumda gerçeklik, bilincinde olarak yaşanılan olması ile bulunmuş olur.
Bilgi öznelde dil ile karşılık görendir. Duyular ile edinilmeye başlayandır.
sen seni bil sen seni sen bilmez isen seni ...
Şöhret halkın negatif enerjisini kişinin üzerine almasına sebep olduğundan dolayı tehlikelidir. Pirlerde ise bu durum tam tersidir çünkü pirler halkın kendisine iman etmeleri sebebi ile halkın pozitif enerjisi doğrultusunda muhabbetlerinde kuvvet bulurlar. Lakin bu pirlerin, halkın günah ve masivadaki negatif enerji yoğunluklarını üzerine almayacakları veya bundan etkilenmeyecekleri anlamına gelmez. Bu sebepten dolayı pirler, talipleri ile meşgul olmalı, halktan kaynaklanan negatif enerjiyi muhabbet ve ibadet ile topraklayarak nötürleştirmelidirler. Şöhret olma niyetinde bulunanlara er nasihati verirsek eğer; bir veliden nasihat istenir, sorarlar “Allah sizi tanıyor mu?”, cevap “evet”, “öyleyse başkasının seni tanımasına gerek yok”. Bir nasihat daha istenir, sorarlar “sen Allah’ı tanıyor musun?”, “cavap “evet”, “öyleyse başkasını tanımana gerek yok
Reklam
478 öğeden 991 ile 478 arasındakiler gösteriliyor.