1917 yılında doğdu. 1938’de Mülkiye’den çıktıktan sonra uzun yıllar yurt içinde ve dışında bürokrat olarak görev yaptı. 1972’de parlamentoya girdi. 1981’de aktif politikadan ayrıldı ve emeklilik dönemine girerek yazın yaşamına katıldı. Gazetelerde çalıştı. Öykü, araştırma kitapları dizisi ve çeviriler yaptı. Son olarak “1938 Kuşağı” adı altında anılarını yayınladı. Kayra’nın “Hoşçakal Bodrum”, “Kadıköy Rüzgarları” ve “Sevr Dosyası” adlı kitapları Boyut Yayın Grubunda yayınlanmış diğer kitaplarıdır.
Yaratılmış olmak bütün canlılar için aynı problemi beraberinde getiriyor. Bütün canlılar bir şeyin emrinde, ne olduğunu bilmedikleri bir amaca hizmet etmek için aralarında boğuşuyorlar. En güçlüleri sona kalacağını düşünüyor. Oysa…
Bazı mükellefler ödeme imkânları olduğu halde, Alman ordularının sınırlarımıza dayandığı bir ortamda, ödememekte ısrar etmişlerdir. Bir örnek olarak A.K.'nın davranışını gösterebiliriz. Kendisine 40 bin liralık vergi tarh edilen bu mükellef açıkça "Ben bu devlete kırk para vergi vermem" demiş, büyük nakit servetini T.A.'a emanet ederek Aşkale'ye gitmiş, vergisi terkin edilmiş, dönüşte parasını emanet bıraktığı kişiden geri alarak işine devam etmiştir.
Kayra; o dönem alınan varlık vergisinin tahmin edilenlerden çok daha az olduğunu yalın bir dille dökmüş. Kitap birçok bilindik isim tarafından hem eleştirilmiş hem de savunulmuş. Kitap okunmadan önce Herkes için Ekonomi kitabının yazarı Murat Kubilay hocanın ABD’de bir zamanlar uygulanmış varlık vergisi hakkındaki düşüncelerine göz atılmalı. Bu sayede kitabın daha anlaşılır olabileceği düşüncesindeyim.
AH O YEMEN
Yemen dediğimizde aklımıza ilk gelen şey belki de bu türküdür. 1904 yılında Yemen’de yaşanan isyan ve bu isyana bağlı olarak Osmanlı Devletinin isyancılara karşı verdiği kayıplar, Anadolu insanında Yemen’e gidenin dönmeyeceği duygusunu uyandırmıştı. Son dönemde Ortadoğu bölgesinde yaşanan iç isyanlar ve karışıklıkları görünce, geçmişte
Tarihimiz açısından Ağustos ayının zaferlerle dolu olduğunu biliriz ancak 10 Ağustos 1920'de imzalanan bir felaketten pek bahsetmeyiz. Nedir bu felaket?
Reşad Halis Bey, Rıza Tevfik ve Hâdi Paşa tarafindan 10 Ağustos 1920’de hükümdardan ve hükümetten aldıkları yetki belgelerine dayanarak Paris’in banliyölerinden Sévres’deki çini fabrikasının