Diyelim yağmura tutuldun bir gün
Bardaktan boşanırcasına yağıyor mübarek
Öbür yanda güneş kendi keyfinde
Ne de olsa yaz yağmuru
Pırıl pırıl düşüyor damlalar
Eteklerin uça uça bir koşudur kopardın
Dar attın kendini karşı evin sundurmasına
İşte o evin kapısında bulacaksın beni
Diyelim için çekti bir sabah vakti
Erkenden denize gireyim dedin
Oyunbozan bir akşamın altında,
Elinde bir yoyo gibi benliğin,
Senden damlara, damlardan geriye
Tavuklar yem der, kediler ciğer
Sana benzer bir şey dolaşır havada.
Bir kadeh tutuştururlar eline derken,
Allı dallı bir lâf atılır ortaya:
Bir zilzurna sabahlığın içinden
Yeşil şanosunu sular bir kadın,
Sana benzer bir kanto söylenir karşıda.
Kurtulur dudaklarından düşersin ergeç
Çamurlu pabuçları dibine.
Turplar kızarır, başverir bir soğan,
Bir kurt yeşerir kıvırcık salatalardan,
Sana benzer bir şey sulanır bostanda.
Yeniden yaşamaya başlamadan önce
Yapılacak işlerim var
Görülecek hesaplarım
Kötü kişi oldum kendimle
Kendimden özür dilemeliyim
Sırf aynı şehirde yaşıyoruz diye
Yakışır mı onca sokağın ırzına geçmek
Hem ne akla uydum da yazdım o mektubu
Hadi yazdım neyse, ne bok yemeye yolladım!
Yeniden yaşamaya başlamadan önce
İyice bir yıkanmalıyım
Sen gideli hastalar oldu liman
Karantinalara girdi
Açıkta demirliyor gemiler
Tütün ardiyede kaldı
Hali duman hamallarla manavcıların
Kantarcı pişpirik oynuyor sabah akşam
Gümrükçüler balık avlıyor
Tuttukları sarıkanat
Sokaklarda çıt çıkmıyor
Sen gideli
Sağır-Dilsiz Okulunda öğretmenim ben
Reis Bey dedim Reis Bey
Asın beni dedim dövün öldürün beni
Suçluyum dedim kahpenin soysuzun biriyim ben
Vatan hainiyim belki de
Çalmadım Öldürmedim ama
Daha kötüsünü yaptım
Na'aptım biliyor musunuz
Halim Beyin deposunda hamaldım geçen yıl
Kaçıncı balyaydı kim bilir
Kaçırmışım keçileri bir ara
Arabalar evler sokaklar alıp başını