Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Cengiz Şişman

Cengiz ŞişmanSuskunluğun Yükü yazarı
Yazar
Çevirmen
Editör
9.2/10
15 Kişi
62
Okunma
4
Beğeni
1.224
Görüntülenme

Cengiz Şişman Sözleri ve Alıntıları

Cengiz Şişman sözleri ve alıntılarını, Cengiz Şişman kitap alıntılarını, Cengiz Şişman en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Selanikli Dönmeler sanıldığı gibi sadece İstanbul’a değil, İzmir, Manisa, Giresun, Trabzon, Rize, Ankara, Balıkesir, Samsun, Antalya, Denizli, Muğla, Elazığ gibi merkezlere yerleştirildiler, hatta buralarda okullar açtılar.
Ancak zaman içinde Dönme nüfus büyük ölçüde İstanbul’da yoğunlaşır. İstanbul’daki cemaat mensupları daha ziyade Nişantaşı, Şişli, Teşvikiye ve Kuzguncuk gibi görece kozmopolit semtlerde toplandılar.
Reklam
Tarikat ve Cemaatler Kripto Misyonerlere Hizmet Eder
Dönme cemaati mensupları arasında Yenikapı Mevlevihane’sinin şeyhliğine kadar çıkan Mehmet Esad Dede gibi isimler de var. Yakubiler Melamilerle, Kapancılar Mevlevilerle ve Karakaşlar da Bektaşilerle temas içindeler.
Cemaat içinden çıkan Hamdi Bey başta olmak üzere diğer belediye başkanları ve Mithat Şükrü Bleda, Cavit Bey, Dr. Nazım gibi isimler İttihatçı hareketin merkezinde yer almışlar. 20. yüzyılda Batılılaşma yanlısı genç nesilden gelen ilk muhalefetten kısa bir süre sonra 1912’de Selanik Osmanlıların elinden çıkar. Akabinde 1917’de meydana gelen Selanik yangınında Dönme mahalleleri büyük zarar görecektir. Hatta cemaate ait pek çok kitap ve ritüel eşyası bu yangında yok olacaktır. Son büyük darbe ise 1924’te nüfus mübadelesi çerçevesinde cemaatin, Türkiye’ye gönderilmesi ile yaşanır.
Osmanlı'da Kürk Giyme Vergisi
1645 ila 1715 yılları arasında, sıcaklıkta, Kuzey Yarımküre'de yaşayanlar için, daha soğuk kışlara ve daha kötü hasata yol açacak şekilde 2-3 derecelik başka bir düşüş görüldü. Bu yıllarda uzun kışlar, aşırı yağmur ve fırtına ürün yetiştirmeyi imkânsızlaştırdı; Ingiltere ve Hollanda'da kanallar ve nehirler ile Boğaziçi ve Haliç sık sık dondu. Osmanlıların, kürklü elbiseler giymek 1640'lı ve 1650'li yıllarda ziyadesiyle arttığı için, “Kürk vergisi" adı altında yeni bir vergi uygulamasına başlamaları tesadüf değildi.
Sabatay’ın mesihliğini ilan ettiği 1648 yılında Osmanlı Yahudi Cemaati en önemli hamilerini kaybetmiş vaziyette. Ukrayna başta olmak üzere pek çok bölgede de pogroma tabi tutulmaktalar. İlk zamanlar Sabatay’ın davetine pek katılım olmaz.
Reklam
1665 Eylül ayında İzmir’e ulaşan Sabatay, kısa süre içinde kentteki Yahudi Cemaati’nin tepkisini çekecek işler yaptı. Yasak olan bazı fiilleri, mesihin gelişi vesilesiyle serbest kıldı. Tanrı’nın yasak adını ağzına aldı ve Yahudi şeriatınca yasaklanmış yiyeceklerden yedi. Kadınları Tevrat okumaya çağırdı. Yaşanan gelişmeler üzerine Osmanlı yetkilileri tarafından evvela Çanakkale’ye getirilerek hapsedildi. 16 Eylül 1666’da sadrazam, şeyhülislam ve bir rivayete göre padişahın da katıldığı bir mecliste yargılanan Mesih, eski bir Yahudi olan hekimbaşı Mustafa Feyzi Efendi’nin tavsiyesi ile İslam’a geçti ve Aziz Mehmet Efendi adını aldı. Bu durum hareket içinde ciddi bir kırılmayı beraberinde getirdi. Pek çok takipçi hayal kırıklığına uğrayarak Sabatay’ı terk ederken, küçük bir grup onu takip etmeye devam etti.
Bu dönemde özellikle cemaat içindeki gençler Mason Localarına ya da İttihat Terakki Cemiyeti’ne girerek alternatif kardeşlik gruplarına katılıyorlar. Bu sekülerleşmenin temelinde cemaat mensuplarının tesis ettiği okullar var. Çağın şartlarına göre son derece modern eğitim veren bu okullar, hem cemaat gençlerinin en iyi şekilde yetişmesine hem de cemaat içindeki yapıyı sorgulamasına vesile olarak paradoksal bir duruma sebebiyet veriyor. Kapancıların tesis ettiği Terakki Mekltepleri ile Karakaşların tesis ettiği Fevziye Mektepleri kısa süre içinde bir rekabet içine girecekler, Cumhuriyet zamanında da bu rekabet İstanbul’a taşınacaktır.
Karakaş ve Kapancı cemaatlerinin daha ziyade Üsküdar’daki Bülbülderesi Mezarlığını, Yakubilerin ise Feriköy kabristanını tercih ettikleri bilinir.
Dönme ya da kendilerine verdikleri isimle ‘maaminim’ cemaati içindeki ilk ayrışma, Yakubilerin ortaya çıkmasıyla olur. Yakup Çelebi adlı bir cemaat ileri geleni Sabatay Sevi’nin kendisini vekil olarak tayin ettiğini bildirir. Bazı cemaat üyeleri ise Sabatay’ın tekrar zuhur edeceğine inandıkları için, onun başka bir surette tekrar dünyaya geleceği kanısındadırlar. Bu grup, Sabatay’ın ruhunun Osman adında bir bebeğe geçtiğine inandıkları için, sonradan bunlara ‘Osman Babacılar’ ya da ‘Kapancılar’ denecektir. Öte yandan bu grup içinde bir takım inananların Osman Baba’nın bazı uygunsuz hareketlerinden yola çıkarak onun seçilmiş insan olmadığı tezini ortaya atmasıyla da son büyük grup olan Karakaşlar doğar.
Reklam
Özellikle Karakaşların Avrupa’daki Yahudi grupları ile temasları ilgi çekici. Diğer iki cemaat kendi içlerine kapanırken, Karakaşlar öğretilerini hareket dışında kalan Yahudilerle paylaşma konusunda son derece istekliler.
Sabatay “gezgin bir Yahudi ruhanisi olarak” çeşitli Osmanlı beldelerini gezmeye başlar. Mora, Mısır, Edirne, Kudüs, Rodos gibi sonradan cemaat açısından da kutsal kabul edilecek bazı şehirleri dolaşır. 1665’te Kudüs’te Gazzeli Nathan’la tanışması, hareketin seyrini değiştirecek ve ona daha global bir nitelik kazandıracaktır.
Müslüman cemaatinin içinde tarikat şeyhliğine ya da ilmiye sınıfının üst payelerine tırmanan Dönmeler'den 19. yüzyılda Osmanlı yetkilileri, Dönme cemaatinden resmi yazışmalarda açıkça bahsetmeye başlarlar. Cemaat, Osmanlı kaynaklarında ‘Avdetiler’ olarak zikrolunur. Selanik Valisi Hüsnü Paşa gibi Dönme adetlerini ve yaşayışını çözmeye kalkan bazı devlet ricalinin bu girişimlerinde başarısız olduklarını da yine bu kısımdan öğrenmekteyiz.
22 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.