Charles Lemert Sözleri ve Alıntıları
Charles Lemert sözleri ve alıntılarını, Charles Lemert kitap alıntılarını, Charles Lemert en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.“Kişinin kendisinin bildiği şeyin“ kendisine cazip gelmesini davayı kazanmaya yetmeyeceğini, yetmemesi gerektiğini kabul etmeliyiz.
Sayfa 22 - Sel
"Bireycilik" kavramı I9.yüzyıl başında Amerikan toplumunda ortaya çıkan sosyal yalıtılmışlık hissini tanımlamak için Alexis de Tocqueville tarafından kullanıldı.Bireyci öğreti, sosyal ilişkinin reddi, insanları kendi problemlerini çözme ve hayata kendi kavramlarıyla devam etme konusunda rahat bırakmak gerektiği varsayımına
Lewiittown'lu anne ve eşler eve gelir. Yorgunluk içinde, vicdan azabıyla, yüklerine bakarlar. Çok fazla harcamışlardır. Kendi kendine ahlaki eksiklerini düşünürler. Tek boyutlu banliyölerinde yalıtılmış haldeyken, sosyolojik olarak düşünmek için daha geniş kültürdeki sosyal meselelerin ışığı altında birey olarak ahlaki eksikliklerini incelemek için çok az kaynakları var. Akıldan değil ancak alışverişlerinin savaş sonrası yaşam yapısı tarafından kışkırtıldığını, bolluk, medya, reklam, moda diğerlerine yakınlık, alışveriş merkezlerini kendisi, üretim ve tüketim anlayışıyla ilgili ilgili elitleri belirtmeye gerek yok, düşünecek araçlardanda yoksunlar..
Sayfa 200
Etik: yüksek standart ölçüleri ile gerçekleri değerlendirme derdidir. Yada resmi dilde etik. Muhakeme var olanı olması gerekenle ölçmektir,tamda insanların kendini kendisi olmamakla yargıladığında olduğu gibi.
Sayfa 154 - Sel
Şu çelişkiyi düşünün.Bizimki gibi toplumlarda -Batı 'nın cilalanmış, pahalı, küresel iletişim ağlarıyla donatılmış şehirlerinde-bireyciliğin cazibe ve çekiciliği üstünlüğünü koruyor. Bireycilik kültürü, sadece bireysel özgürlüğü değil aynı zamanda sosyal dokunun asli
şeklini temsil ederken, çağdaş toplumun her yerinde insanlar umutsuzca kendilerini tatmin arayışında ve benmerkezci tasarımlarına
ulaşmalarının önündeki kişilerarası engelleri en aza indirgeme çabasında.Britanya başbakanı Margaret Thatcher bireyci değerler sistemini şu ünlü sözleriyle özetlemiştir: "Toplum diye bir şey yok, sadece bireyler ve aileler var." Kendin-yap diye adlandırılan toplumda, hepimiz kendi hayatlarımızın girişimcisiyiz. Sürekli risk alınan ve esneklik kurallarıyla takıntılı bir şekilde meşgul olunan bireyci kültürün yükselişiyle ilgili aşikar olan, bireylerin, arada bir değil her gün,mütemadiyen önceye göre daha verimli, daha hızlı, daha pratik, yaratıcı, kendini gerçekleştirmiş olmak için uğraşması gerektiğidir.Bu arada, akademi ve kamusal politika söylevlerinde "bireyciliğin sonu", "öznenin ölümü" ile ilgili beyanlar da sık duyuluyor.
Yeni bireycilik dediğimiz şeye gelince, her yerde, bireylerin -FARKLI YAŞAYARAK, KOZMETİK AÇIDAN VÜCUTLARINI DEĞİŞTİREREK, HAYATLARINI YENİDEN KEŞFEDEREK-hızlı ve çarpıcı yeni küresel düzene uyum sağlamaları yönünde hatalı bir beklentinin var olduğu açıktır.