"Aleksitiminin tam olarak anlamı, "duygusal durumları tanımlayan kelimeleri bulamamak"tır. Aleksimitiklere ne hissettikleri sorulduğunda genellikle "hiçbir şey" derler. Kendilerini nasıl hissettikleri sorulduğunda ise genellikle "bilmiyorum" derler. Ne yazık ki , onlarınki bir cep sözlüğüyle ya da kelimelerin gücüne ilişkin kısa bir kursla tedavi edilebilecek bir illet değil. Çünkü aleksimitikler, duygularla ilgili geleneksel kelimelerin yer aldığı sözlükten mahrum değildir. Mahrum oldukları şey, kendi duygusal durumlarıyla ilgili içsel farkındalıktır. Duyguları var görünmekle birlikte duygularını fark etmiyor görünürler."
"Göz bebeği optik sinirlerin birleştiği noktaya düşen görüntüleri kaydedemez, dolayısıyla da bu noktaya kör nokta denir. Hiç kimse kör noktada beliren bir nesneyi göremez çünkü orada görme reseptörleri yoktur."
"Sol gözünüzü kapatın, sağ gözünüzü şekildeki sihirbazın üzerine odaklayın ve resmi yavaş yavaş kendinize doğru yaklaştırın. Sihirbaza dikkatle bakmaya devam edin, kör noktanıza girdiği anda dünyanın kaybolduğunu fark edeceksiniz. Dünyanın bulunduğu yerde birden bire beyazlık göreceksiniz çünkü beyniniz dünyanın çevresinde beyazlık görüyor ve bu yüzden yanlışlıkla kör noktanızda da beyazlık olduğunu varsayıyor."
Mutluluk beyinde başlar son zamanlarda en zorlanarak okuduğum kitap oldu diyebilirim. Konu itibariyle dikkatimi çekerek edinmiştim fakat bir hayal kırıklığına uğrayarak ilk yüz sayfada ‘ben bu kitabı nasıl bitireceğim’ diye kara kara düşünürken buldum kendimi. Kitabı şöyle bir incelediyseniz veya incelemelere göz gezdirmiş iseniz içinde oldukça fazla deneye ve araştırmaya yer verildiğini görebilirsiniz. Evet bu güzel ve bir psikoloji kitabında olması gereken bir şey fakat beni bazen konulardan uzaklaştırdı, yer yer dönüp baştan okuduğum bölümler oldu. En nihayetinde kitabı bir ders kitabıymışçasına el alarak okumaya başladım. Günlük hedefler koyup okuduğum kısımlarda merak ettiğim araştırmaları inceleyerek kendime notlar aldım, tüm çabalarım sonunda bitirdim ve pek çok şey öğrendim. Genel hatlarıyla mutluluk dediğimiz şeyin ne ve nasıl olduğundan, hayal gücünün bilinmeyen kusurlarından, hafızadan ve onu yöneten algılardan bahsediyor. Bunlara ilginiz, merakınız varsa ve yüksek bir akıcılık beklentisiyle okumaya başlamazsanız keyifle okunabilecek güzel bir kitap.
Antik çağlardan içinde bulunduğumuz 2021'e kadar, her bir insan "Mutluluk nedir?" ve "Mutluluğu nasıl elde edebilirim?" sorularıyla uğraştı. Belki de çoğu zaman öznel yaklaşıldı ve herkes için tek bir mutluluk olmadığı görüldü. Evet, çünkü herkesin farklı zevkleri, tutkuları vardır. Mutluluğun nasıl ve neden kaynaklandığına
Kitabı Tuğba Coşkuner hocamın önerisiyle almıştım. Eğitim ve psikoloji türünde okumalar yapmayı da seviyorum ama bu eseri okurken çok sıkıldım.
Kapağın da çok dikkat çekici olmasından dolayı büyük beklenti içerisinde okudum ve içerik olarak beni tatmin etmedi.
Yazar beynimizin işleyişiyle ilgili bilimsel makaleleri kendi üslubuyla ve verdiği örneklerle daha okunabilir kılmış. Genel olarak mutluluğun ne ve nasıl olduğundan, kişilere ve durumlarına göre değişebildiğinden, hayal gücünün kusurlarından, hafızadan ve onu yöneten algılardan bahsediyor. Çok sürükleyicilik beklememekle birlikte ilgilisi daha keyifle okur...
Kitapla kalın.