David Attenborough Sözleri ve Alıntıları
David Attenborough sözleri ve alıntılarını, David Attenborough kitap alıntılarını, David Attenborough en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Doğa yok oluyor. Her yer bunun kanıtıyla dolu. Bu değişim benim yaşamım sırasında gerçekleşti. Kendi gözlerimle gördüm. Ve bu gidişat sonumuz olacak.
Holosen döneminin okyanusları üretken kalabilmek için balinalara gereksinim duyuyor. Yirminci yüzyılda ise insanlar bu canlılardan neredeyse üç milyonunu öldürdü.
Çağımızın asıl trajedisi bu: Gezegenimizdeki biyoçeşitliliğin giderek hızlanan çöküşü. Yaşam yeryüzünde var olup gelişebilmek için muazzam bir biyoçeşitliliğe ihtiyaç duyuyor. Milyarlarca farklı bireysel organizma her kaynağı ve karşılaştıkları her fırsatı değerlendirebildiği, milyonlarca canlı türü birbirini tamamlayan ve birbirinin devamlılığını sağlayan yaşamlar sürebildiği zaman gezegenimiz sağlıklı bir işleyişe sahip oluyor ancak. Biyoçeşitlilik ne kadar fazlaysa dünya üzerindeki yaşam o kadar güvende oluyor- bizimki de dahil. Ancak insanların şu anki yaşam tarzı , yeryüzündeki biyoçeşitliliği çöküşe sürüklüyor.
Sayfa 12Kitabı okudu
Çevre ekonomistleri sürdürülebilirdir ekonomi inşa etmeye odaklanmış durumda. Sistemi değiştirerek yalnızca küresel karlılığa değil, insanlara ve gezegene de yarar sağlayacak bir hale getirmeyi arzuluyorlar ve bu modele ‘3P’ ismini verdiler (profit (fayda), planet (gezegen), people (insanlar)). Bu terim, gezegen üzerinde negatif etki bırakmadam gerçekleştirilen büyüme anlamına geliyor. Yeşil büyüme, ürünlerin enerji açısından daha verimli bir hale getirilmesiyle; ardında ayak izi bırakan kirli faliyetlerin temiz, düşük veya sıfır ayak izli faaliyetlere dönüştürülmesiyle veya büyümenin dijital dünyaya kanalize edilmesiyle sağlanabiliyor.
Sayfa 131Kitabı okudu
İnsanlığın hayvanlar âlemindeki diğer türlerden bir şekilde farklı bir yerde durduğu anlamı çıksın istemiyordum. Özel bir konuma sahip değiliz. Hayat ağacındaki türlerden biriyiz.
.
Küresel ekolojik çöküş nihayet yavaşladığında ve yeni bir denge oluştuğunda insanlık, dünyada var olacağı sürenin tamamı boyunca, kalıcı biçimde yoksullaşmış bir gezegende yaşamak zorunda kalabilir.
.
.
İnsanlığın sürdürülebilir olmak için bu dünyada gezegen sınırlarını aşmayan bir varoluş kurması gerekir.
.
.
Gelecek heyecan vericiydi ve hayalini kurduğumuz her şeyi bize getirecekti.
.
.
Biz insanlar, dünyalar yaratabilecek - ve ardından onları yok edebilecek - kadar güçlüyüz ve bu açıdan dünyada benzersiziz.
.
Cabo Pulmo Deniz Koruma Alanı, Meksika’daki Baja California Yarımadası’nın ucunda yer alıyor. 1990’larda buradaki denizler aşırı avlanmaya maruz kaldı ve bir çözüm isteyen çaresiz balıkçılar, bilim insanlarının önerisini kabul ederek kıyılardaki 7000 hektarlık bir alanı balıkçılığa kapadı. Bölge sakinleri, DKA’nın 1995’teki açılışını izleyen ilk yılların, karşılaştıkları en zorlu yıllar olduğunu söylüyor. Çevre sularda çok az balık yakalayabilen balıkçılar, geçimlerini Meksika Hükümeti’nin verdiği gıda kuponları ile sağlıyordu. DKA içerisinde oluşan balık sürelerinin cazibesine kapılıp yasağı delmeye dahi düşündüler. Balıkçıların azmetmesini sağlayan şey bilim insanlarına duydukları güvenden başka bir şey değildi. Onuncu yılda köpekbalıkları Cabo Pulmo’ya geri döndü. İhtiyar balıkçılar köpekbalıklarını çocukluk yıllarından hatırlıyor ve bunun bir iyileşme belirtisi olduğunu biliyorlardı. Yalnızca 15 yıl sonra balıkçılığa kapalı alanlardaki deniz yaşamı yüzde 400 artmış ve hiçbir balıkçılık faaliyeti olmayan resiflerin seviyesine ulaşmıştır. Ayrıca balık sürüleri çevre sulara da yayılmaya başlamıştı. Balıkçılar onlarca yıldır tuttuklarından daha fazla balık tutmaya başladı, üstelik bölge artık turistik bir destinasyon haline de gelmişti. Dalış dükkânları, pansiyonlar ve restoranlar açılmıştı ve Cabo Pulmo’daki insanlar yeni bir geçim kaynağı edilmişti.
.
Zenginliğini yitirmiş bir gezegeni yadırgamayacak hâle geldik.
.
.
Bir şeyin kıymetli hale gelince insanlığın içindeki hırsı tetiklemesi acı bir gerçek...
.
Kendi kendimizi durdurmadığımız sürece yeryüzünün tüm fiziksel kaynaklarını bitirene kadar tüketmeye devam edecektik.
.
Doğa sınırsız değildi. Yabanın da bir sonu vardı ve korunmaya gereksinim duyuyordu.
.
İstikrarlı ve sağlıklı bir dünyaya kavuşmak için yapmamız gereken şey biyoçeşitliliği arttırmak... Ne de olsa, eğer biyoçeşitliliği artırırsak, artan biyoçeşitlilik habitatların daha iyi çalışmasını sağlayacağı için, doğal olarak karbon yakalamayı ve depolamayı da maksimuma çıkaracağız. Biyoçeşitliliğin hak ettiği değeri gördüğü ve toprak sahiplerinin ellerinden gelen her fırsatta bunu artırmaya teşvik edildiği bir dünya neye benzerdi?