Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Demirtaş Ceyhun

Demirtaş CeyhunAsılacak Adam Aziz Nesin yazarı
Yazar
8.1/10
112 Kişi
472
Okunma
30
Beğeni
5,5bin
Görüntülenme

Demirtaş Ceyhun Gönderileri

Demirtaş Ceyhun kitaplarını, Demirtaş Ceyhun sözleri ve alıntılarını, Demirtaş Ceyhun yazarlarını, Demirtaş Ceyhun yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Mustafa Kemal'in amacı, yüzyıllardır horlanmış, dışlanmış, zorla ezilip sindirilmiş Anadolu Türk halkını bir an önce ulus bilincine ve kişiliğine kavuşturmaktır. Bunun için de Türkçülük düşüncesinin öncelikle Osmanlıcılık gibi, İslamcı Türkçülük gibi, Turancılık gibi çağdaşı niteliklerinden arındırılması gerektiğini düşünmektedir.
E Yayınları 1992 Sayfa: 135
Her ne kadar, Mustafa Reşit Paşa ve arkadaşları da daha Tanzimat Fermanının hazırlanması sırasında ırk ve mezhep gözetilmeksizin devletin bütün uyruğunun konuşabileceği ortak bir dil arayışına girişmişler ve halkın büyük çoğunluğunun konuştuğu Türkçeyi resmi dil olarak kabul etmişlerse de, Türkçe adını kullanamamışlardır. "Türkçe" sözcüğünün Osmanlılarca bir resmi belgede ilk kullanılışı ise, 1876 yılında olmuştur. Birinci Meşrutiyette Sultan II. Abdülhamit'in yürürlüğe koyduğu 1876 Kanunî Esasi'nin (Anayasanın) 18. maddesinde, ilk kez, "Osmanlı Devleti'nin resmi dilinin Türkçe olduğu ve devlet hizmetinde çalışacak kişilerin bu dili bilmek zorunda oldukları" hükmü getirilmiştir.
E Yayınları 1992 Sayfa: 121
Reklam
Bu yüzden, XVI. yüzyıldan itibaren de, Osmanlı ülkesindeki Türklerin adı artık Rumiler veya (İslâmlar) değil ile Yörükler (veya Türkmenler) değil, İstanbullular ve Taşralılar'dır. Yerleşiklere "İstanbullu", Anadolu'daki Türklere de "taşralı" denilmektedir.
E Yayınları 1992 Sayfa: 104
Sonuç olarak şunu bir kez daha yenileyelim ki, Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucusu bizce de birçok bilim adamımızın savladığı gibi kesinlikle Oğuzların Günhan kolundan Kayı boyu olsa gerektir.
E Yayınları 1992 Sayfa: 60
Kimine göre, Anadolu'ya ilk ayak basan Türkler, bizlerin ataları olan Oğuz boylarıdır ve XI. yüzyıldan itibaren gelmeye başlamışlardır. Kimine göre Türklerin Anadolu'ya ilk ayak basışı Abbasiler dönemindedir. Abbasi halifeleri daha IX. yüzyılda Bizans'a karşı Semerkant dolaylarından getirdikleri Türkleri Güney ve Doğu Anadolu'ya yerleştirmişlerdir.
E Yayınları 1992 Sayfa: 22
Hoca Sadettin Efendi, gene o olayları anlatırken;
"Yörgüç Paşa, bir Türkmen getirene bir, Türkmenin kellesini getirene de yine bir kaftan adamış, bunu da tekrarlarla duyurmuştu. Bu yolla da Türkmenlerden pek çok kimseyi temizlemiş oldu. O tarihten sonra Türkmen eşkiyası başsız ve güçsüz kaldı." diye yazmaktadır.
Sayfa 70 - E YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bir Türkmeni veya kellesini getirene Yörgüç Paşa'dan bir kaftan.
Hoca Sadeddin Efendi: "Yörgüç Paşa, bir Türkmen getirene bir Türkmen kellesi getirene de yine bir kaftan adamış, bunu da tellallarla duyurmuştu. Bu yolla da Türkmenlerden pek çok kimseyi temizlemiş oldu. O tarihten sonra Türkmen eşkiyası başsız ve güçsüz kaldı" diye yazmaktadır.
Sayfa 70 - E YayınlarıKitabı okudu
Göçebelik ve eşi benzeri olmayan 'Tanrı misfirliği' kavramı...
Kimilerince hala ısrarla insanlığın kültürsüz ve uygarlık dışı toplumsal aşamaları olarak öne sürülen şu göçebeliğin de aslında kendine özgü ne tür bir kültüre ve uygarlığa sahip olduğunu göstermek için şu iki temel veriden başka delil aramaya gerek var mı Allah aşkına; Göçebeleğimizin kültürel ürünü misafirperverliğimiz ve bir başka bilde daha benzeri olmayan bize özgü "Tanrı misafirliği" kavramı şu dehşet konukseverliğimiz! Yetmez mi?..
Sayfa 267 - E YayınlarıKitabı okudu
1920'de İstanbul'a sığınan Alexis Tchebycheff'in anılarından
Kırım kıyıları Romalı askerlerden canlarını kurtarmaya çalışan Hıristiyanlarla doluydu sanki. Çar Nikola'nın ünlü Beyaz Ordu'su tümüyle parçalanmış, subaylarla erler, soylu hanımefendilerle genelev kadınları birbirine karışmıştı. Kızıl Ordu Kafkasya'yı da almış, Kırmı kuşatmıştı Sivastopal'a ulaşması an meselesiydi. Bolşevikler özellikle Beyaz Ordu mensuplarına acımasızca davranıyor, gördükleri yerde kılıçtan geçiriyorlardı. General Wrangel'in kaçmak üzere olduğu haberleri de Kızıl Ordu komutanlarını büsbütün galeyana getirmişti. Tek çare, kapağı bir an önce gemilere atmakta yatıyordu.
Sayfa 261 - E YayınlarıKitabı okudu
Prof. Fritz Neumark'a göre Hitler Almanya'da Ari ırktan olmamak
"Hristiyanlığa geçmiş olmak da iktidarın yeni sahiplerinin aldıkları işten çıkarma kararlarında herhangi bir anlam taşımıyordu. Bunun ötesinde birçok Yahudi olmayan profesör ve sanatçı 'ari ırkına mensup olmayan' eşlerinden ayrılmak istemediklerinden, ya işten çıkarılmışlardır ya da çıkarılmakla tehdit edilmişlerdir. Almanya'daki yerlerini korumak veya tekrar elde etmek vaadi ile 'ari' olmayan karı veya kocalarından boşanmaları için az gayret sarf edilmedi. Fakat bu gayretler çoğunlukla başarısız kalmıştır. Burada, derin bir memnuniyet ve şükranla, 'ari olan eşimin hiçbir zaman venden ayrılmayı düşünmediğini, hiç tereddüt etmeden geleceğe yönelik endişeleri benimle paylaşarak iki çocuğumuzla birlikte 'göç denilen sonu belirsiz yol'a benimle beraber çıktığını vurgulamak isterim."
Sayfa 231 - E YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Göçebe toplumlar kaba ve kültürsüz sürüler midir?
Göçebe toplumlar ne kültürsüz topluluklardır, ne de uygarlıktan nasipsiz insan sürüleri... Elbette göçebelerin de kendinlerine özgü bir kültürleri, bir uygarlıkları vardır, bu nasıl inkar edilebilir? Üstelik toplumların en dinamik aşaması da göçebelik dönemidir. Çünkü, hep tetikte yaşamak zorundadır göçebe insan. Çünkü, tek yasa doğadır onun için...
Sayfa 216 - E YayınlarıKitabı okudu
İç çamaşırına aşık bir millet - Türkler
PİAR'ın araştırmalarına göre (1992) 15 yaşın üstündeki erkeklerimizin %67'si bıyıklıdır. Kadınlarımızın da %60'ı bıyıklı erkekleri beğenmektedir. Gene, halkımızın temizliğe de aşırı bir düşkünlüğü yoktur. Gerçekten, "Bir giydi mi donu, vanilyayı kolay kolay çıkarmayan, iç çamaşırına aşık" kişilerdir sanki insanlarımız. "Haftada bir yıkandığını söyleyenler dahi nüfusun yarısını da bulmamaktadır ve %46'dır. Bunlardan %11'i de hamama gitmektedir. Sık yıkanılmadığı için, sık çamaşırda değiştirilmemektedir ve haftada bir çamaşır değiştirenlerin sayısı 100 kişi de 28 kişiyi geçmemektedir.
Sayfa 212 - E YayınlarıKitabı okudu
Hitlerci anlayışın andı...
Bilindiği gibi, ilkokullarımızda çocuklara hala sabah akşam, bağırta çağırta, galiba CHP tek parti iktidarının 1940'lardaki gizli Hitlerci döneminden kalma, "Türküm, Doğruyum, Çalışkanım, Yasam; Yurdumu, Ulusumu, Özümden Çok Sevmektir. Varlığım Türk Varlığına Armağan Olsun!" filan gibisinden yurt, ulus, ülkü, devlet ve benzeri kavramları kutsallaştıran, çağdışı, ırkçı bir and içirilmektedir.
Sayfa 211 - E YayınlarıKitabı okudu
CHP'nin kurduğu Aydınlar Dikdatörlüğü rejimi
Demokrat Parti döneminde tıpkı CHP tek parti dönemindeki CHP görünümlü "Aydınlar diktatörlüğü" gibi, DP görünümlü bir "Reaya diktatörlüğü" kurmuşlardır. Bu reaya diktatörlüğü 27 Mayıs 1960'daki aydınlar hareketiyle bir süre için kesintiye uğramışsa da daha sonraları AP, 12 Mart, Milliyetçi Cephe, 12 Eylül, ANAP, gibi görünümler altında egemenliğini bugüne dek sürdürmüştür.
Sayfa 206 - E YayınlarıKitabı okudu
629 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.