Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Demirtaş Ceyhun

Asılacak Adam Aziz Nesin yazarı
Yazar
8.1/10
112 Kişi
475
Okunma
30
Beğeni
5,7bin
Görüntülenme

En Eski Demirtaş Ceyhun Gönderileri

En Eski Demirtaş Ceyhun kitaplarını, en eski Demirtaş Ceyhun sözleri ve alıntılarını, en eski Demirtaş Ceyhun yazarlarını, en eski Demirtaş Ceyhun yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Göçebelik ve eşi benzeri olmayan 'Tanrı misfirliği' kavramı...
Kimilerince hala ısrarla insanlığın kültürsüz ve uygarlık dışı toplumsal aşamaları olarak öne sürülen şu göçebeliğin de aslında kendine özgü ne tür bir kültüre ve uygarlığa sahip olduğunu göstermek için şu iki temel veriden başka delil aramaya gerek var mı Allah aşkına; Göçebeleğimizin kültürel ürünü misafirperverliğimiz ve bir başka bilde daha benzeri olmayan bize özgü "Tanrı misafirliği" kavramı şu dehşet konukseverliğimiz! Yetmez mi?..
Sayfa 267 - E YayınlarıKitabı okudu
Bir Türkmeni veya kellesini getirene Yörgüç Paşa'dan bir kaftan.
Hoca Sadeddin Efendi: "Yörgüç Paşa, bir Türkmen getirene bir Türkmen kellesi getirene de yine bir kaftan adamış, bunu da tellallarla duyurmuştu. Bu yolla da Türkmenlerden pek çok kimseyi temizlemiş oldu. O tarihten sonra Türkmen eşkiyası başsız ve güçsüz kaldı" diye yazmaktadır.
Sayfa 70 - E YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Hoca Sadettin Efendi, gene o olayları anlatırken;
"Yörgüç Paşa, bir Türkmen getirene bir, Türkmenin kellesini getirene de yine bir kaftan adamış, bunu da tekrarlarla duyurmuştu. Bu yolla da Türkmenlerden pek çok kimseyi temizlemiş oldu. O tarihten sonra Türkmen eşkiyası başsız ve güçsüz kaldı." diye yazmaktadır.
Sayfa 70 - E YayınlarıKitabı okudu
Kimine göre, Anadolu'ya ilk ayak basan Türkler, bizlerin ataları olan Oğuz boylarıdır ve XI. yüzyıldan itibaren gelmeye başlamışlardır. Kimine göre Türklerin Anadolu'ya ilk ayak basışı Abbasiler dönemindedir. Abbasi halifeleri daha IX. yüzyılda Bizans'a karşı Semerkant dolaylarından getirdikleri Türkleri Güney ve Doğu Anadolu'ya yerleştirmişlerdir.
E Yayınları 1992 Sayfa: 22
Sonuç olarak şunu bir kez daha yenileyelim ki, Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucusu bizce de birçok bilim adamımızın savladığı gibi kesinlikle Oğuzların Günhan kolundan Kayı boyu olsa gerektir.
E Yayınları 1992 Sayfa: 60
Bu yüzden, XVI. yüzyıldan itibaren de, Osmanlı ülkesindeki Türklerin adı artık Rumiler veya (İslâmlar) değil ile Yörükler (veya Türkmenler) değil, İstanbullular ve Taşralılar'dır. Yerleşiklere "İstanbullu", Anadolu'daki Türklere de "taşralı" denilmektedir.
E Yayınları 1992 Sayfa: 104
Reklam
Her ne kadar, Mustafa Reşit Paşa ve arkadaşları da daha Tanzimat Fermanının hazırlanması sırasında ırk ve mezhep gözetilmeksizin devletin bütün uyruğunun konuşabileceği ortak bir dil arayışına girişmişler ve halkın büyük çoğunluğunun konuştuğu Türkçeyi resmi dil olarak kabul etmişlerse de, Türkçe adını kullanamamışlardır. "Türkçe" sözcüğünün Osmanlılarca bir resmi belgede ilk kullanılışı ise, 1876 yılında olmuştur. Birinci Meşrutiyette Sultan II. Abdülhamit'in yürürlüğe koyduğu 1876 Kanunî Esasi'nin (Anayasanın) 18. maddesinde, ilk kez, "Osmanlı Devleti'nin resmi dilinin Türkçe olduğu ve devlet hizmetinde çalışacak kişilerin bu dili bilmek zorunda oldukları" hükmü getirilmiştir.
E Yayınları 1992 Sayfa: 121
Mustafa Kemal'in amacı, yüzyıllardır horlanmış, dışlanmış, zorla ezilip sindirilmiş Anadolu Türk halkını bir an önce ulus bilincine ve kişiliğine kavuşturmaktır. Bunun için de Türkçülük düşüncesinin öncelikle Osmanlıcılık gibi, İslamcı Türkçülük gibi, Turancılık gibi çağdaşı niteliklerinden arındırılması gerektiğini düşünmektedir.
E Yayınları 1992 Sayfa: 135
Geri162
629 öğeden 621 ile 629 arasındakiler gösteriliyor.