"-Ne var bu gülümseyişinin altında?
+Sen varsın.
-Anlamadım?
+Sen varsın dedim ya. Ya ben az önce evde oturuyordum,kendi kendime dedim ki çok şükür Ferhan var dedim. Çok şükür dedim.
-Yani sırf bunu söylemek için mi geldin?
+Değmez mi?"
Yüzün, hatırlamak istediğim birçok şeyin yerini aldı. Sesler var kulağımda, konuşmalar, kavgalar, yürüyüşler ama düşündükçe bir yüz giderek senin yüzüne dönüşüyor.
anlamını bilmeden dinledigimiz sarkılar vardır ya
biz seninle oyleyız
sesin kıvrılıp,bukuldugu yerde
ıslanıyor gozlerimiz
nedenini soruyorlar
bilemiyoruz.
“Bütün millete akıl soruyorum, bu kızı nasıl ikna edebilirim diye… Her denileni anında yapmaya hazırım. Misal şu elimde bir demet çiçekle geçtim bütün sokakları. Bir delikanlı için bu ne demektir sen tahmin bile edemezsin. Buketi dik tutacağım diye ömrüm kısaldı.”
Gelip geçen herkes
Taşa kazımasa da adını,
Yaşadığı toprağa basmakla,
Silinmeye mahkum ayak izleri bırakıyor,
Herhangi bir yerde;
Yeni tepeden de ötede tepelerde...
İstanbul’da
Herhangi bir yerdeyiz,
Herhangi bir zamanda...
Bu toprak, bu deniz üstünde,
Bu hava, bu güneş altında...
Gölgede kalmış anıların,
Her biriyle baş başa...