Ben sana inanıyorum kitaplara değil.
Ben seni istiyorum. Dua değil. Sabır değil.
Artık gideceksin biliyorum, vakit geç oldu . Yatakta izin kalacak ,havada kokun ve yastığın üzerinde bir iki tel saçlarından . Telaş içinde giyinmeye başlayacaksın. "Çoraplarında eğrilik var " ,diyeceğim,düzelteceksin . Dudaklarını boyarken , eğilip ensenden öpeceğim, için sevgiyle dolacak. Gözlerin ışıl ışıl,"üzülme, üzülme " diyeceksin,"yine geleceğim."
Ye gelmezsen? Hayır hayır geleceğine inanıyorum. Fakat yine gideceksin. Yine gideceğini bilmek kötü. Dayanılmaz bir şey bu .
Hatırlıyorum; elini uzattın, " Allahaısmarladık " dedin , gittin . Gözden kayboluncaya kadar baktım arkandan , sonra kapıyı kapattım, bir başka kapı açıldı yalnızlığa.
Yürüyemiyordum, oturamıyordum . Yattım, uyuyamadım. Sanki yerçekimimden kurtulmuştum, boşluktaydım , ağırlığım kalmamıştı.
Elimde , tam nabzımın üzerinde bir saat işliyordu her şeyden habersiz. Çıkardım , duvara çarptım , parçalandı ve durdu .
Fakat sadece saatin sesiydi kaybolan .
Yoksa zaman ilerliyordu .
Ben sevda yolunda aşkı ararken
Karanlık dünyama bir ışık yaktın
Su damlası gibi gönlüme aktın
Bir anlık bakışınla kalbimi yaktın
Kırağı vurmuştu hüzün bahçelerime
Solan sevgilerime bin sevda kattın
Kara saçlarına kaderimi bağladım
Buğulu gözlerinde ben,mutluluktan ağladım...
"Ve biz,milyarlarca aşkın,yalanın,alçaklığın;kapıları,kapakları,kuş uçmaz uzaklıkları ve ayrılıklarıyla,kahrolası yasaklarıyla,bu acayip kaos karanlığında,
Biz ikimiz!
İki müthiş hasret,iki parça can..."
"-Ne var bu gülümseyişinin altında?
+Sen varsın.
-Anlamadım?
+Sen varsın dedim ya. Ya ben az önce evde oturuyordum,kendi kendime dedim ki çok şükür Ferhan var dedim. Çok şükür dedim.
-Yani sırf bunu söylemek için mi geldin?
+Değmez mi?"
"Vakti vardıysa aşkın,onu beklemeliydi.
Genç olmak yetmiyordu fayrap sevişmek için.
Hâlbuki aşk,başka ne olsundu hayatın mâzereti.
Demedim dilimin ucuna gelen her ne ise.
Vay ki gençtim,
ölümle paslanmış buldum sesimi."
"Aşk nedir?"
"Neymiş?"
"Aşk,Füsun karayolları,kaldırımlar,evler,bahçeler ve odalarda gezinirken ve çay bahçelerinde ve lokantalarda ve akşam yemeği sofrasında otururken,ona bakan Kemal'in duyduğu bağlılık duygusuna verilen addır."