Stratejik davalama bilinçli bir tercih olarak seçilen bir dava olduğu için, toplumsal etkisi olan davalardan farklı olarak modern bir olgu olarak ele alınır. Genelde belli bir grubun yaşadığı olumsuz durumlarda değişiklik yaratmayı hedeflediği için de en yaygın kullanım alanı ayrımcılık alanındadır. Bu nedenle stratejik davalamada literatürde akla gelen ilk örneklerden biri ırkçılıkla mücadelede ABD’de önemli bir dönem noktası olarak görülen 1954 tarihli Brown v. Board of Education of Topeka kararıdır.(4)
Karar, konuyla ilgili olarak Yüksek Mahkeme’nin 1896’da verdiği Plessy v. Ferguson kararındaki içtihadın değişerek okullarda ırk ayrımına ilişkin düzenlemelerin anayasaya aykırı bulunmasına yol açmış ve önemli bir dönüm noktası olmuştur. Dava National Association for the Advancement of Coloured Peoples (NAACP) tarafından fonlanmış ve ırkçılık konusunda bir seçim yapılarak eğitim alanı seçilmiş ve NAACP bir strateji olarak daha sonra ilk siyah Yüksek Mahkeme üyesi olacak olan Thurgood Marshall’ı avukat olarak atamış ve Amerikan anayasacılık tarihinin en önemli sayılan kararlarından birine gidilen yol hazırlanmıştır. Buna benzer çok sayıda dava örneğinden bahsetmek mümkündür.
(4) Bu karara giden yol ve ABD’deki sürece ilişkin bilgi için bkz. Carol Harlow, Pressure Through Law,