Hepimizin gerçek diye bildiği ve inandığı şeyler, saf gerçeğin beynimizin izin verdiği kadarından başka bir şey değildir. Çünkü hakikati görme ve algılama kapasitesi insanın içgüdülerinin yarattığı kaygı ve korku ile şekillenir o korkuya bir kez teslim olduğunuzda -ki herkes olur- anlama dünyanızın tüm ilkeleri değişir. O yüzden sevgi ile nefret kardeştir ve birinden diğerine geçmek için çok anlamsız bir korku bile yeterlidir.