Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Durmuş Akbulut

Durmuş AkbulutResim Neyi Anlatır yazarı
Yazar
Çevirmen
Editör
8.7/10
13 Kişi
77
Okunma
2
Beğeni
1.522
Görüntülenme

Durmuş Akbulut Sözleri ve Alıntıları

Durmuş Akbulut sözleri ve alıntılarını, Durmuş Akbulut kitap alıntılarını, Durmuş Akbulut en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Resme bakmak
... bir resme, özellikle tarihi resimlere bakmak "masum göz"den çok "bilen göz"ün işidir diyebiliriz.
Giriş bölümü, s.XIIIKitabı okudu
" Günümüzde, resimde yer alan basit bir nokta, insana ait bir yüzden çok daha fazla şey söyler."
Etik Yayınları/ Durmuş Akbulut
Reklam
Maya Deren/Öğleden Sonranın Ağları
Film, kadın karakterin gördüğü bir düşün çevresinde geçer ve sürrealist sinemanın tekniğini yoğun olarak kullanır: Anahtar, bıçak, kırılan camlar, intihar eğilimi, yüzü olmayan bir adam, evin önündeki yoldan sürekli geçen biri, telefon ahizesi... Planlar arasında doğrudan bir mantık bağı kurmak neredeyse imkansız. Ancak kadının intihar eğilimi ve kendi var oluşuyla olan iç hesaplaşması, en içte yaşanan yoğun bir psikolojik savaş şeklinde çarpıcı biçimde aktarılır. Film bu haliyle, deneysel Amerikan sinemasının Avrupai örneklerinden birini oluşturur.
Bu arada, erken dönem İtalyan sineması için, yeri tartışılamaz bir isim daha kendinden söz ettirecektir. 1906-1930 yılları arasında altmış uzun metraj, yüzlerce belgesel ve kısa film çekecek olan Elvira Notari, aynı zamanda, sinema tarihinin önemli ilk kadın yönetmenlerinden biri olur.
Sessiz sinemanın üç büyük ustasından biri olan Abel Gance, Grifftih ve Eisenstein'la aynı kategoride yer alır. Sinema sanatına kattığı yenilikler, günümüzde geliştirilerek hala kullanılmaya devam etmektedir; destansı filmleri ve set tasarımlarıyla "Avrupa'nın Griffith'i" lakabını fazlasıyla hak etmektedir.
Bir Şairin Kanı
Bir Şairin Kanı (Le Sang d'Un Poet, 1930) Jean Cocteau tarafından çekilen, 55 dakikalık, deneysel sinemanın en aykırı yapımlarından biridir. Film, canlanan bir heykelin, şaire bir ayna aracılığıyla başka bir dünyaya geçişin mümkün olduğunu söylemesiyle başlar. Şair aynadan içeri atlar ve bir otele çıkar. Otel odalarını anahtar deliklerinden dikizler. Odalardan birinde tavana yapışık bir kız çocuğu, son odada da bir hermafrodit (hem erkek hem dişi) vardır. Koridorun sonundaki bir el bir tabanca uzatır, şair kendine ateş eder ama ölmez. Hızla atölyesine döner, heykeli parçalar ancak hemen devamında kendisini avluda bir heykel olarak bulur... Her şeyin bir düş sahnesini andırdığı, sembolleri ve göndermeleri bol bir film olarak Bir Şairin Kanı, cinsel metaforları ve dini motifleri sürrealist bir şekilde kullanır. Filmde dikkat çeken kostümleriyse ünlü modacı Coco Chanel tasarlar.
Reklam
Haxan, hem kurgusal hem de belgesel sinemanın gelişiminde önemli oranda öncülük rolü oynamış bir başyapıttır.
Erotik sinema, yedinci sanatın başlangıcından itibaren hiçbir şekilde “tür” olmayı başaramaz. Ancak, kadın ve erkeğin olduğu her sinemasal eserde, varlığını iliştirilmiş olarak devam ettirir. Amerika'da 1968'de sansürün kalkmasından sonra, daha cesur filmler çekilse de, tamamı erotik filmlerin toplamı bile tek başına bir akım oluşturmaz. Ancak, altmışların sonundan itibaren başlayan seks filmleri furyası, zaman zaman erotik sinemanın tanımını Zorlaştıracaktır. Ancak, seks filmlerinin de, yetmişlerden itibaren “istismar filmleri”ne dönüşerek farklı bir porno sinemasına doğru evrilmesi; erotik sinemanın masumiyetini de kanıtlayacaktır. Dahası, sinemaya yeni filmler, yeni teknolojiler eklendikçe, 1890-1945 yılları arasında çekilen erotik filmlerin aslında “temiz” bir erotizmin sinemasal temsilcileri olduğu görülecektir.
Sayfa 116
Özellikle Fransız Yeni Dalga sineması, görsel estetiğini büyük oranda İtalyan yenigerçekçiliğine borçludur.
Fotoğrafın icadıyla yeni bir çalışma tekniği keşfeden ressamlar, bu kez, pornografiye varacak düzeyde net, açık ve davetkar kadın tipleri resmetmeye başlar. Mitolojiden ya da Eski Ahit’den alınma olaylar ve isimler altında resmedilen kadın, gerçekte Venüs ya da su perileri, erkeğin pornografik malzeme ihtiyacını karşılayacak şekilde resmedilir.
Reklam
Sürrealizm No.5
"...Gabrielle Coco Chanel...Liste uzayıp gider. Ah! Chanel'i biliyorum! Parfüm! Ama önce insan!"
Tüm zamanların en etkili yönetmenlerinden biri olarak gösterilen Dreyer, Danimarkalı olmasına karşın Norveç, İsveç, Almanya, Fransa hatta Afrika'da film çekmiş ama Hollywood'a asla gitmemiş katıksız Avrupalı bir yönetmendir. Ve daha çok Avrupa sineması için kullanılan "sanat filmi" sözü varlığını, sessiz dönemde, ilk başta Dreyer'e borçludur.
29 öğeden 16 ile 29 arasındakiler gösteriliyor.