Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Düşünen Şehir

Düşünen ŞehirDüşünen Şehir - Sayı 6 dergisi
Dergi
0.0/10
0 Kişi
23
Okunma
4
Beğeni
757
Görüntülenme

Düşünen Şehir Gönderileri

Düşünen Şehir kitaplarını, Düşünen Şehir sözleri ve alıntılarını, Düşünen Şehir yazarlarını, Düşünen Şehir yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Kırşehirde Neşet Ertaş garip, Neşet Ertaş'ta Kırşehir gurbettir artık."
Düşünen Şehir - Sayı 4
Düşünen Şehir - Sayı 4
(25.09.2012) 🥀
Yerleşim yerinin çapı büyüdükçe oraya dair aidiyet küçülmektedir. Bu ise unutkanlığa sebebiyet vermektedir.
Reklam
Mahalle kuran insan, kendini kurmuş, kendini bir mekânla donatmış, o mekânla taçlandırmış demektir. Mahallenin sadece bir mekânsal biçim değil, belli bir insan yoğunlaşmasına işaret etmesi, belli bir hayatı temsil etmesi manidardır.
Rönesans’la başlayıp modernleşmeyle devam eden ve kendisinden başka her dini, dünya görüşünü, medeniyet tasavvurunu “ilkel, gerici, yobaz, çağdışı” olmakla suçlayıp, kendi değerlerini ve paradigmalarını tek doğru olarak dayatan bir zihniyetin, evrensellik adı altında insanlara dayatılması anlamsızdır.
....bugün dünya, Rönesans ile başlayan Modernleşme ile “tartışılmaz hale gelen” değer yargıları, din anlayışları, ahlak teorileri, ekonomi anlayışı, tüketim kültürü, akıl ve bilim anlayışı ile tanımlanıyor ve anlaşılıyor; bunun tek doğru olduğu ilkesi değişmez ve tartışılmaz bir ilke olarak dayatılıyor.
Medine ve Medeniyet
Hz. Peygamber’in Yesrib ile ilgili yaptığı en temel değişiklik ise, şehrin ismini, bir anlamda sıfatını değiştirmesidir. Yeni isim ise Medine’dir. Medine, din kelimesinden türemedir ve dinin somutlaştığı, yaşandığı, tecelli ettiği, dinin mekân bulduğu yer anlamına gelir. Medeniyet kelimesi de aynı kökten türemiştir ve dinin diğer deyimle mekân bulan dinin, aynı zamanda zamanı belirleme iddiasını içinde taşır. Dolayısıyla bu anlamda medeniyet, dinin zamanı ve mekânı belirleme arzusu ve sonucu ile ilgilidir.
Reklam
Kavramlara Dikkat
Batılı anlamda millet/ nation, bir parçalanmayı ve ırk ekseninde bir ulusu temsil eder. Oysa Kuran ekseninde millet, din ile eş anlamlıdır ve bir dine bağlı olanları temsil eder. İslâmî anlamda milletleşme, bedevilikten kurtulma, medenileşme ve dini, zaman ve mekân olarak örtünme iken; modern anlamda millet, ırk ekseninde dışlama, daralma, belli bir ulusu esas alarak eşya ve hadiseleri yorumlamadır. Millet-i İbrahim tanımlaması İslâm ile eş anlamlıdır. Din kelimesi de Batılı anlamda religion ile eş anlamlı değildir. İslâm bugün, modern-pozitivist-seküler bir insanın anladığı ve tanımladığı anlamda bir religion değildir.
Kuran-ı Kerim, Peygambere uyanları, vahyi kabul edenleri, Allah’ın hikmetine dikkat çekenleri, akıl sahipleri olarak nitelerken; müminler için “akılsızların inandığı gibi mi inanacağız” diyen münafıkları, gerçek akılsızlar olarak niteler. Müşrikler, kâfirler ve münafıklarla ilgili olarak akletmedikleri nitelemesini yapar. Oysaki bugün herhangi bir Batı eksenli rasyonalist ekol, kesinlikle vahyi, Tanrı düşüncesini ve Peygamber olgusunu kabul etmez; hatta bunları akılsızlık, cahillik, yobazlık, gericilik olarak niteler.
Başkasının kavramları ve yöntemleri ile düşünen başkası gibi olur. Hatta ne kendisi ne başkası olur. Öyleyse insanları farklı ve özel kılan, kendine ait anlam dünyasının kavramları ile eşya ve hadiselere bakabilmektir. Ancak böyle bakabildiğinde, hem karşısındakinden farkını ortaya koyacak hem de kendi değerlerini insanlığın gündemine sokabilecektir
207 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.